LONDRA (İHA) - Financial Times gazetesi bugünkü baskısında Türkiye'yle ilgili bir habere yer verdi. Philip Stevens'ın "Avrupa'nın Türkiye'yi dışarıda bırakması aptallık olur" başlıklı yazısı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini içeriyor.
Yazar, en zorlu etnik çekişmelerden biri olarak nitelediği Kıbrıs sorununun çözülme ihtimalinin belirdiğini kaydederken, bu olayın arkasında daha da önemli başka bir konunun olduğunu yazdı. Ve bu olay, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik süreci...
Yazıda bu konunun, 1989 yılında Sovyet komünizminin yıkılmasından bu yana Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en önemli stratejik karar ve fırsat olduğu belirtildi.
Stevens, Türkiye'nin, özellikle Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığında attığı adımlardan yazısında övgüyle bahsetti. Yazıda, Avrupalı diplomatların Türkiye'nin başvurusuna muhalefete karşı dalganın hızla yükseldiğinden bahsedildi.
Makalede, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne sıkı sıkıya bağlanmasının büyük bir kazanç olacağı, Erdoğan hükümetine sırt çevirmenin ise Türkiye'yi, Avrupa'nın Ortadoğu'da yaymayı istediği özgürlük ve demokrasiye, sırtını dönmeye davet etmek anlamına geleceği yorumu yapıldı.
"KIBRIS'IN BİRLEŞMESİ İNGİLTERE'YE PAHALIYA MAL OLUR" Bir diğer İngiliz gazetesi Times, Kıbrıs'ın birleşmesi durumunda bunun maliyetinin İngiltere'ye çıkarılabileceğinden bahsedildi.
Haberde, adanın iki kesiminin birleşmesinin mali yükünü finanse edebilmek için, İngiltere'den 40 yıldır kullandığı üsler için milyonlarca sterlin ödeme yapmasının istenebileceği bildirildi. Gazete, Kıbrıslı Rumlar'ın birleşmenin faturasını tek başlarına üstlenmek zorunda kalmaktan kaygı duyduklarını belirtti.
Bu talebi çok uzun zamandır dile getirmeyen Rumlar'ın, taleplerini şimdi Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Tasos Papadopulos'un ekonomi danışmanı aracılığıya duyurmaya başladıklarını belirtti.
"İNGİLTERE'NİN CASUSLUK AYIBI" Independent gazetesi "İngiltere'nin casusluk ayıbı" başlıklı haberinde Amerikan ve İngiliz istihbaratının Birleşmiş Milletler'i dinlediği konusu ele alındı.
Haberde, Birleşmiş Milletler'in, Başbakan Blair'e diplomatlarını yasadışı şekilde dinlemeyi durdurması yönünde bir mesaj ilettiği belirtildi.
Independent'e göre hükümetin eski üyelerinden Claire Short'un, Irak Savaşı öncesinde İngiltere'nin, Kofi Annan'ın konuşmalarını dinlediği açıklaması, Blair hükümetinin itibarına uluslararası düzeyde darbe vurdu.
"KOFİ ANNAN'IN KONUŞMALARINI DİNLEDİK Mİ?" Guardian gazetesi de, İngiltere ve Amerika'nın Birleşmiş Milletler'i dinlediği haberine geniş yer verdi.
"Kofi Annan'ın konuşmalarını dinledik mi?" başlıklı haberde, BM'nin iddialara öfkeyle karşılık verdiği belirtildi.
Haberde, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in şu sözleri aktarılıyor:
İstihbarat servislerimiz hayati bir görev yapıyor. Onları kamunun sorgulamasına maruz bırakmak sorumsuzluk olur. Claire Short, tümüyle sorumsuz şekilde davranmıştır.
Guardian, Blair'ın bu suçlamasına karşılık Claire'nin, herhangi bir sorumsuzluk yapmadığı, açıklamasının İngiltere veya bir İngiliz'e yönelik güvenlik tehdidine neden olmadığı yanıtını verdiğini bildiriyor.
