Avrupa Birliği Bakanı Ve Başmüzakereci Çavuşoğlu:

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, AB içinde, dünyada hiçbir demokratik toplum ve devletin, kendi içinde başka bir yapılanmaya müsaade etmeyeceğini belirterek, "O devlet içinde mafyalar, çeteler, ülkenin her yerinde yer edinmiş ve güç elde etmeye çalışmışsa ona müsaade edilmez" dedi. Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Aksaray'a gelen Çavuşoğlu, belediyeyi ziyaretinin ardından Ağaçlı Tesisleri'nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, demokratikleşme paketinin ilk ayağının Meclis'ten geçtiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2013 yılı Eylül ayında demokratikleşme paketini açıkladığını, bununla yetinmediklerini ifade eden Çavuşoğlu, "Bu yıl içinde de çok önemli reform paketlerini Meclis'e getirmek için yoğun çalışma yapıyoruz. İnşallah bu yıl içinde iki seçime rağmen bu reform paketlerini Meclis'e getireceğiz" diye konuştu. Çavuşoğlu, AB sürecinin Türkiye'nin 60 yıllık hayali ve serüveni olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin hiçbir zaman bu süreçten vazgeçmeyeceğini dile getirdi. Türkiye'de bugüne kadar darbeler yaşandığını, darbelerden çıkış ve demokrasiye geçiş için en önemli faktörün de AB süreci olduğunu anlatan Çavuşoğlu, AK Parti iktidarında da Türkiye'ye çok zorluklar çıkarılmak istendiğini aktardı. - "Bu yapının mutlaka devlet içinden temizlenmesi gerekir" Türkiye'nin son 11 yılda problemleri aşarken, AB sürecindeki reformların çok faydası olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Bugünkü yaşadığımız süreçte de AB süreci ve reformlar en önemli rolü oynayacaktır. Bugünkü yaşadığımız süreçten de daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla reformla çıkacağız. Bugün yaşadığımız süreçte de yapılmak istenenlere en iyi cevabı vatandaşımız ve milli irade verecek. Yaşadığımız; kaset, montaj, tehditler ve yargı içindeki oluşumdur. Kısaca paralel yapı denen bu yapının mutlaka devlet içinden temizlenmesi gerekir. Sokaktaki insanlarımızla, bunlara gönül vermiş insanlarla hiçbir problemimiz yok. Ama başka yolla vatandaşımızın desteğini almaya çalışanlar da istenmeyen yapılanmalar içine girebilmiştir. Avrupa Birliği içinde olsun, dünyada olsun hiçbir demokratik toplum ve devlet, kendi içinde başka bir yapılanmaya müsaade etmez. O devlet içinde mafyalar, çeteler, ülkenin her yerinde yer edinmiş ve güç elde etmeye çalışmışsa ona müsaade edilmez." Bir gazetecinin, "Tavanda ve tabanda paralel yapıdan dolayı bir ayrışma olduğu söyleniyor. Örneğin Aksaray'da bazı yapılanmaların tabanı, il başkanı ve partililerinizle görüşüp sizinle olduklarını söylediği belirtiliyor, bu doğru mu?" şeklindeki sorusu üzerine Çavuşoğlu, paralel yapının yapmak istediği şeyin AK Parti ve Başbakan Erdoğan'ı görevden uzaklaştırmak olduğunu ifade etti. - "Hem dublaj, hem montaj olan kasetle saldırmaya çalıştılar" Her gün yeni bir yöntemle bunu gerçekleştirmeye çalıştıklarını, gezi olaylarının amacının da aynı olduğunu anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Mesele Gezi değil, AK Parti'yi indirmek. 'Şunu istiyoruz' demediler, istemediklerini söylediler; '3. köprüyü yapmayın, Kanal İstanbul'u yapmayın, dünyanın en büyük havaalanını yapmayın, İstanbul-İzmir otobanını yapmayın' gibi... Sanki Türkiye'nin önünü kesmek isteyen taleplerde bulundular. Şimdi ise Başbakanımıza, iktidarımıza sürekli komplolarla saldırılar var. Her gün bu saldırıların boyutu değişiyor. En son hem dublaj, hem montaj olan kasetle saldırmaya çalıştılar ama bir şeyi unutuyorlar. Onların bir hesabı varsa yüce Rabbimin de bir hesabı var. Onların bir hesabı varsa milletin de göreceği bir hesap var." Çavuşoğlu, her seçimin Türkiye'nin önündeki engelleri aşma bakımından bir dönüm noktası ve ülkeye zarar vermek isteyenlere karşı halkın bir tokadı olduğuna dikkati çekerek, 30 Mart seçimlerinde de halkın bu cevabı vereceğini bildirdi. "Bu arkadaşlarımızın içinde partiye üye olan, yönetimde olan arkadaşlar da var" diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Fakat şöyle bir ayrışma noktasında gitmeye çalışıyorlar; 'Ya bizden ol, ya bizden değilsin. Ya bizi seç ya AK Parti'yi seç' demeye başladılar. Bugün aslında Ukrayna'nın başına gelen de budur. Ya Rusya ile gümrük birliği ya da AB ile ortaklık anlaşması... Hangisini seçse Ukrayna'nın ekonomisi için, istikrarı için felaket, sınır bütünlüğü için büyük bir tehdit olacaktı, öyle oldu. Türkiye'de de aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Vatandaşlarımız bir şeyi görüyor; onların masumane bir şekilde destek verdikleri cemaat olsun, dernek olsun, başka yapılanmalar olsun, farklı boyutlara bürünebiliyorlar. Şu anda Türkiye için çok tehlikeli bir paralel yapı var. Türkiye'nin istikrarı, hukukun üstünlüğü için ve Türkiye'nin güvenliği için büyük bir tehdit. MİT'in tırları yasa dışı durdurulmaya, Türkiye'ye zarar verilmeye çalışılıyor. Türkiye'yi başka bir hüviyete büründürmeye çalışıyorlar. Türkiye'yi dışarıda her gün şikayet ediyorlar ki; Türkiye'nin AB süreci dursun, Avrupa Konseyi'nden atılsın, NATO'dan çıkarılsın. Yani her gün Türkiye'yi dışarıda kötüleme veya dışarıdan bir yorum geldiği zaman abartılı bir şekilde, 'Avrupa'dan Türkiye'ye tokat' gibi... Bundan mutlu olur şekilde, bir tek çıkıp oynamadıkları kaldı. Bu anlayışla yaklaşıyorlar ama vatandaşımız bunu görüyor. Hangi partiye oy verirse versin, hangi cemaat içinde, dernek içinde olursa olsun, ortak paydası Türkiye'dir ve sevdası Türk milletidir. Vatandaşımız da bu oyunu görüyor ama cevabını sandıkta verecektir."