LONDRA (İHA) - Avrupa gazetelerinde bugün yeralan haber ve yorumlarda, ağırlıklı olarak Türkiye ve Kopenhag zirvesinin yankıları ele alındı.
İngiltere'nin Independent gazetesi, "Avrupa Birliği, ilk askeri operasyonlarına kısa sürede başlayabilir" diye yazdı. Gazete, AB'nin NATO imkanlarından faydalanmasını son iki yıldır veto eden Türkiye'nin, bu itirazını nihayet haftasonu Kopenhag zirvesinde kaldırdığını belirtti.
Independent, Avrupa'nın yeni ordusunun, daha doğrusu Acil Müdahale Gücü'nün hayata geçebilmesi için, Kıbrıs'ın askeri operasyon bölgesinin dışında kalacağı yönünde Türkiye'ye garanti verildiğini ve bunun üzerine Ankara'nın vetosunu kaldırdığını kaydetti.
Financial Times'ın belirttiğine göre 60 bin kişiden oluşacak olan Acil Müdahale Gücü'nün ilk görevi, Makedonya'da şubat ayında başlayacak ve burada, NATO önderliğindeki barış gücünün yerine geçecek.
Financial Times'ta, Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne üyelik süreciyle ilgili bir haber yeraldı. Gazete, şayet Kıbrıslı Türkler Birleşmiş Milletler'in barış planını kabul etmeye ikna edilemezse, Türkiye'nin büyük zorluklarla Avrupa Birliği'nden kopardığı görüşme takviminin de tehlikeye gireceğini yazdı. Financial Times, Türkiye'de Avrupa Birliği yanlılarını Kopenhag zirvesine ilişkin üzen şeyinde 2004 tarihinin beklenenden daha geç olmasından ziyade, Rauf Denktaş'ın Birleşmiş Milletler barış planını imzalamayışı olduğunu ifade etti.
Gazete, isim vermeden batılı bir diplomata atfen şu görüşe yer verdi: "Eğer Ankara'daki yeni hükümet Denktaş'ı dize getirmezse, Kıbrıs'ta bir anlaşma da olmaz. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne verilebicek iki tavsiye ise şu: Türk ordusu içinde Rauf Denktaş'a destek veren bazı kesimlerin öne çıkmasını engellemek ve bürokrasi kadrolarında Kıbrıs'ta anlaşma sağlayacak şekilde bir değişikliğe gitmek."
Financial Times, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nda Kıbrıs masasındaki danışman ve görevlilerin şahince tutumlarıyla tanındığını, buna karşın yeni Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün demokrat bir izlenim verdiğini ve sivil yetkililerin Kıbrıs konusunda alacakları kararlara itiraz etmesinin beklenmediğini kaydetti.
"KIBRISLI TÜRKLERİN ÜÇTE İKİSİ, DENKTAŞ'IN TUTUMUNU TASVİP ETMİYOR" İngiltere'nin Guardian gazetesinde de Kıbrıs'la ilgili bir haber yeraldı. Guardian, adanın Türk kesiminde Avrupa Birliği yanlısı Denktaş muhaliflerinin eşi benzeri görülmedik bir protesto gösterisi düzenleyerek ve Kıbrıslı Türk liderden barış planına imza atarak Rumlarla birlikte birliğe üye olmanın yolunu açmasını istediklerini belirtti.
Guardian, Türkiye Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış'ın dün akşam "Şubat sonuna kadar muhtemelen bir anlaşma sağlanır" şeklindeki sözlerinin, Rauf Denktaş'a kodlu bir mesaj niteliği taşıdığının düşünüldüğünü kaydetti. Gazeteye göre, Ankara'daki yeni AK parti iktidarından hiç kimsenin, tedavi için Türkiye'de bulunan Rauf Denktaş'ı hastanede ziyarete gitmemesi de bu yönde algılanabilir.
Guardian, dün yayınlanan bir kamuoyu yoklamasına göre Kıbrıslı Türklerin neredeyse üçte ikisinin, Birleşmiş Milletler nezdindeki son barış görüşmeleri başladığından bu yana Rauf Denktaş'ın tutumunu tasvip etmediğinin ortaya çıktığını aktardı. Gazete, Denktaş muhaliflerinin, 2004'ün Mayıs ayında Rum kesimi Avrupa Birliği'ne girer ve adanın kuzeyi dışarıda kalırsa, bu fırsatı kaçırmaktan duydukları öfkeyi sokaklarda ayaklanarak gösterebileceklerini düşündüklerini ifade etti.
Times gazetesi, geçen hafta sonu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçen anayasal değişikle AK parti'nin yasaklı lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te yeniden yapılacak seçimlerde meclise girme ve başbakanlık koltuğuna oturma olasılığına kavuştuğunu bildirdi.
