LONDRA (İHA) - Avrupa basınında günlerdir geniş yer alan Iraklı mahkumlara yapılan kötü muamele ve işkence fotoğraflarının sahte olduğu öne sürüldü. İngiliz Daily Telegraph gazetesi, İngiliz askerlerinin Iraklı tutsakları taciz fotoğraflarının sahte olduğunu ilan ettiğini bildirdi.
Daily Telegraph, İngiliz askerlerinin Iraklı tutsakları taciz ederken görüntüleyen fotoğrafların sahte olduğunun resmen ilan edildiğini bildiriyor. İngiliz gazetesine göre, milletvekillerine bilgi veren silahlı kuvvetlerden sorumlu bakan yardımcısı, fotoğrafların çekildiği kamyonun Irak'a gönderilmemiş olduğunu söyledi. Gazete askeri kaynakların, fotoğrafların İngiltere'deki bir askeri üste, muhtemelen bazı askerler tarafından çekildiğini söylediklerini belirtiyor. Söz konusu fotoğraflar, bir kaç hafta önce bulvar gazetesi Daily Mirror'da, Amerikalı askerlerin taciz görüntülerinden bir gün sonra yayınlanmış ve gerek İngiltere içinde, gerekse uluslararası düzeyde tepkilere neden olmuştu. Daily Telegraph, fotoğrafların yayınlanmasını onaylayan Mirror editöründen, sahte fotoğrafları hazırlayan kişilerin yakalanması için işbirliği göstermesinin istendiğini bildiriyor.
İngiliz gazetelerinden Guardian, Başbakan Tony Blair'e, partisinin önde gelen isimleri tarafından, Amerika ile bağları gevşetme çağrısı yapıldığını belirtiyor. Gazeteye göre, İşçi Partisi'nin önde gelen bazı isimleri başbakanın Ortadoğu, Irak'ta barışgücü misyonu ve Amerikan başkanlık seçimlerinde bağımsız bir tutum ilan edip, kamuoyu önünde Bush yönetimi ile arasına mesafe koymasını istedi. Gazete bu kişiler arasında, partinin Blair'e sadık ve yakın isimlerinin de bulunduğunu belirtiyor.
Independent ise Başbakan Blair'in 'George Bush'la omuz omuza vermeye devam edeceğim' dediğini aktarıyor. Başbakanla özel mülakat yapan gazete, Blair'in Irak'ta rota değiştirmeyeceğini söylediğini ve partisi içinden gelen Bush yönetimi ile arasına mesafe koyma çağrılarını geri çevirdiğini bildiriyor. Gazete, Blair'in şu sözlerini de aktarıyor: "Keşke Iraklıların görüşlerine daha çok kulak verilse. Tabi ki, koalisyon güçlerinin zamanı geldiğinde Irak'tan ayrılmasını istiyorlar ama ülkenin fanatik dincilerin, Saddam'cıların veya teröristlerin eline düşmesini de istemiyorlar."
Le Monde da Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier ile yaptığı mülakatı yayınlıyor. Fransız gazetesi, bakanın Irak'ta şu anki durumu, 'Ortadoğu ve tüm dünyayı içine çekmekte olan bir kara delik' olarak tanımladığını aktarıyor. Gazete, dışişleri bakanının Avrupa Birliği'ne, birleşik tutum sergileme ve Birleşmiş Milletler'de bir Irak konferansı toplanması talebini dile getirme çağrısı yaptığını aktarıyor. Gazeteye göre, Fransız bakan böyle bir konferansın Irak'ta istikrar ve yeniden imarın ilk adımı olacağını söylüyor. Gazete, Bakan Barnier'nin şu sözlerini aktarıyor: "Bu Irak yönetiminin yapay biçimde değil, tam hükümranlıkla ülkeyi yönetmesine yönelik bir adım olacaktır."
