HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Avrupa basınında bugün

LONDRA (İHA) - İngiliz gazetesi Daily Telegraph; bugünkü baskısında Berlin'de İngiltere, Almanya ve Fransa arasında gerçekleştirilen zirveye değiniyor. Gazete, Avrupa Birliği'ni şimdiye kadar Almanya ve Fransa'nın kontrolü altında tuttuğunu ancak Mayıs ayından itibaren bunu devam ettirmede zorlanacağını belirtiyor. Haberde, bu iki ülkenin bundan böyle İngiltere'ye de ihtiyaç duyduğu iddia edilerek, İngiltere için bunun bir zafer olduğu vurgulanıyor.
Bilindiği gibi 1 Mayıs'ta AB'ye 25 yeni ülke katılacak.

ÇELEBİ, "IRAK'IN KİTLE İMHA SİLAHLARIYLA İLGİLİ YANLIŞ BİLGİ VERDİM" Daily Telegraph'ta yer alan bir başka haberde ise Londra merkezli Irak Ulusal Kongresi Başkanı Ahmed Çelebi'nin, Amerika Birleşik Devletleri'ne Irak'ın sahip olduğu iddia edilen kitle imha silahlarıyla ilgili yanlış istihbarat vermekten pişman olmadığını söylediği yazıyor. Yazı kısaca şöyle:

"Ahmed Çelebi ve onun Londra'da sürgünde kurulan Irak Ulusal Kongresi Grubu, yıllarca Irak'tan kaçan ve daha sonra da Amerikan istihbarat ajanlarına bilgi veren Iraklılar için bir köprü rolü oynadı. Ancak Amerikalı yetkililer, şimdi Çelebi'yi yanlış istihbarat sağlamak ya da Irak'ın kitle imha silahları tehdidini aşırı derecede abartmakla suçluyor. Çelebi ise bu suçlamalara omuz silkiyor ve 'Bizi ilgilendirdiği kısmıyla, biz tümüyle amacımıza ulaştık. Saddam despotizmi yıkıldı ve Amerikalılar Bağdat'ta. Daha önce ne söylendiği önemli değil. Bush yönetimi bir günah keçisi arıyor' diyor"

İNGİLTERE'NİN BEKLENTİLERİNE FRANSA OLUMSUZ YAKLAŞTI Bir başka İngiliz gazetesi Times de bugünkü baskısında zirve haberine yer verdi. İngiltere'nin Fransız-Alman eksenine dahil edilmesi beklentilerine, Fransa Cumhurbaşkanı Jaques Chirac'ın olumsuz yaklaştığını belirten gazete, şunları yazdı:

"Gerçekte bu üç ülkenin, Irak, Avrupa Birliği'nin ortak tarım politikası, Türkiye ve ABD Başkanı George Bush'un politikaları gibi konulardaki anlaşmazlıkları; üzerinde uzlaşma sağladıkları konulardan çok daha fazla göze çarpıyordu. Blair, bu sessiz sinema oyunundan ne kazanmayı bekliyordu acaba? İngiltere, Avrupa'nın geleceği konusunda hiç bir zaman Fransız-Alman görüşünü paylaşmayacak. Blair, eski Avrupa'nın eteğine takılmak yerine yeni Avrupa'yla birlikte İngiltere'nin payına düşeni yansıtmalı"

PRODİ, "YAHUDİ KARŞITLIĞIYLA MÜCADELEDE ÖN SIRALARDA OLACAĞIM" Financial Times gazetesinde bugün Yahudi karşıtlığıyla ilgili bir yazı göze çarpıyor. Gazetede Avrupa'da Yahudi karşıtlığı konusunda bugün Brüksel'de yapılacak seminerde, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı konusunda ortak bir strateji belirlenmesi gerektiğini söyleyen Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin bir yazısı yayınladı. Yazıdan kısa bir alıntı:

"Bu seminerin yapılması Avrupa'nın açıklığa, hoşgörüye ve diyaloğa bağlılığını ortaya koyuyor. Böylece Yahudi karşıtlığı ile mücadele yolları üzerinde açık bir tartışma başlayacak ve bu konuda yapılacaklar gündemin ön sıralarına yerleşecek. Çünkü ben bu konunun takibi için önerilerde bulunacağım"

