Avrupa Parlamentosu'nun raporunun değişiklik önergelerinin ve raporun tamamı üzerindeki oylamaların ardından yarın son halini alması ve kabul edilmesi bekleniyor.
Raporu hazırlayan AP'nin İspanyol milletvekili Nacho Sanchez Amor, parlamentodaki görüşmeler sırasında, bu yılki raporun geçen iki yıldaki zorlu ilişkileri yansıtacak şekilde öncekilere nazaran daha eleştirel olduğunu söyledi.
Türkiye'deki milliyetçi söylemde değişiklik, hukukun üstünlüğü modeline ve demokrasiye daha yakın bir Türkiye görmek istediklerini kaydeden Sanchez, AB'nin Türkiye'deki sivil toplumu desteklemesi gerektiğini belirtti.
Sanchez, AB'ye aday ülke olan Türkiye ile ilişkilerde zorlu dönemden sonra yeniden başa dönmek istediklerini aktararak, "Türkiye'ye üçüncü bir ülke gibi davranamayız çünkü değil. Bu statüsünü yansıtan bir ilişki kurmak zorundayız." dedi.
Türkiye ile pozitif gündeme ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Sanchez, bunun güçlü ve sağlam bir demokrasi ile hukukun üstünlüğü ilkesi şartına dayanması gerektiğini söyledi. Sanchez, "Eleştirel olabiliriz ama kapıyı açık bırakmalıyız ve olumlu ilişkiyi geliştirmeliyiz." diye konuştu.
AB Konseyi adına söz alan AB dönem başkanı Portekiz'in Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva, rapordaki endişelerin not edildiğini, AB Konseyi'nin bunların çoğuna katıldığını aktardı.
Santos Silva, temel haklar, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularında Türkiye'de gerileme olduğunu iddia ederek, Doğu Akdeniz'deki gelişmeler, Gümrük Birliği'nin uygulanması, Kıbrıs meselesi, Türkiye'nin Libya, Suriye ve Kafkaslardaki rolü ve göç konulu Türkiye-AB Mutabakatının yakından takip edildiğini bildirdi.
Raporda Türkiye ile katılım müzakerelerinin askıya alınması konusundaki talebi not ettiklerini belirten Santos Silva, 2018'den beri müzakerelerin durma noktasında olduğunu, AB Konseyi'nin bu pozisyonunu değiştirmediğini belirtti. Santos Silva, Türkiye'ye kapıları kapatmadıklarını vurgulayarak, "AB'nin Türkiye ile iş birliği ve karşılıklı faydaya dayalı bir ilişki geliştirmede stratejik çıkarı bulunmaktadır." ifadesini kullandı.
Santos Silva, ilişki alanlarını ekonomi, göç yönetimi, halk sağlığı, iklim değişikliği, terörle mücadele olarak sıraladı. Son dönemde Doğu Akdeniz'de gerilimin düştüğünü, Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmelerin cesaret verici olduğunu ifade eden Santos Silva, Türkiye ile kademeli, orantılı ve gerektiğinde geri çevrilebilir şekilde iş birliğini geliştirmek istediklerini, ilişkilerin haziran ayındaki AB Liderler Zirvesinde tekrar görüşüleceğini hatırlattı.
AB Komisyonu adına söz alan komşuluk ve genişlemeden sorumlu üye Oliver Varhelyi de AP'nin raporunun AB Komisyonunun raporuyla aynı çizgide olduğunu, Türkiye ile ilişkilerin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusundaki gelişmeler gibi bir dizi sebeple son yıllarda gerildiğini söyledi. Varhelyi, Türkiye'nin Gümrük Birliği yükümlülükleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel haklar gibi konularda gerilediğini ileri süren Varhelyi, Türk dış politikasının da AB'nin öncelikleriyle çakıştığını, AB ve üye ülkelerle ilişkileri daha karmaşık hale getirdiğini, geçen yıl en düşük seviyeye düşürdüğünü anlattı.
Ancak son aylarda Doğu Akdeniz'de gerilimin azaldığını, Kıbrıs konusunda Cenevre'de görüşmeler yapıldığını, bunların memnuniyet verici olduğunu dile getiren Varhelyi, yapıcı ilişkilerin sürmesini istediklerini bildirdi.
Varhelyi, dış politikadaki olumlu gelişmelerin iç politikada göremediklerini söyledi ve ilişkilerde merkezi konumda olan insan hakları, hukukun üstünlüğü, ekonomi gibi konulardaki gelişmelerin endişe verici olduğunu, bunu da sıkça dile getirdiklerini kaydetti.
"İş birliği ve karşılıklı fayda temelinde Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde AB'nin çıkarı bulunmaktadır. Türkiye'nin istikrarlı ve müreffeh olmasında da güçlü çıkarımız vardır." diyen Varhelyi, bu nedenle Mart 2021 AB Liderler Zirvesinde pozitif bir dinamik teklif ettiklerini söyledi.
Varhelyi, Türkiye'nin "AB liderleri tarafından sunulan fırsatı değerlendirmesini ümit ettiklerini" dile getirerek, bu olmazsa AB'nin çıkarlarını savunmak için tüm imkanlarını kullanacağını belirtti. (AA)