"TABİİ Kİ DİNLEDİK, ZATEN BUNU HERKES YAPMIYOR MU" Bir diğer İngiliz gazetesi Daily Telegraph da, ülkesinde yaşanan istihbarat skandalına
makaleler sayfasında değindi.
"Tabii ki dinledik, zaten bunu herkes yapmıyor mu?" başlıklı makalede, makalenin yazarı ülkenin en popüler savaş tarihi uzmanlarından John Keegan.
Yazara göre, konuştuklarının duyulmasını istemeyen örgütler, kendilerine başka bir iş seçmelidir. Keegan'a göre suçlamalarda önemli bir belirsizlikten bahsetti. Bu belirsizlik, Birleşmiş Milletler ofislerine istihbarat servisleri tarafından dinleme araçlarının mı yerleştirildiği, yoksa telefon ve benzeri haberleşmelerin, merkezi dinleme servisi tarafından mı elde edildiği. Yazar, bunlardan birincisinin gayrı meşru bir şey olduğu, diğerinin ise zaten tüm ülkelerin sürekli yaptığı bir iş olduğu yorumunu yaptı.
"BLAIR, BUSH TARAFINDAN SÜRÜKLENDİĞİ SAVAŞTAN KURTULAMIYOR" Alman gazetesi Frankfurter Rundschau'ya göre Blair, Bush tarafından sürüklendiği savaştan bir türlü kendini kurtaramadı. Gazete, Blair'in iddialara verdiği sınırlı yanıtların, sorunlardan kurtulmaya yetmeyeceğini belirtti.
Bir başka Alman gazetesi Sueddeutsche Zeitung da, bu istihbarat tartışmasının hemen sönüp gitmeyeceği kanısında. Gazete, konunun İngiltere hükümetinin daha da itibar kaybetmesine yol açabileceğini belirtti. Alman gazetesi, haberde, "Bombacının kendisini de havaya uçuran bomba, bu mu olacak acaba?" sorusunu sordu.
"SCHRÖDER, BUSH'LA GÖRÜŞME ÖNCESİNDE DİPLOMATİK HATALAR YAPTI" Almanya'nın yüksek tirajlı gazetelerinden Frankfurter Allgemeine, Başbakan Schröder'in Washington'da ABD Başkanı Bush ile bir araya gelmesine değindi. Gazete, Schröder'in buluşma öncesinde, diplomatik hatalar yaptığını ileri sürdü.
Alman başbakanın Chicago'daki konuşmasında Amerikan adalet sistemini eleştirdiğini belirten gazete, Başbakan'ın Irak'ta NATO'ya görev verilmesi olasılığına ilişkin fazlasıyla erken karar aldığını yazdı. Gazete, Schröder'in hatalı olduğunu düşündüğü euro-dolar paritesi nedeniyle Avrupa Merkez bankasına ve dolaylı olarak Amerikan Merkez Bankası'na saldırdığını yazdı. Gazeteye göre, bu tür gaflar Almanya'nın uluslararası itibarı için pek de hayırlı şeyler değil.
"SCHRÖDER'İN GEZİSİ, BUSH'U BAŞKANLIK SEÇİMLERİNDE GÜÇLENDİRECEK" Avusturya gazetesi Die Presse ise Amerika ve Almanya liderlerinin yurtiçi sorunlarla meşgul olduğu bir dönemde bir araya geldiğini belirtti. Başkan Bush'un Irak yükünü hafifletmek için müttefiklere ihtiyacı olduğunu yazan gazete, Schröder'in gezisinin yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde Bush'u güçlendireceği yorumunu yaptı.
Gazeteye göre, şu anki koşullarda söz konusu ziyaretin, iş icabı yapılmış resmi bir gezi olmanın ötesine gitmesini beklememek lazım.