Financial Times'ta yer alan Bağdat ve New York mahreçli bir başka haberde, Birleşmiş Milletler özel temsilcisi Lahtar Brahimi'nin Irak'ta genel seçimlerden önce, 25 üyeli geçici yönetim konseyinin genişlemesinden yana olduğunu bildiriyor. Brahimi, Amerika Birleşik Devletleri ile Irak'ın Şii çoğunluğunun seçimler konusundaki anlaşmazlığına çözüm bulmak amacıyla Irak'ta görüşmeler yapmıştı. Brahimi'nin, önerilerini önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler'e sunması bekleniyor. Brahimi'nin önerisi, kısaca şöyle:
"Genişletilmiş meclisin idaresi, Irak'ta yönetimin koalisyon güçlerinden Iraklılar'a devrinden seçimlerin yapılacağı zamana kadar sürecek. Birleşmiş Milletler, Irak'ta seçimlerin, seçim yasasının çıkarılmasından 8-10 ay sonra yapılmasını önerecek ki bu öneri önümüzdeki yıl Mart ayında Irak'ta seçimlere gidilmesini mümkün kılıyor"

IRAKLI KADINLAR EĞİTİMLİ VE BASKIYA DİRENEBİLEN KADINLARDIR İngiltere'nin yüksek tirajlı gazetelerinden Guardian, Iraklı kadınların koalisyon güçlerinin yönetimi altında nasıl yaşadıklarını anlatan bir yazı yayınladı. Yazıda imzası bulunan Irak doğumlu romancı ve ressam Haifa Zangana, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin döneminde siyasi tutuklu olarak bir dönem hapis yattı.

Zangana yazısında, iyi eğitim aldığını ve 1959 yılında çıkartılan laik medeni kanunla pek çok hakka sahip olduklarını belirttiği Iraklı kadınlarla ilgili şunları söylüyor:

"Iraklı kadınlar eğitimli, baskıya göğüs gerebilen, Saddam rejiminin mezaliminden sağ çıkabilmiş kadınlar. Onlar 8 yıl süren İran-Irak Savaşı sırasında, savaşa giden erkek işçilerin yerine geçti. Onlar, 13 yıl süren ekonomik yaptırımlar sırasında ailelerine bakmak için evlerinde kurdukları atölyelerde çalıştı. Iraklı kadınlar, Amerikan ve İngiliz yönetimlerini, Saddam rejimini destekledikleri, arkasından yaptırımlar uyguladıkları ve iki savaşla şehirlerini yerle bir ettikleri için affetmeye hazır değiller. Onlar, işgal güçlerinin Iraklılar için değil, kendi çıkarları için Irak'ta bulunduğunu biliyor. Iraklı kadınlar, Amerika önderliğindeki koalisyonun ya da onlarla işbirliği yapan Iraklılar'ın herhangi bir girişiminde yer almayarak, pasif direniş uyguluyor"

"ORTA DOĞU'DA DEMOKRASİYİ BİZ BELİRLEYEMEYİZ" Bir başka İngiliz gazetesi Independent'ın yazarı Adrian Hamilton, "Orta Doğu'da demokrasiyi biz belirleyemeyiz" başlıklı köşe yazısında, Batı dünyasının Irak'ta olup bitenlerden aldığı dersle İran'daki seçimlere müdahale etmemesi gerektiğini söylüyor. Hamilton'un yazısından kısa bir alıntı şöyle:

"Irak, dışarıdan müdahalenin Orta Doğu'da yarattığı tehlikeleri yeterince açık bir şekilde göstermiştir. İran, Suriye, Suudi Arabistan ve Mısır'da da bu tehlikeler potansiyel olarak mevcuttur. Orta Doğu, yüzyıllardır Batı'nın müdahalesi yüzünden sıkıntı çekmiştir. Her seferinde de bu müdahalelerin o ülkelerin iyiliği için yapıldığı söylenmiştir. İran'ın kendi iç çekişmeleriyle ilgileniyor olabiliriz ve ilgilenmeliyiz de. Ayrıca demokrasiye olan inancımızı da ifade etmeliyiz. Ancak sonucu biz belirleyemeyiz"

SCHRÖDER, HELMUT KOHL'ÜN STRATEJİSİNDEN AYRILIYOR Berlin'de Avrupa'nın üç büyük devleti arasında gerçekleştirilen zirveye yönelik eleştiriler, Almanya'da da yankı buldu. Alman Berliner Zeitung gazetesi, Schröder'i eski Başbakan Helmuth Kohl'ün Avrupa Birliği üyesi daha küçük ülkelerle yakınlaşma stratejisinden ayrılmakla eleştiriyor.

Avusturya'da yayınlanan Der Standard, üç büyüklerin zirvesinin ortaya çıkardığı tehdidin zirvenin faydalarından ağır bastığını belirterek, şu yorumlara yer veriyor:

"Bu üç ülke, Avrupa'daki üç temel eğilimi yansıtıyor. Eğer üçü belli bir tutum üzerinde anlaşacaklarsa o zaman bu anlaşma, herkesin kabul edebileceği bir şekilde, çıkarların dengelenmesi üzerine oturtulmalıdır"

En Çok Aranan Haberler