HABER

Aygün'den tüketicilere 'kredi' uyarısı

ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, "Türkiye sanal bir refah satın alarak büyüyor. Faizler düşük değil yüksek, ucuz değil pahalı, tüketici kanarsa yanar" dedi.

ATO Başkanı Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, gelirlerde önemli bir artış olmamasına rağmen düşen banka faizleri sonucu halkın kazanmadığı gelirini borçlanarak harcadığını belirterek, bunun tehlikeli bir gelecek satın alma yöntemi olduğunu bildirdi. Aygün, Türkiye'nin sanal bir refah satın alarak büyüdüğünü belirterek, 2003 yılında 2,3 milyon kişinin bankalardan toplam 10,5 katrilyon liralık rekor düzeyde kredi kullandığını, bunun bir önceki yıla göre yüzde 216 artış anlamına geldiğine dikkati çekti. Aygün, tüketicinin bankalara olan kredi borcu bakiyesinin 8,3 katrilyon liraya ulaştığını bildirerek, enflasyonun yüzde 10'un altına düşmesine karşılık, bütün kredi faizlerinin aslında hala yüksek seyrettiğini ifade etti. Aygün, kredi faizlerinin oran olarak düşük olmasının, kredilerin ucuz olduğu anlamına gelmediğinin altını çizerek, kredi kullanımında faiz oranlarının eski rakamlarla kıyaslanarak ucuz olarak görülmesinin son derece tehlikeli olduğunu bildirdi. Kredi faizlerinin mutlaka enflasyon oranı ile karşılaştırılması gerektiğini vurgulayan Aygün, son 5 yıl içinde halkın gelirlerinin artmadığını bildirdi.

Enflasyonun düşmesi ile tüketicilerin gelirlerini aşan rakamlarla harcama yapmaması gerektiğini belirten Aygün, açıklamasında şunları kaydetti:
"Aylık yüzde 1.80 faiz yıllık bileşik faiz hesabı ile yüzde 24 tutmaktadır. 2004 enflasyon oranı yüzde 9 olduğunda taşıt kredilerinde reel faiz yüzde 13,8 demektir. Şu anda enflasyona göre kredi faizlerinde hala yüzde 100'lere varan köpük var. Sanıldığı gibi faizler düşük değil yüksek, ucuz değil pahalıdır. Tüketici buna kanarsa yanar. Taşıt kredilerinde bir önceki yıla göre yüzde 291 artış göstererek 4,7 katrilyon liraya, konut kredileri yüzde 211 artış göstererek 800 trilyona, ihtiyaç kredileri yüzde 168 artış göstererek 5 katrilyona çıktı. Kredi kullananların büyük bir çoğunluğunu ise ücretliler oluşturuyor. Bu çok tehlikeli."

Aygün, 2003 yılında bir önceki yıla göre yüzde 57 artış göstererek 40,3 katrilyon lirayı bulan kredi kartı harcamalarının, 2004 yılının ilk 3 ayında şimdiden 7,3 katrilyon lirayı bulduğuna dikkati çekti. Buna göre, 20 milyonu aşkın kredi kartının kullanıldığı Türkiye'de her bir kredi kartına düşen kredilendirilmiş borç tutarının 350 milyon lira olduğuna değinen Aygün, geri dönmeyen kredi miktarının ise 348,7 trilyon liraya ulaştığını kaydetti. Aygün, Sicil Affı'na rağmen 2004 yılının ilk 2 ayında 18 bin kişinin kara listeye alındığını ifaden ederek, kara listedeki tüketici sayısının 500 bine yaklaştığını belirtti.

"BU CENNET SAHTE" Aygün, Türkiye'deki ekonomik tablonun, enflasyon, ihracat gibi bazı göstergelere bakıldığında iyi görülebileceğini, ancak borçlanma, ithalat artışı, faiz ve işsizlik gibi çok önemli göstergelerin hala alarm verdiğini kaydederek, bu gerçekler ışığında halkın, kendi geçim gerçeğini de göz önünde tutarak ayağını yorganına göre uzatması gerektiğini söyledi. Kredi kartı faizlerinin akıl almaz derecede yüksek oranlarda olduğuna dikkati çeken Aygün, taksit kartlarla hesapsız borçlanan vatandaşların sayısının giderek arttığının altını çizdi. ABD dolarının düşüklüğü sebebiyle Türkiye'nin tam bir ithalat cenneti haline geldiğini de vurgulayan Aygün, ithalattaki artışın tüketim üzerinde çarpan etkisi yarattığını belirtti. Aygün, "Bu cennet sahte cennet. Bu cennetin nasıl bir cehenneme dönüştüğünü yakın geçmişte gördük. Enflasyonda elde edilen kazanımlar ve ekonomik istikrarın kalıcı bir hale gelmesi için devlet ve vatandaşlar çok dikkatli davranarak rehavete kapılmamalı" diye konuştu. Aygün şunları kaydetti:

"Sarı ışığı görüp geçmeye kalkarsak, kavşağın ortasında kırmızıya yakalanırız. Bu da kaza demek, arabayı devirmek demektir. Türk halkı borsada yükselişe bakarak, komşusunun arabayı değiştirmesine özenerek, işi olduğuna güvenerek geleceğine ipotek koymamalıdır. Türkiye'de herşey düzlüğe çıkmış değil. Alınacak çok mesafe, geçilecek çok kavşak var. Tıpkı ekonomimiz gibi çarşı-pazar, esnaf-tüccar bıçak sırtında gidiyor."

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler