HABER

Avrupa gazetelerinden

LONDRA (İHA) - İngiltere ve Avrupa gazetelerinde bugün yer alan haber ve yorumlarda, Moskova'da Çeçen eylemcilerin rehin tuttukları yüzlerce kişiyi kurtarmak için Rus ordusunun düzenlediği operasyonla ve Avrupa Birliği'nin genişleme sürecindeki tartışmalar geniş yer buldu.

Tartışmaların ortak noktasını, sağlık yetkilileri tarafından ölümlerin çoğunluğunun sebebi olduğu belirtilen gazın Rus yetkililer tarafından "savunma sırrı" olduğu gerekçesiyle ne olduğunun açıklanmaması oluşturuyor.

İngiltere gazetelerinin kapak sayfaları ve yorum yazıları ağırlıklı olarak, Rusya'da kanlı biten rehine krizine yer veriyor. Rus yetkililerin, eylemi sona erdirmek için düzenledikleri baskında kullanılan gazla ilgili bilgi vermeyi reddetmesi eleştiri ve tepkilere neden oluyor.

GİZEMLİ GAZ TARTIŞMASI Guardian gazetesi, "Rusya, gaz kurbanları skandalını önlemeye çalışıyor" başlığını kullanırken, Financial Times "Moskova'da gazdan ölenlerin sayısı artıyor" diyor. Independent gazetesi bu sabah, "Ruslar 115 kişinin gaz zehirlenmesinden öldüğünü itiraf etti" başlığıyla çıkarken Times, "Gizemli gaz 115 kişiyi öldürdü" manşetini kullanmış.

Daily Telegraph gazetesi, yüzlerce kişinin ölümüne neden olan tiyatro baskınını yorum yazılarından birisinde, "Çeçen krizi sürüyor" başlığıyla değerlendiriyor. Yazısına, "Rusya değişmiş olabilir ama Rus ordusu değişmemiş" diye başlayan Daily Telegraph, "Rehine krizinin ardından Rus yetkililer Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi 'inkarcı' bir tutum izlemeye başladı" diye yazıyor. Olayla ilgili ayrıntıların netlik kazanmadığını belirten gazete, kullanılan gazın ne olduğu, ölenlerin tam sayısının kaç olduğu ve operasyonu düzenleyen Rus askerlerinin hangi birlikten olduklarının bilinmediğine dikkat çekiyor: "Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, bir terör eylemiyle karşı karşıya kaldı ve olabildiğince doğru bir tavır takındı. Ancak operasyon onu yüzüstü bıraktı" diyen gazete, "Ölü sayısı arttıkça ve ölümlerin sebebinin eylemciler değil de Rus ordusunun kullandığı gaz olduğu ortaya çıkınca, Putin'e yönelik suçlamalar artacak. 2000 yılının Nisan ayında yaptığı 'Çeçenistan'da savaş bitti' açıklaması da yüzünde patlayacak" diye yorumluyor. "Çeçenler başından beri Rus yönetimine karşı çıktı. Rus birlikleri topraklarında olduğu sürece de pes etmeyecekler" diyen Daily Telegraph, "Moskova, Çeçenlerin özerk hükümet taleplerini karşılamanın bir yolunu bulmak zorunda kalacak" diye yazını noktalıyor.

"PUTİN DÜRÜST DAVRANMADI" Independent gazetesi, "Putin, işgali sona erdirmekte haklıydı ama hataları konusunda dürüst davranmalı" diyor yorum köşesinde. Moskova'daki eylemin görüşmeler yoluyla sona erdirilmesi olasılığının çok düşük olduğunu vurgulayan gazete, "Asıl sorun, Rus birliklerinin baskını sırasında gizemli bir gazın kullanılmasının doğru taktik olup olmadığıydı" diyor. Rus yetkililerin kullanılan gazın ne olduğu konusunda açıklama yapmaktan kaçınmasını değerlendiren gazete, "Gizlilik hiçbir amaca hizmet etmiyor. Ölümlerin çoğunun gaz zehirlenmesinden olduğununun ortaya çıkmasının ardından yapılması gereken bu gazın ne olduğu ve neden kullanıldığının açıklanmasıdır. Spekülasyonların yaratacağı belirsizliktense, dürüst davranmak, bu kararın haklılığını ortaya koyabilir" yorumunu yapıyor.
"Vladimir Putin, Soğuk Savaş taktiklerini bir yana bırakmalı ve bu konuda işbirliği yapmalıdır" diyen Independent, "Elbette herkes Moskova'daki olayda ölü sayısının daha az olmasını isterdi. Ancak bu olaydan çıkarılacak dersler, benzer bir eylemle daha etkin mücadele etmeye yardımcı olacaktır" diye yazıyor.

"BU OLAY, BATI'DA BÖYLE OLMAZDI" Fransız Liberation gazetesi "120 ila 150 arasında ölü varken bundan başarı diye söz etmek mümkün mü?" diye soruyor. "Bu olay Paris'te, Washington'da ya da Londra'da olsaydı sonuç böyle olmazdı" diyen gazete, neler olup bittiğini tam bilmeden Jacques Chirac, George W. Bush ve Tony Blair'in Vladimir Putin'e destek bildirdiklerini duyuruyor. Operasyon sırasında kullanılan gazla ilgili belirsizliklere de değinen Liberation, kullanılan gazla ilgili ayrıntıların yetkililer tarafından "savunma sırrı" olarak değerlendirilmesi ve açıklanmaması nedeniyle, kurbanların yakınlarının daha uzun süre sorularına yanıt alamayacaklarını belirtiyor.

AB'NİN GENİŞLEME SÜRECİNDEKİ TARTIŞMALAR Moskova'yla ilgili haberlerin yanısıra Avrupa gazetelerine yansıyan bir başka konu da Avrupa Birliği'nin genişleme sürecindeki tartışmalar. Genişlemenin önündeki mali engellerin geçen hafta içinde Almanya ve Fransa arasında varılan anlaşmayla aşılmasının ardından farklı yorum ve değerlendirmeler yapılıyor.
Financial Times gazetesi bu anlaşmanın ardından, 10 aday ülkenin bugün Kopenhag'da yapılacak bir zirvede, tarım sübvansiyonlarından ne kadar pay alacaklarını öğreneceklerini yazıyor. Avrupa Birliği üyesi 15 ülkenin 2007 yılından itibaren tarım sektörüne ayrılan bütçenin ve doğrudan yardımların yıllık yüzde 1'le sınırlandırılmasını kabul ettiğini belirten Financial Times, "Bu sınırlamaya rağmen aday ülkeler bunu memnunlukla karşıladı çünkü genişleme sürecinin artık geri dönüşü olmadığını düşünüyorlar" yorumunu yapıyor.

Macaristan'da yayımlanan Magyar Hırlap, Fransa ve Almanya arasında anlaşmaya varılan 24 Ekim'in tarihe geçtiğini, böylece aralarında Macaristan'ın da bulunduğu 10 ülkeye 2004 yılına kadar üyelik yolunun açıldığını vurguluyor. Bir başka Macar gazetesi Nepszabadsag ise, önemli bir engelin aşıldığını ancak hala çözümlenmesi gereken bazı belirsizlikler bulunduğunu yazıyor. Başlıca sorunun, mali yardımlar ve üretim kotaları olduğunu vurgulayan gazete, bunların çözümü için sadece 7 hafta zaman kaldığını kaydediyor.

"ORTAK TARIM POLİTİKASI KURTARILDI" Fransız Le Monde gazetesi, birkaç milyar Euro'nun, İkinci Dünya Savaşı ardından amaçlanan "birleşik Avrupa" hedefini tehdit ettiğini aktarıyor. Ancak gazete engellerin eski, güzel günlerde olduğu gibi Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Başbakanı arasında yapılan birkaç özel görüşmeyle aşıldığını belirtiyor. Le Monde, "Sonuçta herkes Brüksel'den memnun ayrıldı" diyor ve gerekçelerini şöyle açıklıyor:

"Fransızlar memnun çünkü Ortak Tarım Politikası kurtarıldı. Almanlar memnun çünkü harcamalara bir tavan getirildi. İngilizler memnun çünkü bütçeye yaptıkları katkı konusunun gündeme gelmesi en azından ertelendi. Ve üye adayları memnun çünkü bu büyük pastadan onlar da kendilerine düşen payı alabilecekler."

En Çok Aranan Haberler