Ayasofya için 14 milyon imza toplandı

Anadolu Gençlik Derneği, Ayasofya'nın cami olarak açılması için "İmzanla Zincirleri Kır" sloganı ile yola çıkıp 1 bucuk ay içinde Türkiye genelinden 14 Milyon imza topladı.

Anadolu Gençlik Derneği Elazığ Şube Başkanı Recep Koca, Ayasofya’nın bir an evvel camiye dönüşmesi için Nisan ayı sonlarında başlattıkları ‘’İmzanla Zincirleri Kır’’ kampanyası kapsamında 14 milyon 741 bin 543 imza desteğini almış bulunarak burada olduklarını belirterek, Ülke genelinde tüm şehirlerde bu kampanyanın yürütüldüğünü ve kampanyanın kısa bir süre içerisinde halkın yoğun bir teveccühü ile karşılandığını ifade etti.

Yediden yetmişe her kesimden insanın bu meseleye sahip çıktığını attıkları imza ile gösterdiklerini söyleyen Koca, Ayasofya’nın yeniden cami olması noktasında halkın mutabakatı olduğunu belirtti.

‘’İmzanla Zincirleri Kır’’ kampanyası sürecinde her şeye rağmen insanların hafızasında Ayasofya Camiinin İstanbul’un fethinin sembolü olduğunu dile getiren Anadolu Gençlik Derneği Elazığ Şube Başkanı Recep Koca, “Ayasofya Camii İslam’ın küfre galebesinin sembolüdür, Ayasofya Camii İslam’ın Avrupa’daki zaferinin nişanesidir. Yine bu coğrafyanın insanı Ayasofya Camii’ni Mescid-i Aksa’nın teminatı olarak, Kudüs’ün, Mekke’nin, Medine’nin teminatı olarak görmektedir.Kampanyamıza destek veren halkımız Ayasofya Camii’ni böyle mahzun halde bırakmak niyetinde değildir. Kendinde bu toprakların tarihine bağlılık hisseden herkes Ayasofya Camii’nin Fatih Sultan Mehmet Han tarafından tüm İslam ümmetine emanet edildiğinin şuurundadır. Kıyamete kadar cami olarak kalmasının vakfiyesine yazıldığının farkındadır.” Şeklinde konuştu.

Ayasofya’nın cami olarak kullanılmasına engel olanlara en ağır telin ve kınamanın bizzat Fatih Sultan Mehmet Han tarafından vakfiyeye yazdırılmış olduğunu bilen herkesin Ayasofya’nın yeniden camii olmasını talep etmesinin gerekçesi, Sultan Ahmet’te ya da Firuz Ağa Camiinde yer bulamayışının olmadığına dikkat çeken Koca, “ Bilakis insanımız bu telin ve kınamadan ötürü Efendimiz (sas)’in huzurunda, şehitlerimizin huzurunda, ecdadımızın huzurunda yer bulamama endişesi içerisindedir.” Dedi.

Ülkenin tüm şehirlerinden toplanılmış milyonlarca imzaya rağmen Ayasofya’nın cami olarak açılması talebini Sultan Ahmet Camii’nde yer bulup bulmamaya bağlamak kadim değerlerimizi, tarihimizi, ecdadımızın mücahedesini, uğruna şehitler verdiğimiz inancımızı ve insanımızın taleplerini tamamen tersinden okumak olduğunun altını çizen Koca, “Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki yeryüzündeki tüm Müslümanlar hakkı üstün tutan bir medeniyetin yeniden dünyaya yön verebilmesi için İstanbul’a bakmaktadırlar. Ayasofya’nın yeniden cami oluşu tüm İslam dünyası için yeniden yükselişin muştusu olacaktır. Kadim bir medeniyetle bin yılı aşkın bir zamandır harmanlanmış bu topraklarda yaşayan milletimizin yapay gündemlerle kaybedecek vakti yoktur. Ayasofya’nın yeniden cami olarak açılması insanımızın adalet, özgürlük ve refah ekseninde yeni bir dünyanın kuruluşuna dair olan inancını artıracaktır. Elbette bu inanç bu günlerde ihtiyaç duyduğumuz birlikteliklerin sağlanmasında en önemli unsur olacaktır. Ayasofya’nın cami olarak açılması sadece bu ülkede değil Endonezya’dan Fas’a tüm İslam ülkelerinde ve yeryüzünün dört bir yanındaki tüm Müslümanlarca sevinçle karşılanacak ve yeni bir dirilişin müjdesi olarak algılanacaktır.” İfadelerine yer verdi.

Her ne olursa olsun Ayasofya mutlaka camiye dönüşecek ve bu mahzun halinden kurtulacağına dikkat çeken Koca, Ayasofya’nın cami oluşu öncelikle Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesinin bir gereği olduğunu belirterek, ikinci olarak İstanbul’un fethinin bir gereğidir, üçüncü olarak milli iradenin tezahürünün bir gereğidir, dördüncü olarak bu ülkenin bağımsızlığının bir gereğidir dedi.

Koca sözlerine şöyle devam etti:

“Kampanya çerçevesinde toplanılan 14 milyon 741 bin 543 imza halk tarafından Sayın Cumhurbaşkanımızdan Sayın TBMM Başkanına, Sayın Başbakanımızdan Bakanlar Kuruluna, iktidar partisinden Meclis’te grubu bulunan tüm partilere ve her bir milletvekiline ulaştırılmak üzere bize emanet edilmiş bir talebin tebarüzüdür. Yetkililerin bu talebin gereğini yerine getireceklerine inanıyoruz. Milletin iradesine saygı gösteren herkesin bu konuda duyarlı davranacağını düşünüyoruz.”

Arzu Akın