PARİS (İHA) - Avrupa Birliği Konvansiyonu Başkanı Val)ry Giscard d'Estaign'in Türkiye'nin AB üyeliği girişimleri ile ilgili yorumu, Le Monde gazetesinin "Analiz" adlı köşesinde Daniel Vernet imzasıyla yayımlanan makalede değerlendirildi.
Vernet, yazısının girişinde, Türkiye'nin Avrupalı karakterine şüphe düşürmeye kalkışarak ve bu ülkenin Avrupa Birliği'ne girmesinin AB'nin sonuna işaret edebileceğini iddia ederek Val)ry Giscard d'Estaign, bundan birkaç yıl önce AB'yi bir "Hıristiyan Kulübü" olarak gören Almanya eski Başbakanı Kohl'den bile daha hassas argümanlar kullandığına işaret ediyor.
Türkiye'deki seçimleri ılımlı denilen İslamcı bir partinin kazandığı ve Onbeşlerin, Ankara ile müzakerelerin olası açılışı hakkında yıl sonunda görüş bildirmesinin beklendiği bir sırada, Konvansiyon Başkanı'nın doğru soruları yönelttiğini belirten Vernet, yanlızca örneğin yanlış olduğunu ifade ediyor.
"Türkiye'nin adaylığı, Avrupa'nın sınırları sorusunu tekrar sormak için en iyi fırsat mı?" diye soran Vernet, Aralık 1999'daki Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin potansiyel aday
olarak kabul edilmesinin ikiyüzlülük içerdiğini vurguluyor.
Avrupa kurumlarına katılım perspektifinin kökünün, yaklaşık 40 yıl önce Brüksel ve Ankara arasında yapılan ilk anlaşmada yattığı ve sonrasında Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için belirlenen "Kopenhag kriterlerinin" Türklere de empoze edilerek, diğerleriyle aynı hareket çizgisine yerleştirildiğine işaret edilen yazıda, Türkiye'de azınlıkta da olsalar elit sınıfın Avrupa taahhütlerini ve üyelik kriterlerini ciddiye aldıkları vurgulanıyor.
Türk meselesi'nin Avrupa'nın sınırları tartışmasını yeniden gündeme getirdiği şu günlerde Avrupa Birliği'nin Doğuya ve Güney'e doğru limitsiz bir şekilde büyümeye mahkum olup olmadığı düşüncesinin belirdiğine dikkat çeken Vernet, "Türkiye'den sonra niçin Fas veya İsrail olmasın?", "Kriterler coğrafik mi?" sorularını da yöneltiyor.