LONDRA (İHA) - Avrupa Basını, Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili yorumlar, Avrupa'da komisyon ve parlamento arasındaki güç savaşı, İngiltere'nin Irak'taki askerlerini kaydırma kararı ve Viyana'da İran'la ilgili yapılan görüşme haberlerine geniş yer verdi.
İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinde Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili bir yorum yer aldı.
Guardian, " 'Evet, ama...'lı yılların ardından" başlıklı haberinde, son ilerleme raporunun ardından, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin antresindeki onyıllar süren bekleyişinin sona erecek gibi göründüğünü belirtilirken, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini destekleyenler hala tam olarak ikna olmuş değil.Aralık ayındaki zirvede ilke olarak 'Evet' denilse bile, ve uzlaşma sağlandıktan sonra görüşmelerin gecikme olmadan başlanacağı da belirtilmiş olmasına rağmen, tarih verilmemesinden korkuyorlar. Fransa ve Almanya'da, Türiye'ye yönelik kuşkuların arttığını görüyorlar.
Brüksel'in görüşmeleri tek taraflı olarak durdurabileceği yönünde komisyonun yaptığı uyarıyı not ediyorlar. Türkiye'ye tam üyelik yerine, özel statü ya da ayrıcalıklı ortaklık teklif edilmesi yönündeki çağrıları duyuyorlar." ifadeleri yer aldı.
Avrupa Birliği'ne üyelik hedefinin Türkiye'nin siyasi reformları gerçekleştirmesinde çok etkili olduğunu belirten gazete, ancak Türkiye'de ileri doğru adımlar atılmasının tek nedeninin bu olduğunu düşünenlere karşı çıktı.
Haberde, "Sokak gösterileri, onlarca milletvekilinin meydan okumasını sağlayarak, parlamentonun hükümetin çizgisini reddetmesine yardımcı oldu. Bu, Irak savaşı öncesinde Westminster'da görülen herşeyin ötesindeki bir parlamenter demokrasinin işaretiydi." ifadeleri kullanıldı.
Avrupa Birliği'nin artık Türkiye konusunda geri dönülemez bir yola girdiğini yazan gazete, "artık Avrupa Türkiye'ye "Hayır" diyemez. Avrupa Birliği Türkiye'yi kabul etme konusunda o kadar ileri gitti ki; herhangi bir tereddüt, hem ülkedeki demokratlara ihanet etmek, hem de bölgeye ve tüm İslam dünyasına çok korkunç bir mesaj vermek anlamına gelecektir." denildi.
Fransız Le Monde gazetesi, "Yeni başkan, parlamentodan bağımsız olduğunu kanıtlamak için Sosyalistlerle bir güç sınavına girmeyi tercih ederek, Komisyonun atanmasını tehlikeye soktu." başlıklı haberinde, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu arasındaki güç savaşı devam ettiğine dikkat çekti.
Gazete, Komisyonun yeni başkanı Jose Manuel Barroso'nun, eşcinsellik ve evlilik hakkındaki görüşleri nedeniyle parlamentonun tepkisini çeken, komisyonun adalet ve içişlerinden sorumlu üye adayı Rocco Buttiglione'deki ısrarını sürdürmesiyle Avrupa Birliği yeni bir krize sürüklendiğini ifade etti.
Gazete, "Barroso'nun ekibinin kaderi, Avrupa parlamentosundaki liberal ve merkezde bulunan 88 milletvekilinin elinde. Ancak liderleri, Buttiglione'ye 'havluyu atma' çağrısı yaptı." ifadeleri kullanıldı.
Le Figaro gazetesi, "Barroso'ya destek var ama yeterli değil" başlıklı haberinde, Barroso'ya destek vereceklerini açıklayan milletvekillerinin sayısının 296 olduğunu belirten gazete, bunun 732 sandalyeli parlamentoda çoğunluğu sağlamaya yetmeyeceğini ifade etti.
