LONDRA (İHA) - Avrupa basınında bugün, Çin tekstilindeki gerilemenin sonuçları, Almanya'da yaklaşan seçimler, Ortadoğu'daki son gelişmeler ve sorunlu havayollarıyla ilgili haberler öne çıkıyor.
İngiltere'de yayınlanan Financial Times'ın birinci sayfasında yer alan bir habere göre "İngiltere'de müşterilerden gelen hızlı moda talebini yanıtlamaya çalışan perakendeciler, Çin'den Doğu Avrupa, Türkiye ve Hindistan'a kayıyor."
Bu değişimin, son kota tartışmalarından etkilense de, aslında aylar önce başladığını kaydeden Financial Times, "Talepteki genel azalma eğilimine meydan okuyan Primark, Zara ve New Look gibi şirketler, modadaki son yenilikleri koleksiyonlarına anında yansıtarak satış rakamlarını yüksek tutmayı başardı. Eğer tekstilde tek ölçüt fiyat olsaydı, Çin bu yarışı tartışmasız kazanırdı. Danışmanlık şirketi AT Kearney'e göre Çin'de bir bluz 6.5 sterline, Doğu Avrupa'da 7 sterline, Türkiye'de 8 ve İngiltere'de 10 sterline mal oluyor. Ama Çin'den malların deniz yoluyla gelmesi 22 gün alıyor; Türkiye'dense 5 günde bile gelebiliyor" ifadesini kullandı.
Alman basınında ise seçim haberlerine ağırlık veriliyor.
Süddeutsche gazetesi, ülkede 17 Eylül seçimlerine daha 2 hafta olmasına rağmen, iktidardaki Sosyal Demokratların umudu kestiğini yazıyor.
Gazeteye göre parti kadrolarındaki teslimiyetçi havayı silmek için, yarın yapılacak parti konferansında Başbakan Gerhard Schröder'in hayatının en iyi ve ilham verici konuşmalarından birini yapması gerekiyor.
Ancak Schröder'in bunu yapabileceğine pek ihtimal vermeyen gazete, "Bu olacak gibi görünmüyor. Sosyal Demokrat Parti üyelerinin çoğu, şanslarının döneceğine inanmıyor. Bu yarışı bırakmış durumdalar" yorumunu yaptı.
"ÇİN'E ÖNERİLER"
Die Tageszeitung ise önerilerini başbakana değil, bir başkasına, Avrupa kapılarında yığılan tekstil ürünleri yüzünden geçen haftadan beri AB yetkilileriyle görüşen Çin'e yöneltiyor.
Avrupalı yetkililer, pantolon ve iç çamaşırı gibi pek çok kategoride Çin'den yıllık ihracat kotalarının dolduğunu söyleyerek bu yıl ülkeden daha fazla mal almak istemiyor.
Buna karşılık Avrupalı perakendeciler, gümrüklerde biriken mallara ihtiyaçları olduğunu söyleyerek, hükümetlerini sıkıştırıyor.
AB de Çin'den, bu malları gelecek yılki kotalara saymasını istiyor. Tageszeitung, birliğin bu kota sistemi yüzünden 'pekala korumacılıkla suçlanabileceğini' söylüyor.
Gazete, "Eğer Çin, Avrupa malı 80 bin otomobili Şangay gümrüğünden sokmayı reddetseydi, Pekin'deki komünist yöneticilere hemen yeniden 'komünist' denilirdi" yorumunu yaptı.
Fransız Le Figaro, Fransız yetkililerin son zamanlarda art arda yaşanan uçak kazaları ardından yayınladığı 'sorunlu havayolları listesinin yeterli olmadığını öne sürerek, "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı listede yolcu taşıyan havayolu şirketlerinden sadece 5'inin adı geçiyor. Bu liste yolcuların ihtiyacını karşılayamaz. Biz Le Figaro olarak, 37 riskli havayolu belirledik" ifadesini kullandı.
Sadece güvenliğe önem vermeyen şirketlerin adını yayınlamanın da yeterli olmadığını kaydeden gazeteye göre "Konuya önem vermeyen ülkelerin ve gerekli bakım yapılmazsa kazaya daha yatkın olan uçak modellerinin adı da yayımlanmalı."
