HABER

Aygün, Çin mallarına savaş açtı

ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Çin'in Türkiye'yi ekonomik anlamda istila etmeye başladığını belirterek, bu konuda önlem alınmasını istedi.

ATO Başkanı Aygün, 'İğneden İpliğe Çin İstilası' adıyla bir basın toplantısı düzenledi. Salonun; televizyon, müzik seti, gitar, otomobil lastiği, iç çamaşırı, oyuncak, el aletleri gibi çok sayıda Çin ürünleriyle dizayn edildiği toplantıda Aygün, basın mensuplarına kalitesiz malları uygulamalı olarak tanıttı. Aygün, basın mensuplarına yaptığı mini gösteride, Çin'de üretilmiş bir çatal-bıçak takımından bazı parçaları tek hamlede eliyle kırdı. Basın mensuplarından da Çin ürünlerinin kalitesizliğini denemelerini isteyen Aygün, bir gazeteciden verdiği çatalı kırmasını istedi. Aygün, daha sonra Çin'de üretilen bir kemanı çalmaya çalıştı. Kemanı çalamayan Aygün, gazetecilerden keman çalmayı bilen olup olmadığını sordu. Aygün, eline aldığı Çin üretimi bir gitarı da basın mensuplarına gösterdi. Aygün, basın toplantısı sırasında bir Türk malı narenciye sıkacağı ile Çin malı narenciye sıkacağını karşılaştırdı. Toplantıya katılan işadamlarının da yardımıyla Aygün, aynı sayıda portakaldan Çin'de üretilen narenciye sıkacağının, Türk malına göre yüzde 50 daha az su çıkardığını ispatladı. Eline geçirdiği Çin üretimi bir oyuncak boks eldiveni ile basın mensuplarına poz veren

Aygün, Çin'in Türkiye'yi ekonomik anlamda istila etmeye başladığını belirterek, bu konuda önlem alınmasını istedi.

Aygün yaptığı konuşmada ise Türkiye'de 30 sektörün Çin mallarının istilasına uğradığının altını çizerek, her 100 oyuncağın 95'i, 100 armatürün 76'sı, 100 gözlüğün 45'i, 100 halının 25'i, 100 klimanın ise 50'sinin Çin malı olduğunu söyledi. Resmi rakamlara göre, 2002 yılında Çin'den yapılan ithalatın 1 milyar 125 milyon dolarlık yapıldığını bu rakamın 2003 yılında 2 milyar doları aştığını kaydeden Aygün, kendi tespitlerine göre bu rakamın 5-7 milyar dolar arasında olduğunu, bu rakamın hayali ithalatla birlikte 10 milyar doları bulacağını kaydetti. Maliye Bakanı'nın kaynak arayışı içinde olduğunu sözlerine ekleyen Aygün, "İşte buyrun kaynak burada. Ankara'da semt pazarlarında. Maliye Bakanı lütfen semt pazarlarına insin, bir tane bile yazar kasa yok. Maliye memurları 1 külah dondurmanın bile fişini soruyor. Türkiye'ye ise 5-7 milyar dolarlık Çin malı giriyor. İşte kaynak" diye konuştu.

ZABITALAR, İŞPORTACILARIN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ Aygün, Türkiye'de yaygın olan işportacılık nedeniyle vergi kaçak ve kaybının giderek arttığına da dikkati çekerek, zabıtaların işportacıların en büyük destekçisi olduğunu, zabıtanın ve akrabalarının işporta tezgahları bulunduğunu vurguladı. Sosyete pazarı olarak bilinen semt pazarlarının kaçak eşya pazarı olduğunu öne süren Aygün, "Önümüzde belediye seçimleri geldi. Seçimlere 2 ay kaldı. İlk defa bu seçimlerde taraf olacağım. Bu semt pazarlarını hangi belediye açmışsa esnafa çağrı yapacağım" dedi. ATO'nun ve esnaf odalarının toplam 375 bin oyu bulunduğunu dile getiren Aygün, şöyle konuştu:
"Bu kaçak semt pazarları bizi mahvetti. Bu pazarlara izin veren belediyeleri tespit ettik. O belediye başkanları seçimlerde aday olurlarsa esnafa, 'Bu semt pazarlarının açılmasına izin veren belediye başkanları bunlar. Bu belediye başkanlarına oy vermeyin' diyeceğim. Çünkü 3 yıldır bu belediye başkanları bizim burnumuzdan getiriyor".
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in önceki seçimlerde 30 bin oy farkla seçildiğini anımsatan Aygün, ATO ve esnaf odası üyelerinin oy potansiyelinin küçümsenmemesi gerektiğine işaret etti. Aygün, Çin mallarının Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini de şöyle sıraladı:
"İstihdam olumsuz etkileniyor. Vergi kaybı doğuyor. Fabrikalar kapanıyor, Türkiye üretemiyor. Kayıtdışı ekonomi büyüyor. Sanayici Çin'de fason üretim yapma yoluna gittiği için sermaye transferi yapılıyor. Tüketici kalitesiz, dayanıksız, sağlıksız mal kullandığı için aile bütçeleri de insan sağlığı da olumsuz etkileniyor. Elektronik alanında faaliyet gösteren Türk markaları Çin firmaları tarafından taklit edilerek özellikle İran, Irak ve Orta Doğu ülkelerinde satılıyor. Türk sanayinin rekabet gücü düşüyor".

TÜKETİCİNİN YAPMASI GEREKENLER
Aygün, tüketicilerin Çin malları konusunda yapması gerekenleri şöyle anlattı: "Aldığı malın TSE damgası, garanti belgesi, satış ağı, servisi olup olmadığına bakmalıdır. Faturasız mal almamalıdır. İşportadan mal almamalıdır. Ucuz diye kalitesiz bir malı tercih etmemelidir. Tüketici, Yasal olmayan yollardan giren aldığı her malın, kendi ailesinden bir kişiyi işsiz bırakacağını unutmamalıdır".
Türkiye'nin gerçek işsiz rakamının 9.3 milyon olduğunun altını çizen Aygün, ithalatın da 70 milyar dolar değil, 100 milyar dolar olduğunu kaydetti. Aygün, devletin Çin konusunda daha aktif tedbirler alması gerektiğine temas ettiği konuşmasında şu ifadelere de yer verdi:
"Üretim destekleme politikası yeniden ele alınmalı, sanayicilerin vergi, yatırım ve enerji maliyetleri, istihdamın üzerindeki yükler düşürülmelidir. Gümrüklerde kaçak girişe müsaade edilmemelidir. En çok etkilenen sektörlerde gözetim ve koruma tedbirleri alınmalıdır. Devlet çin malları almamalıdır. 2000 yılında Ders Araçları yapım Merkezi, okulların ihtiyacı için 30 bin cam termometre almak için ihale açmış, kuruluşundan beri cıva hazneli olan termometreden vaz geçerek, alkollü termometre almıştır. Alımı da Çin'den almıştır. 5 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı ve TÜRSAB 120 bin hacı adaylarına 240 bin Çin malı çanta dağıtıyor ve sektörü öldürüyor. Son 5 yılda 1 milyon 200 bin hacı çantası Türkiye'ye girdi. 2001 yılında 132 bin 332 adet, 2002 yılında 442 bin 338 adet, 2003 yılının ilk 7 ayında 755 bin 334 adet Çin malı otomobil lastiği Türkiye'ye girmiştir. Her yıl Çin malı lastik adeti katlanarak artmaktadır. Çeşitli sektörler tarafından yapılan antidamping uyarılarına Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri yıllarca kulaklarını tıkamıştır".

En Çok Aranan Haberler