LONDRA (İHA) - Avrupa basını bugünkü sayılarında Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da bugün başlayan NATO Zirvesi'ne, BM silah denetçilerinin görev yaptığı Irak sorununa, Türkiye'nin Avrupa Birliği çabalarına geniş yer verdi.
Avusturya'nın Der Standard gazetesi NATO'nun Avrupa Birliği'nin savunma boyutunun başarılı olup olmayacağını belirlemede hayati rol oynayacağını savunarak, "Eğer AB bir gün gerçekten savunma ve güvenlik konusunda bir politika ortaya koyabilecekse bu ancak NATO'nun büyük yardımlarıyla mümkün olur" dedi.
İngiliz The Times gazetesi, Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov'la yaptığı mülakatı yayımladı. İvanov'un Rusya'nın NATO genişlemesi konusunda rahatsızlık duymadığını belirten gazete, İvanov 'un, Bush'un NATO'nun misyonunu Rusya'nın da uzun süredir savunduğu biçimde yeniden tanımladığını ve, "Ortak bir düşmanımız var: Küresel terör. Buna karşı hepimiz birleşmeliyiz" sözlerine yer verdi.
Ancak İvanov'un bu tavrı altı ay öncesine kadar NATO genişlemesine karşı çıkan Moskova'nın görüşleriyle çeliştiğine dikkat çeken gazete, İvanov'un, "Rusya'nın diğer ülkelerle imzaladığı çok sayıda anlaşmanın da uzlaşma ve uyum temeline dayanan yeni dış politikanın meyvesi olduğu belirtiliyor. Gerçekten de Rusya'nın uzun yıllardır ilk kez düşmanı yok. Bu nedenle enerjisini içerideki sorunlara çözmeye yönelltmesi ve diğer ülkeleri yeni bir dünya düzeni kurmaya ikna etmesi gerek" sözlerine de yer veriyor.
"ABD, SAVAŞA UÇARAK GİDİYOR, AB TREN BEKLİYOR" Financial Times ise NATO müttefiklerinin teknik imkanları arasındaki uçurumun altını çizerek, "ABD savaşa uçarak giderken, AB tren bekliyor" başlığıyla bir haber yayımladı.
Gazete, NATO'nun Amerikalı komutanı Joseph Ralston'un, Amerika ile Avrupalı müttefikleri arasındaki uçurum büyüdükçe işleyişin zorlaştığına dikkat çektiğini belirtiyor.
NATO Genel Sekreteri George Robertson'un, " Şu anda NATO'nun iletişimde sinyal karıştırma imkanlarının yüzde yüzü, havadan karaya keşifin yüzde 90'ı havada yakıt ikmalinin yüzde 80'i Amerika tarafından sağlanıyor. Amerika'nın 250 uzun menzilli nakliye uçağı var, Avrupalılarınsa 11" sözlerine de yer veren gazete, Robertson'un, bu durumu "umutsuz" olarak niteleyip, "Ne yapacaksınız? Trene mi bineceksiniz yoksa 53 numaralı otobüsü mü bekleyeceksiniz?" sorusunu yönelttiğini de vurguluyor.
TIMES'TA BUSH-SEZER GÖRÜŞMESİ
Times'taki bir diğer haberde ise Bush'un dün Prag'da yaptığı temaslar irdeleniyor ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sezer ile görüşmesi değerlendiriliyor.
Haberde, Bush'un dün yaptığı en önemli görüşme, Amerika'nın Irak ile savaşa girilmesi halinde saldırılar için üslerini kullanmayı istediği Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Sezer ile buluşması olduğu belirtiliyor.
ABD, Ankara'nın önüne doğrudan yardım, iskontolu Amerikan silahları ve borçların silinmesini içeren milyarlarca dolar değerinde bir paket sürdüğüne işaret eden Times, Amerikalı bir yetkilinin, "Türk dostlarımızla çok derin görüşmeler yapacağız" sözlerini de vurguluyor.
FRANSIZ DERGİSİNE ERDOĞAN RÖPORTAJI Fransız Paris Match dergisi ise sayfalarında AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'la yapılan bir mülakata yer veriyor.
Dergide, Erdoğan'ın, Türkiye'nin OECD, NATO ve Avrupa Konseyi'nin üyesi olduğunu ve bu nedenle Avrupa'nın meslelerinin dışında kaldığını söylemenin mümkün olmayacağı görüşüne yer veriliyor.
Dergi Erdoğan'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasının Batı ve İslam kültürleri arasında medeniyetler çatışması çıkması tezini de çürüteceğini söylediğini aktarıyor.
KIBRIS KONUSU
Financial Times, başyazısında "Erdoğan AB desteği almak için Kıbrıs konusunda hızlı davranmalı" diyor.
Türkiye'nin hem içinde hem de dışında; eski yıpranmış siyasi eliti sahneden silerek gelen yeni hükümetin neler başarabileceği konusunda beklentiler arttığına dikkat çeken gazete, partinin kendini ne zafer sarhoşluğuna ne de islamcılğa kaptırdığını, bunun yerine net ve uygulamaya yönelik hedefler belirlediğini yazıyor.
AKP liderinin hükümetinin en önemli önceliğinin Kıbrıslı Türk liderleri konfederal bir iktidar paylaşımı planının kabule ikna etmek olması gerektiğine dikkat çeken gazete, "Aksi halde Kıbrıs AB'ye bölünmüş bir ada olarak girer ve bu da Türkiye'nin AB ile filizlenen ilişkilerini zehirler. Böylesi bir durum ise Türkiye'de reform çabalarına sekte vurabilir. AKP'nin İslamcı demokratlarının ılımlı tavırlarından vazgeçmesine yol açabilir" dedi.
AMERİKALILAR IRAK'IN YERİNİ BİLMİYOR İngiliz bulvar gazetelerinden Daily Mirror "Irak nerede?" manşetiyle birinci sayfadan verdiği haberde, "100 Amerikalıya bir atlas gösterdik ve ülkelerinin bombalamaya hazırlandığı Irak'ı bulmalarını istedik" diyor.
Yanıtları,"Bilmiyorum, umursamıyorum, zaten yakında böyle bir şey kalmayacak" şeklinde sıralayan gazete, 18 - 24 yaşları arasındaki 7 Amerikalıdan sadece 1'inin Irak'ın yerini haritada bulabildiğini yazıyor.
IRAK, SİLAH DENETÇİLERİNİN İŞLERİNİ YAVAŞLATACAK Independent, "Bush, Irak'a karşı savaş için 50 ülkeden yardım istedi" başlıklı haberini birinci sayfadan yayımlıyor.
Gazetedeki bir başka haberde Irak'ın silah denetçilerinin işlerini yavaşlatmak için onları aşırı miktarda bilgi bombardımanına tutacağı öne sürülüyor. Independent, "Irak kendisinden sonsuz taleplerde bulunan BM'yi kendi silahıyla vurabilir: Yani kısa sürede incelenemeyecek kadar çok bilgi sunabilir" diyor.
İNGİLTERE'DE İTFAİYECİ KRİZİ
Daily Telegraph ise olası bir Irak operasyonu arefesinde İngiltere'de greve gidecek itfaiyecilerin yerini alması istenen ordunun, bu talebe tepkisine geniş yer ayırıyor.
Gazete, İngiltere'nin en üst düzeyli askeri yetkilisinin yarın başlayacak itfaiye grevinin silahlı kuvvetlerin etkinliğini azaltacağı uyarısında bulunduğuna ve Genelkurmay Başkanı Sir Michael Boyce'un, itfaiyecilerin görevini üstlenmeleri için 19 bin askerin hazır tutulmasının eğitimlere ve askerlerin moraline zarar verdiğini söylediğine dikkat çekiyor.
Gazete, Boyce'ın Savunma bakanı Geoff Hoon ile verilen olağan bir brifing sırasında yaptığı beklenmedik açıklamanın bakanı zor durumda bıraktığını vurgulayarak, "Eski bir denizaltı subayı olan amiral hükümeti torpidoyla kalbinden vurdu" ifadesini kullanıyor.
Daily Telegraph Genelkurmay başkanının daha önce de hükümet politikalarına karşı sert ve açık eleştilerde bulunduğunu da hatırlatıyor ve Afganistan'daki operasyonların sanılandan uzun süreceği uyarılarında haklı çıktığını vurguluyor.
TERÖRLE MÜCADELE KAZANILMAYACAK SAVAŞ Guardian yorum sayfasında terörle mücadele yolundaki girişimleri "Kazanılamayacak bir savaş" diye niteledi.
Gazete, "İslami terör"ün askeri yoldan yenilgiye uğratılmasının mümkün olmadığını belirterek, Irak'a karşı savaşa girişilirse bunun terörü sadece körükleyeceği iddia ediliyor.
Gazete bu durumda kimsenin, "Neden bizden nefret ediyorlar" sorusunu sormaya hakkı olmayacağını ve terörle mücadeleyi destekleyen ülkelere saldırı ihtimalini artıracağını da öne sürüyor.
Yine Guardian'daki bir haberde İngiliz anti-terör timlerinin Gürcistan ordusuna eğitim vereceği bildiriliyor.
Gazate, Scotland Yard ve gizli servisten uzmanlar gelecek ay Tiflis'e giderek bu çalışmalar için gereken hazırlıkları yapacaklarını iddia ediyor. Gazete bu kararı, İngiliz Petrol Kuruluşu BP'nin Bakü Tiflis Ceyhan projesindeki öncü konumu dolayısıyla İngiltere'nin bölgede çıkarı olmasıyla açıklıyor.
İSPANYA'DA BATAN TANKERİN SON DURUMU
İspanyol gazetesi El Pais, İspanya açıklarında batan tankerin son durumu ile ilgili haberi, "Dümende kimse var mı?" başlığı ile veriyor.
Prestige adlı tankerin denize akaryakıt sızdırmaya geçen Çarşamba günü başladığı fakat Madrid'teki yönetimin uyanmasının bir hafta sürdüğüne dikkat çeken gazete, "Prestige sürüklenirken dümende kimse yoktu. Peki bu acil durum karşısında ülkenin dümeninde kim var?" sorusunu yöneltiyor.
Times gemiyi kurtarma çalışmalarını geçen yıl batan Rus denizaltısı Kursk'u deniz dibinden çıkaran ekibin üstleneceğini yazıyor. Gazete, çevre kirliliğini kontrol etmek için 3 yol olduğunu belirterek bunların hiçbirinin de çözüm olmayacağını yazıyor.
Bunlardan biri tankeri havaya uçurup petrol tabakasını yüzeyden toplamak olduğunu ancak sızıntının kontrolden çıkabileceğini belirten Times, gemiyi çimentoyla kaplama ve petrolü pompalama önerilerinin de 3 bin metrelik derinlik nedeniyle mümkün görünmediğini ifade ediyor. Gazeteye son çözüm olarak ise, gemiyi haline bırakmak ve petrolün yavaş yavaş sızıp dağılmasını beklemek olduğunu gösteriyor.