Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Dursun Aydın, Camilerin asrı saadette Efendimiz (SAV) zamanında fonksiyonel ve hayatın tam içinde olduğunu belirterek, bugün bu noktada olmadığını söyledi.
Dr. Aydın, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan, ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası’ nedeniyle Ankara’nın Polatlı İlçesinde, ‘Camilerin Sosyal Hayattaki Yeri’ konulu konferans verdi. 13 Eylül Kültür Merkezi'ndeki konferansa, Polatlı Kaymakamı Gürsoy Osman Bilgin, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Öztürk, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Doğan, İlçe Emniyet Müdürü Hamit Atilla, İlçe Müftü Vekili Abdullah Okuroğlu, İlçe Din Görevlileri Derneği Başkanı Ekrem Topçu ve din görevlileri ile vatandaşlar katıldı.
Peygamber Efendimiz (SAV) zamanında camilerin, ibadetin yanından aynı zamanda bir eğitim kurumu olduğunu anlatan İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Dursun Aydın, caminin yanında, Ashabı Sufhe denilen bir sınıf biriminin oluşturulduğunu belirtti. Dr. Aydın, "O zaman da, kurumlar gelişmemektedir. Efendimizin mescidi, bir adliye gibi hizmet vermektedir. Yeri gelmektedir bazı küçük çapta spor müsabakalarının icra edildiği bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir idare merkezi konumundadır. Ve o toplumun, Medine’deki inanan insanların her türlü sosyal aktivitelerini gerçekleştirdikleri yer olarak durmaktadır mescit. O kadar önemli. Yani mescit tamda sosyal hayatın merkezindedir: Kadın vardır, çocuk vardır, yaşlı vardır, genç vardır. Sosyal toplumu oluşturan doku orada vardır ve temsil edilmektedir. O kadar canlıdır. Ve Medine’yi Münevvere önce mescit yapılmıştır. O Medine, mescidin etrafında halka halka büyümüş ve genişlemiştir. Medeniyetin de, ilminde, irfanın da tam merkez yerini teşkil etmektedir. Bu kadar canlıdır, diridir. Sosyal hayatın tam ortasındadır." dedi.
Camilerin, Tevhid’in, birliğin, beraberliğin, kardeşliğin en güzel şekilde yaşandığı yerler olduğunu aktaran Dr. Dursun Aydın, camiler, mescitler bir ülkenin İslam beldesi olduğunun, o toprakların Müslüman toprakları olduğunun en belirgin özellikleri olduğunu vurguladı.
"CAMİLERDE SADECE NAMAZ KILINMAMALI"
İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Dursun Aydın, camilerde sadece namaz kılındığını belirterek, onun dışında yapılan etkinliklerin dar ve sınırlı noktada kaldığına değindi. Dr. Aydın, "Biz artık camilerimizi daha etkin, daha fonksiyonel hale getirmek durumundayız. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konuda da adımlar atıyor. Biz camilerimizi günün belirli bir zaman diliminde mutlaka ama mutlaka açık bulundurulmasını, din görevlilerimizin orada gençlere, kadınlara, çocuklara yani toplumun bütün kesimlerine yönelik hizmetin sürekli olarak verildiği mekanlara dönüştürme gayreti içerisindeyiz. Bunu yapmak zorundayız. Orada çok daha etkin hizmetleri sunmak için gereken tedbirleri almak gibi zorunluluğumuz var. Özel sınıflar oluşturulması, o camilerde gençler için, kadınlar için yerler çocuklar için yerlerin olması, lokallerin olması. Bütün bunlar hedeflenen ve olması için hazırlık yapılan çok önemli husustur. Yurtdışındaki camiler bizdekinden çok daha etkin hizmet sunmaktadır. Orada ki vatandaşın adeta ikinci adresi konumundadır. Her türlü etkinliğine cami orada cevap veriyor." diye konuştu.
"KADINLAR, CUMA NAMAZINA GİTSİN"
İrşat Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Dursun Aydın, Asr-ı Saadet'te, camilerde kadınların, gençlerin, ve çocukların olduğunu, bugün camilerde kadınların olmadığını söyledi. Aydın şöyle konuştu: "Niçin yok. Kim engelledi, ne oldu? Kadının camilere gelmemesinin İslam’la hiç alakası yok. Ama bugün kadın yok camide. Asrı sadette kadın cami de, caminin onurlu üyesi ve hatta çocuğuyla geliyor. Peygamber Efendimiz ’in uygulamaları, emirleri var. Sakın, Allah’ın kadın kullarına camilerden yasaklamayınız. Böyle bir engel asla koymayınız diye emri var. Ama bugün ne oldu ise hanımefendiler camilerde yok. Onların olmaması, bugün camilerde cami dersleri yapılıyor, Kur’an dersleri yapılıyor ama bunlardan onlar yararlanamıyor. Halbuki asrı sadette oradaydı. Ama bugün gelmiyor. Halbuki bugün hanımefendiler de burada eğer gitmiyorsanız lütfen Cuma namazlarına da gidin. Onlarda erkekler kadar camilerden faydalanma hakkına sahiptir. Kadın camiye girdiği zaman oradaki hizmet, aktivite artmaktadır. Ama halen hanımefendileri göremiyoruz. Gençler yok camilerde. Gençlerinde gelmesi gerekiyor. Demek ki camia olarak gençlerimize yeteri kadar elimize uzatamadık. Çocuklarımızda yok camilerde. Çocuk eğer küçük yaşta camiyi görmezse, caminin o manevi atmosferinden huzurunda istifade etmezse nasıl olacaktır. Geçen yıl cami ve çocuk konusu işlendi. İşte camilerde engelliler yok. Niye yok? Gelmek istiyor. Ama Bizim cami mimarimiz, fiziki anlamda o kardeşlerimizin gelmesine, rahatlıkla ibadet edebilmesine uygun yapılmamış. Hiç düşünülmemiş bile. Aslında bırakınız camiye bizim sokaklarımızda, caddelerimiz de, arabalarımızda engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak için tasarlanmamış. Daha yeni yeni bilinç oluşturulmaya çalışılıyor. Onun için Başkanlığımız bir çalışma başlatmıştır. Her il ve ilçede onların rahat ibadet edebileceği, Cuma namazına, bayram namazına, vakit namazına gelecektir. Onlar için çalışma başlatıldı: Engelsiz cami, engelsiz ibadet, engelsiz hayat. Yani engellilerin önündeki bütün engellerin kaldırılması için her kurum, her fert üzerine düşen görevi yapmakla yükümlüdür. İstatistiklere baktığımızda 8 milyon insanımız engelli. Bizim camilerde Başkanlığımız onlar için önemli bir gayret içeresindedir."
Daha sonra Polatlı Kaymakamı Gürsoy Osman Bilgin, Dr. Dursun Aydın’a plaket ve çiçek takdim etti.
Bilgin ayrıca, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından gönderilen teşekkür belgesini, babası adına cami yaptıran hayırsever İşadamı Fahri Altan’a verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz