HABER

Avrupa basınında bugün

LONDRA (İHA) - İngiliz gazetelerinden Financial Times, Haiti'de yaşanan olaylara geniş yer verdi. Gazetenin makaleler köşesinde yazan Jeffrey Sachs, medyanın Haiti'deki gelişmeleri Amerika'nın manipülasyonuyla verdiğini, gerçekleri yansıtmadığını belirtti.

Dünya medyasının, Haiti Devlet eski Başkanı Jean Bertrand Aristide'yi demokratik olmayan ülkesinin demokrasi hayallerine ihanet eden bir lider olarak gösterdiğini belirten yazar, bunun doğru olmadığını iddia etti.

Yazarın karşı çıktığı bir başka konu ise, Aristide'nin başkanlıkta kalmasını sağlayan 2000 yılındaki seçime hile karışması ve seçimin meşru olmadığı iddiası.
Yazara göre; Amerika'daki muhafazakar siyasetçiler, Aristide'yi yeni bir Castro olarak gördükleri için Bush iktidara geldiğinden beri onu devirmeye çalıştı.
Makalede, ülkede istikrarı sağlamak amacıyla 1993'de Haiti'ye 20 bin Amerikan askeriyle müdahalede bulunan dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'un, bu konuda başarısız olduğuna da değinildi.

"HAİTİLİ ZENGİNLER, CIA'LE İŞBİRLİĞİ YAPARAK ARİSTİDE'Yİ DEVİRDİ" Jeffrey Sachs, Haiti'deki Duvalier denilen zenginlerin CIA elemanlarıyla birlik olup, Aristide'yi devirmek için lobi faaliyetlerine giriştiklerini ve Bush yönetiminin Haiti'ye vaat ettiği yardımı dondurmasıyla Aristide'yi zor duruma düşürdüğünü iddia etti.

Sachs, yazısında şunlara değindi:
"Bir Latin Amerika ülkesinde daha demokrasiyi yıkan Amerika'nın rahatlığı insanı sarsıyor. CIA'nin, Aristide muhalifleri üzerindeki rolü neydi? Amerika Birleşik Devletleri, bu isyanı beslemek için ne kadar para harcadı? Karayip ülkelerinin ortaklaşa sunduğu uzlaşma formülünü Beyaz Saray niye reddetti? Bu sorular hiç sorulmuyor. Biz yine, savaşların büsbütün sudan gerekçelerle açıldığı, gerekli soruların sorulmadığı bir çağdan geçiyoruz"

Haiti'de bundan sonra yapılacaklara da değinen yazar, en büyük görevin Birleşmiş Milletler'e düştüğünü belirtti.
Yazar, makalesinde, iktidar değişikliğinin yasadışı olduğunu belirterek, BM'nin Aristide'nin tekrar iktidara döndürülmesi için yardım etmesi gerektiğini savundu.
Bir başka İngiliz gazetesi Independent de, Haiti'deki gelişmelere yer ayıranlar arasında.
Independent, Haiti'deki isyancı grupları eski rejimlerin cellatlarının oluşturduğunu belirtti. Gazete, bu isyanın demokrasi isteği ve arzusuyla değil, Jean Bertrand Aristide'ye duyulan öfke nedeniyle yapıldığını yazdı.
Dünyada demokrasiyi sağlamaya çalışan Bush'un başarısız olduğunu belirten gazete, iktidarın bir çeteden bir başka çeteye geçtiğini kaydetti.

Independent, Irak Savaşı'nda karşı karşıya gelen Fransa'yla Amerika'nın, Haiti'ye beraber barış gücü gönderme konusunda hem fikir olduklarına dikkat çekti.
Guardian gazetesi de, Haiti'deki gelişmeleri köşesine taşıdı. Guardian'ın köşe yazarlarından Gary Young, Jean Bertrand Aristide'nin iktidardayken bir siyasetçi gibi davranmadığını belirtti. Aristide'nin belli bir vizyonu olmadığı için popülist bir demagoga dönüştüğünü iddia eden Young, eski başkanın isyan hazırlanırken kendini korumak için sokak çetelerinden medet umduğunu belirtti.
Yazar, Aristide'nin yeniden başkan seçildiği 2000 seçimlerine hile karıştığını iddia ederken, yeniden başkan seçilse dahi Aristide'nin demokratik meşruiyeti kaybettiğini belirtti.

Haiti'deki muhalefetin eski diktatörlerin ölüm timlerinde görev almış isimlerin yanı sıra, iş adamları, öğrenciler ve insan hakları savunucularından oluştuğunu ve bunların tek ortak amaçlarının Aristide'yi devirmek olduğunu belirtti.

