TEMA Vakfı Aydın İl Temsilciliği, Japonya’da yaşanan Fukuşima nükleer santral faciasının ikinci yıldönümünde nükleer enerjinin doğa ve insan hayatında neden olduğu zararlara dikkat çekti.
Fukuşima’da toprağa, suya ve havaya karışan radyasyonun etkilerinin, Çernobil’den çok daha fazla olduğunun altını çizen TEMA İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, Türkiye’nin enerjide önceliğinin enerji verimliliği ile temiz ve yenilenebilir enerji olması gerektiğini söyledi. Japonya’da 11 Mart 2011 tarihinde yaşanan deprem ve ardından oluşan tusunaminin sebep olduğu Fukuşima nükleer santral kazasının üzerinden iki yıl geçtiğini anımsatan Özdemir, “Bu süreçte kilometrelerce alan radyoaktif kirlenmeye maruz kaldı. Toprağa, suya ve havaya karışan radyasyon miktarının Çernobil Felaketi’nin saçtığı radyoaktif zehri geçtiği bizzat Japon hükümeti tarafından açıklandı. Tahliye çalışmaları ile yüz binlerce insan muhtemelen nesiller boyu geri dönmemek üzere göç etmek zorunda kaldı. Fukuşima nükleer felaketinin maliyetinin 125 milyar dolara ulaşabileceği tahmin ediliyor, ekolojik maliyet hesaplanabilir mi sorusu ise şimdilik cevapsız ama etkileri gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde; Japonya'nın yıkık Fukuşima Daiiçi nükleer santralinin yakınlarında, yasal seviyelerin 2 bin 00 kat üzerinde radyasyon seviyesine sahip balıklar görülmeye başlandı. Bu radyoaktif maddelerin besin zincirimize çoktan eklendiğine işaret ediyor” dedi.
Fukuşima’dan ders alan Japonya’nın bütün nükleer tesislerini geçici de olsa kapattığını hatırlatan Özdemir, “Almanya Çevre Bakanı Peter Altmaier da bir daha dönülmemek üzere nükleer enerjiden vazgeçeceklerini açıkladı. Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel de işletimde olan atom santrallerinin aşamalı olarak kapatılacağını ve ülkede nükleer enerjinin yerini hızla rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjilere bırakacağını duyurdu. ABD’de nükleer enerji izinlerini düzenleyen en yetkili kurum olan Nükleer Düzenleme Komisyonu (NRC) ise yeni nükleer enerji santrali izinleri verme ve var olan ruhsatların sürelerinin uzatılması işlemlerini süresiz olarak durdurduğunu açıkladı.Ne yazık ki, ülkemiz ne Çernobil’den ne de Fukuşima’da yaşananlardan ders almadı. TEMA Vakfı olarak, nükleerin gerçek yüzünün acı bir kanıtı olan Fukuşima Nükleer Felaketi’nın ikinci yılında, bu felaketin unutulması mümkün olmayan acıları ile geçmiş ve gelecek tüm kurbanlarını derin bir üzüntüyle anıyoruz. Çernobil’le birlikte çağımızın en büyük felaketleri arasına giren Fukuşima’nın doğada ve insan hayatında yarattığı onulmaz yaralara bir kez daha dikkat çekiyoruz” şeklinde konuştu.
Fukuşima’nın en gelişmiş nükleer santrallerin bile güvenli olmadığını ispatladığını savunan Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanlar da toplumlar da acılardan ve kötü tecrübelerden ders çıkarabilmeli. Fukuşima felaketi bizlere, en gelişmiş nükleer santrallerin bile güvenli olmadığını gösterdi. Bu sebeple, TEMA Vakfı olarak, yeni Fukuşima felaketlerini yaşamamak için; ne Akkuyu, ne Sinop, ne İğneada, ne de ülkemizin herhangi bir köşesinde nükleer santral yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Enerjide bağımsızlık ve kendi kendine yeterliliğe giden yolun önce enerji verimliliği ve beraberinde temiz, yenilenebilir ve yerel enerjiden geçtiğini hatırlatıyoruz”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz