Avşar: Doğu Türkistan’da Yaşananlar Insanlık Adına Kara Lekedir

Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Abdulmecit Avşar, 5 Temmuz 2009 tarihinde yaşanan Urumçi olaylarının 4. yıl dönümü ve 26 Haziran 2013’te Turfan’da başlayan, daha sonra Hoten ve Urumçi’ye de sıçrayan olaylar hakkında kınama yayınladı.

Avşar, yaptığı açıklamada, “5 Temmuz günü yaşanan olaylarda binlerce Uygur Türk’ü orantısız güç kullanılarak öldürülmüş, bu cesetlerin büyük bölümü o zaman yapılan Urumçi kara yolunun altına adeta dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır. İnsanlık tarihi bir daha böyle bir zulüm görür mü derken, geçtiğimiz ay Turfan’da 7 yaşındaki bir Uygur çocuğunun Çinliler tarafından adeta doğranmasıyla başlayan olaylarda da yüzlerce Uygur öldürülmüştür. Doğu Türkistan’da yaşanan bu vahşetler insanlık tarihinin yüz karasıdır.” dedi.

Doğu Türkistan’da yaşanan olayların dünya tarafından seyredilmesinin altında yatan gerçeğin Çin’in ekonomik potansiyeli ve nüfusunun yattığını belirten Avşar, “Günümüzün insanlığı hangi dinden ve milletten olursa olsun maalesef kapitalist düşünce ile hareket ediyor. İşine geldiği yerde insan hakları diyor, işine geldiği yerde 3 maymunu oynuyor. Çin’in yaptığı katliam ve asimile politikalarına birkaç milyon dolarlık menfaat için herkes susuyor. Bu duruma Türk ve Müslümanların da katılması gerçekten çok acı. Dünya, 3 maymunu oynarken, Doğu Türkistan’da yüzlerce insan öldürülürken binlerce insan da tutuklanıyor.” diye konuştu.

TANKLAR URUMÇİ SOKAKLARINDA

26 Haziran’da Turfan’da başlayan olayların ardından Çin ordusunun tanklarla ve ağır silahlarla Urumçi sokaklarını doldurduğunu hatırlatan Avşar, yaşananların insanlık suçu olduğunu söyledi. Avşar, şöyle dedi: “Doğu Türkistan Türkleri keyfi bir şekilde öldürülürken, elinde silahı olmayan bu insanlara karşı tank ve ağır silahlar kullanmak ne anlama geliyor? İnsanlar kendilerine yapılan haksızlıkları protesto etmek için sokaklara inerken karşılarında tam teşekküllü askerleri buluyor ve keyfi olarak öldürülüyor. Dünya tarihinde ender görülen bu duruma karşı neden BM ve AB gibi teşkilatlar ses çıkarmıyor. Hele hele Müslüman ülkeleri ile başta Türkiye olmak üzere Türk Cumhuriyetlerinin sessiz kalması bizleri derinden yaralıyor. Ama Biz Doğu Türkistanlılar olarak, bu zulmün Allah’ın yardımı ile bir gün biteceğini ve ülkemizin bağımsız olacağına olan inancımızı hiçbir zaman yitirmeden şanlı mücadelemizi sonuna kadar götürmeye kararlıyız.