Ay tutulması bugün gerçekleşecek ve Türkiye'den görülmeyecek. Husuf namazı, ay tutulması gerçekleştikten sonra evde tek başına kılınan nafile namaza denir. Küsuf namazı ise güneş tutulması gerçekleştikten sonra kılınan nafile namazdır. İşte merak edilenler...
İslam peygamberi Hz. Muhammed (SAV), oğlu İbrahim'in vefatı üzerine güneş tutulması ile ilgili hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: "Ay ve güneş Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren alametlerdir. Bunlar hiç kimsenin ölümünden veya yaşamasından/doğmasından dolayı tutulmazlar. Ay veya güneş tutulmasını gördüğünüz zaman, açılıncaya kadar namaz kılın, dua edin." (Buhari, Küsuf, 1, 15).
Ay tutulmasının gerçekleşmesinin ardından kılınan nafile namaza husuf namazı denir. Tıpkı Küsûf namazınki gibi, gizli ya da açık bir kıraatle 2 veya 4 rekat kılınabilen husuf namazının camide cemaat eşliğinde kılınmasının sünnet olmadığı öne sürülüyor. Ancak kılındığında için de besi yoktur yani caizdir denilmiştir. (İmam-ı A'zam'a göre)
Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre hüsûf namazı güneş tutulmasında kılınan küsûf namazı gibi sünnet niteliğindedir, cemaatle kılınabilir.
Güneş tutulması gerçekleştikten sonra kılınan nafile namazdır. En az iki rekattır. Kıraati gizli ya da açıktan olabilir diyenler olduğu gibi gündüz kılınacağı için kıraatin gizli okunması gerektiğine dair görüşlerde vardır. Ay tutulması namazı gece kılındığı için açıktan okunur. İmam namazdan sonra cuma hutbesi yapar gibi iki hutbe okuyup cemaati hayırlı amel uygulamaya ve günahların tövbesine davet eder. Güneş tutulmasındaki küsuf namazı, güneşin açılması ya da tutulmuş halinde batmasıyla kaçırılmış olur. Ay tutulmasında kılınan husuf namazı da Ay'ın açılması ya da Güneş'in doğmasıyla kaçırılmış olur.
.HADİS-İ ŞERİF: "Rasûlullah (SAV) iki rek'at namaz kıldı ve rek'atlarda ayakta duruşları (kıyamı) uzun yaptı. Sonra geri döndü, güneş açılınca da şöyle buyurdu: "Bunlar, Allah'ın kendisiyle kullarını korkuttuğu belgelerdir. Bu gibi mucizeleri gördüğünüz zaman, farz namazlardan en yeni kıldığınız namaz gibi namaz kılınız" (Buhârî, Küsuf, 6, 14; Müslim, Küsûf, 21, 24; Ebû Dâvud, İstiskâ, 3, 4).
33 defa "Allâhü Ekber" diye tekbir getirip ardından:
"Sübhânallâhi ve'l-hamdü liltâhi ve lâ ilâhe illâhü vallâ- hü ekber Li havle ve lâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm." denir.
312 kez Ya Rakiybu
75 kez Ya Muzillu
14 kez Ya Vehhab
100 kez Ya Gaffar
1020 kez Ya Aziymu Celle Celalühü
306 kez Ya Kahiru ya zel batşiş şedidi entellezi la yütakuntikamüh.
"Ey Rabbim! Bize bunu bereket ve îmân selâmet ve İslâm hilâli eyle! Ey Hilâl! Benim de senin de Rabbimiz Allah'tır." (Tirmizî, Deavât, 50)
(Yâsîn Suresi), 37. Ayet
Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.
(Yâsîn Suresi), 40. Ayet
Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
(Fussilet Suresi), 37. Ayet
Gece, gündüz, güneş ve ay Allah'ın varlığının delillerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer gerçekten Allah'a kulluk ediyorsanız, onları yaratan Allah'a secde edin.
(Yûnus Suresi), 5. Ayet
O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller takdir edendir. Allah bunları (boş yere değil) ancak gerçek ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bilen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.
(Ra'd Suresi), 2. Ayet
Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.
(Furkân Suresi), 45. Ayet
Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.
(Furkân Suresi), 46. Ayet
Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.