Times, Tayyip Erdoğan'ın şimdi Siirt'te siyasi gücünü pekiştirme ihtimalini özellikle anlamlı buluyor çünkü cezaevine girmesine ve milletvekili adaylığının yasaklanmasına yol açan tartışmalı şiiri de vaktinde Siirt'te okuduğuna dikkat çekiyor.
Gazete, Erdoğan'ın eşinin memleketinin de Siirt olduğunu hatırlatarak, seçimlerin Şubat ya da Mart ayında gerçekleşmesinin beklendiğini yazdı. Times, Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi durumunda, yakın dostu diye nitelediği Abdullah Gül'ün başbakanlık görevinden istifa edeceğini ve bu konuda bir sorun çıkmasının beklenmediğini kaydetti.
"MÜSLÜMANLAR BU HIRİSTİYAN AVRUPA'YA AİT DEĞİL Mİ?" Independent gazetesinde yer alan Yasmin Alibhai Brown imzalı yorum yazıda "Müslümanlar bu Hıristiyan Avrupa'ya ait değil mi?" başlığı kullanıldı. Independent'ın daimi yorumcularından olan Yasmin Alibhai Brown, Kopenhag zirvesinde Türkiye'nin bir kez daha hayal kırıklığına uğratıldığına inanıyor. Valery Giscard D'Estaing'in tartışmalı sözlerine atıfta bulunan yazar, Türkiye'nin Müslüman karakterinden dolayı Avrupa Birliği masasından uzak tutulmaya çalışıldığı görüşünde ve Avrupa'nın bu tutumunu sert dilde kınadığını belirtti.
"Avrupa Birliği'nin değerlerini sadece Hıristiyanlık üzerinde mi kuracağız?" diye soran Independent yazarı, "50 yıl önce milyonlarca Yahudi'nin yokedilmesi de acaba bu yüzden miydi?" diye devam etti.
Yasmin Alibhai Brown yazısında, "Avrupa Birliği'ni bir Hıristiyan klubü olarak tutma eğiliminin, Yahudi düşmanlığına dair utanç verici bir tarihe sahip olan Fransa ve Almanya ekseninde gelişmesi ilgi çekici" dedi.
Kendisi de Müslüman olan yazar yazısında, Türkiye'nin üyeliğine dine bağlı gerekçelerle karşı çıkanlara, "Peki Hıristiyan olmayan biz Avrupalılar nereye aitiz; bize de bir ihanet değil mi bu?" diye sordu.
"GENİŞLEYEN AVRUPA AYNI ZAMANDA ZAYIFLIYOR" Almanya'noş muhaliflerinin eşi benzeri görülmedik bir protesto gın Frankfurter Allgemeine gazetesi ise farklı görüş ileri sürdü. Genişleyen Avrupa'nın aynı zamanda zayıfladığını düşünen gazete, özellikle Türkiye'yi de içine alacak şekilde ileride yeni üyeler kabul edilirse, Birlik'in geleceğinin tehlikeye gireceği uyarısında bulundu.
Frankfurter Allgemeine, nihayet Batı Avrupa'yla buluşan Doğu Avrupa ülkelerine, bu birleşmeyi hazmetleri için yeterli zamanı sağlamak yerine Avrupa Birliği liderlerinin Kopenhag'ta Türkiye'ye de üyelik yolunu açarak hata ettiklerine inandığını ifade etti.
Alman gazetesi, "Avrupa Birliği, yüzyıllar boyunca ortak değerlerde buluşmuş halkların bir araya getirdiği bir toplumdur ve bu değerleri tehdit altında gördükleri için kendi özgür iradeleriyle birleşmeye karar vermişlerdir; fakat Türkiye, bu Avrupa'nın bir parçası değildir" diye yazdı.
2004'te resmen üyeliğe davet edilen bir ülkeden, Macaristan'da yayımlanan Magyar Nemzet, Kopenhag zirvesini "Kaybedilmiş bir zafer" diye niteledi ve üyeliğin mali pazarlıklarından çıkan sonuçtan memnun olmadığını ifade etti.
Magyar Nemzet, "Maalesef, Kopenhag'ta ortaya çıktı ki Avrupa Birliği güzel ilkeler doğrultusunda değil, acımasız çıkar dengeleri üzerine kurulu; diğerlerine gerektiğinde şantaj yapan güçler, işlerine gelmedi mi tek bir kuruş taviz de bile bulunmuyor" dedi.
Keza Nepszabadsag gazetesi de Avrupa Birliği'nin yeni üyelere adil davranmadığı kanısında. Ancak, gazete Macaristan'ın Avrupa Birliği'ne girmesini gene de sevinçle karşılıyor.