"ABD EKONOMİSİ CİDDİYE ALINMAZSA AĞIR BEDELLER ÖDENEBİLİR" Guardian'da genişçe yer alan konulardan biri de Amerikan ekonomisi...
Başkanlık seçimleri öncesinde ekonomiye canlılık geldiğini belirten gazete, bunun sebepleri konusunda uyarılarda bulundu. Yazıda çalışanların gelirlerinin, enflasyon dikkate alındığında hiç artmadığı ve insanlardaki tüketim eğiliminin yeni borçlarla finanse edildiği belirtildi. Zengin tüketicilerin ise, Bush yönetiminin verdiği vergi indirimleri sayesinde para harcama imkanı bulduğu açıklandı.
Gazete, Amerika'nın şimdiye kadar benzeri görülmemiş düzeylere varan dış ticaret açığı ile bütçe açıklarını, dolardaki hızlı düşüşü kimsenin umursamadığını anlattı. Yazıda temkini elden bırakmayan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan'in bile, kısa vadede sorun görmediği belirtildi.
Greenspan'in, uzun vadede, bütçe açığı ve kamu borçlarından dolayı duyduğu kaygıları gidermek için önerdiği çözümü, vergi indirimlerini sürdürmek, sosyal harcamalardan kısmak şeklinde özetledi.
Gazete, işte bu çözüm şekli sonucunda yoksul kesimlerin darbe alacağını belirtti. Bush yönetiminin açıkları azaltacak önlemler almasını savunan Guardian, ekonomik canlılık böyle sürdürülemeyeceği için Amerikan ekonomisinde şoklar yaşanacağını, aksi takdirde bunun dünya ekonomisine ağır bedel ödeteceğini vurguladı.
Bu amaçla Bush yönetiminin vergi indirimlerini sona erdirmesi, insanlara emekli olduktan sonra da çalışma izni vermesi, 180 milyar doları bulan tarıma desteği kesmesi, vergi arttırarak Ortadoğu petrolüne bağımlılığı azaltmanın yollarını araması önerildi.
Guardian, seçim yılında böyle uzun vadeli ekonomik önlemleri kimsenin gündeme getirmeyeceğini, siyasi partilerin vergi artışlarından söz edememesinin üzücü olduğunu anlattı.

"PUTİN'İN BAKANLAR KURULUNU AZLETMESİ BEKLENMİYORDU" Rusya'nın içişlerine de değinen Guardian, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in, başkanlık seçimlerine iki hafta kala bütün bakanlar kurulunu azletmesini kimsenin beklemediğini yazdı.
Gazete başbakanlığa, Mikhail Kasyanov'un yerine kimi tayin edeceği konusunda kimsenin güçlü bir tahmini olmadığını, sadece mali piyasaların, iş çevrelerine yakın bir isim seçileceği beklentisinde olduğunu anlattı.
Putin'in 4 yıldır süren iktidarında temel önceliğinin Yeltsin dönemindeki kaosa son vermek olduğunu belirten Guardian, şunları yazdı:
"Batı böyle otoriter bir rejimi tavsiye etmemiş olabilir ama bütün tasarruflarınızı 10 yıl içinde iki kez kaybetmişseniz, ağır sanayiniz parçalanmış, geleneksel pazarlarınız yok olmuşsa, Amerikalılar Gürcistan'da dolaşıp, başkanları belirlerken, Kremlin'de güçlü bir lider olması, Ruslar'a çok cazip geliyor. Putin, kimsenin karşı çıkamayacağı bir şeyleri sağlıyor. Rusya'da serbest piyasa reformlarının mirası şu: Demokrasi düştükçe, Ruble hızla değer kazanıyor"

Alman basını dün Hamburg'daki eyalet seçimlerini kaybeden Başbakanı Gerhard Schröder'in iktidarına gölge düşüp düşmediği konusunu ele aldı.
Alman gazetelerinden Frankfurter Rundschau, sağın galibiyetinde Hıristiyan Demokrat Birlik üyesi Hamburg Belediye Başkanı'nın bireysel popülaritesinin rol oynadığı görüşünde.
Gazeteye göre Ole Von Beust, Hamburglu seçmenlerin sevgisini siyasi programıyla değil, dünyaya açık, liberal, modern hayat anlayışıyla kazandı. Seçimin sonucunu kişisel özelliklerin belirlediğini, bu yüzden ülke geneline yansıtılamayacağı belirtildi.

Frankfurter Algemeine Zeitung da, Hamburg belediye başkanının tavırlarının partisine galibiyet getirdiğini savunan bir başka gazete. Gazete, sosyal demokratların kötü sonuç almasını, bu şehirdeki oyların iktidarın küçük ortağı Yeşillere kaymasından kaynaklandığını belirtti.
Bir başka Alman gazetesi Suddeutsche Zeitung ise, yerel medyanın taraflı tutumunun, sosyal demokratlar aleyhinde etkili olduğu görüşünde.

En Çok Aranan Haberler