Gazete, "Barroso, sosyalist ve liberallerin taleplerine razı olmayı reddetmesinin ardından, komisyonunda değişiklik yapmak zorunda. Barroso, parlamentoyla bir bilek güreşine girdi ve şimdi parlamento 27 Ekim'de ekibini onaylamayı reddederse, derin bir krize neden olma riski var." diye yazdı.
Liberation gazetesi, "Barroso ciddi bir hata yaptı" başlıklı haberinde, "Kürtaj hakkında, eşcinsellerin haklarına ve kadınların özgürlüğüne düşmanlığını bildiren militan bir Hristiyan, inandığı görüşlerine ters düşen Avrupa yasalarını uygulayabileceğini iddia edebilir mi?" ifadelerini kullandı.
İspanyol El Pais gazetesi ise, "Buttiglione, inançlarına sahip çıkmakta özgür, ancak Avrupa Birliği, eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı uygulanacak politikaları, bunları kabul etmediğini söyleyen birine emanet edemeyecek laik bir kurum." ifadelerini kullandı.
Alman Die Welt gazetesi ise, parlamento ve komisyon arasındaki bu güç savaşının sonucunda, Barroso komisyonu için çoğunluğun sağlanacağı ve parlamentonun bir kez daha kendini küçük düşürmüş olacağı tahmininde bulundu.
Avusturya'da yayımlanan Die Presse gazetesiyse, "Parlamentodaki milletvekillerinin "Biz onu komisyonun bir üyesi olarak görmek istemiyoruz çünkü görüşlerini sevmiyoruz" başlıklı haberinde, Buttiglione tartışmasından öğrenilecek çok şey olduğunu yazdı.
Independent gazetesi, dün İngiliz kabinesinde alınan İngiltere'nin Irak'taki askerlerini kuzeye kaydırma kararıyla ilgili yorumlarda bulundu.
Independent gazetesi, "Bu her açıdan kötü bir karar. Kötü hazırlanmış, kötü sunulmuş bir karar. Asla bu şekilde alınmamalıydı. Aslında bu karar hiç alınmamalıydı." başlıklı haberinde, "Yaklaşık 900 askerin ve destek ekiplerinin, Amerikan birliklerinin Felluce'ye saldırı düzenlemek için serbest kalmasını sağlamak üzere Amerika'nın kontrolündeki alana kaydırılmasını kabul ettik. Kararın askeri mi siyasi mi olduğu tartışmalarına da değinen Independent, eğer karar siyasiyse, İngiliz askerlerinin Noel'de evlerine döneceği yönündeki sözlerin neye dayanılarak verildi." ifadelerine yer verdi.
Guardian, "İngiltere, Irak batağına daha da saplandı" başlıklı haberinde, "İngiliz birliklerini Amerika'nın kontrolündeki alanlara kaydırma kararının kaçınılmaz sonucu, askerlerimizin Amerikan yöntemleriyle ilişkilendirilerek karalanmaları ve sivil ölümlerinden sorumlu tutulmaları olacaktır." ifadeleri yer aldı.
Alman Die Welt gazetesi, "Hediyelerinizi yanıninı tehlikeye soktu." başlıklı haberinde, Avrupa Komisızda götürün ama Kalaşnikofunuzu da taşıyın." başlıklı haberinde İran, Almanya, Fransa ve İngiltere arasında, İran'ın nükleer programı hakkında Viyana'da yapılan görüşmelerle ilgili haberlere yer verdi.
Frankfurter Rundschau ise, bu görüşmelerde Washington'un Avrupa'ya yeterince destek vermediğini savundu.
Berliner Zeitung gazetesiyse, İranlıların nükleer anlaşmazlık konusundaki tutumlarının şahinlerin elini güçlendirdiğini belirtiyor ve Washington'un İran konusunda henüz net bir politikaya kararını veremediği yorumunda bulundu.