Financial Times'ın iç sayfalarındaki bir haber, "Batı Şeria'daki yerleşimlerin büyümesi barış yolunda ilerlemeyi gölgeliyor" başlığını taşıyor.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron dün eğer kapsamlı bir barış anlaşması olursa, Batı Şeria'daki başka Yahudi yerleşimlerinin de boşaltılabileceğini, ancak büyük yerleşimlere dokunmayacağını söylemişti.
Financial Times'ın haberinde adı geçen ve bu yerleşimlerin en büyüğü olan Maale Adumim, Filistinlilerin gelecekteki başkentleri olarak gördüğü Doğu Kudüs'le, Filistin devletinin kalbi olacak Batı Şeria bölgesi arasındaki bağlantıyı kesebilecek bir konumda bulunuyor.
İlk evlerini alan genç çiftlerin ya da İsrail'de güçlerinin yetmeyeceği büyük evlerde yaşamak isteyen ailelerin buraya geldiğini belirten gazete, "1975 yılında genç milliyetçilerin kurduğu bir karavan-köy olan Maale Adumim, bugün 30 bin nüfuslu bir kent. Hedefiyse, bu nüfusu 50 bine çıkarmak. Bu ay başında İsrailli yetkililer, topraklarını Filistin'den ayıracak duvarın inşaatı için - ki bu duvar Maale Adumim'i İsrail tarafında bırakıyor - çevredeki Filistin arsalarına el koydu. İsrailli yetkililer ayrıca geçen yıl buraya yerleşen Yahudilerin sayısının, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'dan bu ay tahliye edilen 8 bin kişiden daha fazla olduğunu kabul etti" bilgisine yer verdi.
İngiliz Guardian Gazetesi'ne göre Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, küresel yoksullukla mücadele için mali kaynağı uçak biletlerine gelecek yıldan itibaren konmasını istediği 'dayanışma vergisi' ile bulmayı amaçlıyor.
Ülkesinin Afrika'ya yardımı artırma çabalarının ön saflarında yer almasını istediğini söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı, hazırlıklara derhal başlanması için hükümete emir verdiğini açıkladı.
"İNGİLİZ ÇİFTTEN KIYAMET SONRASI HAYATTA KALMA DERSLERİ"
Guardian'ın bir başka sayfasındaki bir haber ise "Karı-koca, kıyamet sonrası hayat dersleri veriyor" başlığıyla verilmiş.
İklim değişikliğiyle ısınan havaların dünyayı mutlak bir felakete sürüklediğine inanan İngiltereli çift, fazla vakit kalmadığına karar verip harekete geçmiş ve medeniyet çöktükten sonra hayatta kalabilmek için gereken becerileri saptayıp, bir kurs açmış.
Guardian, ilginç çiftin bu konuda son derece kapsamlı bir hazırlık yaptığını belirterek, "Bob Smith ve Jules Wagstaff, okullarında ağaç budama ve marangozluktan, alet ve mobilya yapmaya, sığınak kurmaya ve kooperatifçilik gibi alternatif iş kurma modellerine dek, pek çok temel beceri öğretiyor. Ayrıca 5 yıldır Moğol tarzı yurt çadırlarında yaşayıp, bu çadırları İngiliz iklimine nasıl adapte edebileceklerini denemişler" diye yazdı.
Avusturya'da yayınlanan Der Standard ise Türk polis ve ordusunun PKK'ya karşı düzenlediği operasyonlarda daima sivil can kayıpları olduğunu öne sürdü.
Gazete 'bu durumun' üyeliğe kesin bir engel olduğunu belirttiği haberinde, "Avrupa Komisyonu'nun, Türkiye'nin müzakerelere başlamak için gereken tüm koşullara uyduğu açıklaması da, bu durum karşısında acayip kalıyor. Müzakereler 3 Ekim'de başlamalı ama Türkiye'nin birliğe şimdi ya da yakın gelecekte katılmaya kesinlikle hazır olmadığı yolunda bir açıklama da yapılmalıdır" yorumunda bulundu.