İngiliz gazetelerinden Financial Times ise Hindistan seçim sonucunu manşete çıkarıyor. Gazete, iktidardaki Hindu milliyetçisi BJP'nin, Kongre partisi karşısında aldığı mağlubiyetin şok etkisi yarattığını yazıyor. Gazete, ülkenin en güçlü ekonomik gelişme dönemlerinden birini yaşadığı bir dönemde, Hintli seçmenin hükümet partisini iktidardan uzaklaştırarak tam bir sürpriz yaptığını belirtiyor. Gazete, bağımsız Hindistan'ın kurucusu olan kongre partisinin şu anki lideri Sonya Gandi'nin, başbakan olup olmayacağının ise belirsiz olduğunu kaydediyor.
Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung, seçim sonucunun seçmenlerin çoğunun BJP'li Başbakan Atal Behari Vajpayee'nin 'tatlı dünyasında' yaşamadığını gösterdiği yorumunu yapıyor. Gazete, BJP'nin seçim kampanyasında ortaya koyduğu güven tablosunun, ülke sınırlarının ötesine de uzandığını çünkü bunun gerçek verilere dayandığını belirtiyor. 'Delhi'ye resmi gezi yapan bir çok kişi gördüklerinden o kadar etkilendi ki, ikinci bir Çin'den bahsetmeye başladılar' diyen gazete, yaygın fakirlik ve nüfusun yarısının okur yazar olmaması gibi verilerin ise başka bir öykü anlattığını yazıyor. Gazeteye göre, seçim sonucu, Hindistan seçkinlerinin büyük kesiminin kendi ülkelerine ne kadar yabancı olduğunu ortaya koyuyor'.
Avusturya gazetesi Der Standard ise Kongre partisinin 'ne ideolojisi, ne programı, ne de doğru dürüst bir lideri olduğu' uyarısı yapıyor, ancak seçim sonucunun Hindistan'ın 'siyasi olgunluğunu' sergilediğini de belirtiyor. Gazete, 'büyük fakirlik ve yer yer yaşanan şiddet olaylarına karşın, Hindistan'da demokrasi işliyor' diyor.
Fransız Liberation, Kongre partisinin İtalyan asıllı lideri Sonia Gandhi'nin seçim zaferini 'ne basın ne de kamuoyu yoklamalarının tahmin ettiği bir siyasi deprem' olarak değerlendiriyor. Gazete, Kongre partisinin daha önceki iktidar dönemlerinin 'hiç bir göz kamaştırıcı anı' bırakmadığını yazıyor ve parti liderliğinin Gandhi hanedanı içinde elden ele geçmesini, 'partinin tepesindekilerde hayal gücü eksikliğinin' göstergesi olarak yorumluyor.
Diğer bir Fransız gazetesi Le Figaro ise 'Gandhi'lerin dönüşü' başlığının altında 'İtalyan kadının intikamı' ifadesini kullanıyor. Gazete, "Hindu milliyetçilerinin İtalyan kökenlerine yönelik sonu gelmez saldırılarına karşın, Sonia Gandhi imkansız gibi görünen bir iş başardı" diyor. Gazeteye göre, en yakın dostları bile İtalyan Sonia'n'ın milliyetçi cepheyi alt edebileceğinden şüpheliydi. Gazete, Sonia Gandhi'nin seçim zaferini, y veya teröristlerin eline düülkeyi boydan boya gezip, en fakir tabakalardan insanların bile görüş ve dertlerini dinlemesine borçlu olduğunu belirtiyor.
Son olarak İngiliz Times gazetesinin bir özel haberi. Gazete, bir muhabirlerinin Atina'da inşa edilen olimpiyat stadına, elini kolunu sallayarak girdiğini bildiriyor. Habere eşlik eden fotoğrafta, muhabir gecenin geç bir saatinde, inşa halindeki stadın ortasında görüntüleniyor. Gazete, Olimpiyat Oyunları'na üç ay kadar kala bazı bombalı saldırıların güvenlik kaygılarını iyice artırdığı bir sırada, stada gizlice giren ve iki buçuk saat boyunca burada kalan muhabirlerinin karşısına, hiç bir güvenlik görevlisinin çıkmadığını yazıyor.