Benim insani ve mesleki yapım insan harcamaya yönelik değil
"Yerli-yabancı herkese aynı davranırım"
"Takım olma duygusu yapabilen önde olacak”
"Kağıt üzerindeki gibi olmuyor lig"
"Temel hedefimiz varış çizgisine herkesten önce varmak"
"Cenk'in yolu açık olsun"
HAKAN TARHAN / ANTALYA,(DHA)
Süper Lig'de 2'nci devre hazırlıklarını Antalya'da sürdüren Fenerbahçe'de teknik direktörü Aykut Kocaman basın toplantısı düzenledi.
Kocaman Antalya kampı kadrosuna dahil etmediği Ozan Tufan ile ilgili, "Ozan'ı kampa getirmemenin nedeni; daha doğru karar vermesiydi" dedi.
Aykut Kocaman'ın açıklamaları şu şekilde:
"SEZONA BAŞLANGICIMIZ VE İKİNCİ YARIYA BAŞLANGICIMIZDAN FARKLI OLACAK"
lk olarak bu dönemi belki Konyaspor galibiyetiyle kapatsak faydalı olacaktı. İkinci yarının ilk 6 haftasında zorluk derecesi yüksek maçlar oynayacağımız dönemde ana stratejinizle ilgili ufak da olsa yardımı olacaktı. Son dönemle ilgili fazla serzenişte bulunmamamız lazım. Bu süreçte en çok beklediğimiz bu aranın gelmesiydi. Bu tarafından bakıldığında çalışmalar bize şunu gösterdi: Sezon başındaki takımla şu an ciddi fark oldu. Bu önemli bir avantaj. Burada hazırlık kampımızın ardından kupada İstanbulspor ve telafisi olmayan Göztepe maçını oynayacağız. Oynama ihtimali yüksek olan grup ilk kez bu kadar yan yana geldik. Bardağın dolu tarafından bakan birisiyim, olumlu olduğunu düşünebilirim. Sezona başlangıcımız ve ikinci yarıya başlangıcımızdan farklı olacak. Olumlu olarak düşünüyorum
"BENİM İNSANİ VE MESLEKİ YAPIM İNSAN HARCAMAYA YÖNELİK DEĞİL"
"Robin van Persie ile ilgili bir şey konuşmak iki tarafa da fayda sağlamaz. Yol ayrımı gözüküyordu. Olursa ki olma ihtimali yüksek gözüküyor. Ozan'la ilgili anlatmaya çalıştığım şuydu: Tüm oyuncularla diyaloğum var. Her konuştuğum şeyi kamuoyuna anlatmanın da anlamı yok. Anlatamazsınız da zaten. İkili görüşmeler nelerse iki taraftan biri tersini yapmadığı sürece içeride kalmalı. Özel görüşmeler sonuçta. Herkesi ilgilendiren tarafına geldiğimizde ise kinci yarıda takımı götürmek istediğim yerde Ozan'ı düşünmedim. Dolayısıyla böyle karar verdik. Oyuncuyu kötülemek, karalamak değil, Fenerbahçe'nin menfaatlerinde bir karar oldu. Oyun anlamında Ozan'dan faydalanamayacağımı gördüm, kendisi açısından bir an evvel karar vermesi açısından bu kararı aldık. Bunu bu şekilde anlatabilirim. Benim insani ve mesleki yapım insan harcamaya yönelik değil. Hatalarım oluyor ama hep bu düşüncedeyim. Ozan'ı kampa getirmemenin nedeni; daha doğru karar vermesiydi. Transferi konusunda zaman verdim."
"YERLİ-YABANCI HERKESE AYNI DAVRANIRIM"
Ben özel hayata girmem; saçmalık. İş hayatına yansıtmazsa düşünmem. Özel hayatı iş hayatına yansıtmadığı sürece hiçbir oyuncu için düşünmem. Disiplin olarak son dönemlerde birkaç benzetme gördüm. Magath falan, yok böyle bir şey. Yerli-yabancı herkese aynı davranırım. Ben neysem öyle davranıyorum. Yabancıların alışması zor oluyor. Alışıyoruz. Ben meslek konusunda oyuncularımın aidiyet duygusunu taşımasını istiyorum. Disiplin ile ilgili saygısızlık olursa bu göğüsleyeceğim bir şey olamaz. Benim takımı götürmek istediğim yer ile Ozan'ın kafasındaki arasında fark vardı. Bir karar verdim, doğru mu, yanlış mı bilmiyorum. Bu kararın sorumluluğunu her zaman taşırım. Kafam, bu takımı nasıl yukarı taşıyabiliriz ona çalışıyor
Herhalde şunun farkındasınızdır: Beklentileri fazla olan cümleler kurarım. Ne olursa saha içerisinde en iyisi olacağımıza inanıyorum. Kişisel olarak bu anlamdaki bu gruba güvenim sonsuz. Son ana kadar bu yarışı kovalayacak güçte ve kudrettedir Fenerbahçe. Grup gücünün birbirini tamamlayan, iten organize bir grup gücünün daha önemli olduğunu düşünüyorum. Temel sorunlar dediğim evrelerden bir tanesi budur. Bunu elde etmek çok kolay değil. Milim milim büyür. Yönetim kadrosunun, teknik kadronun ve oyuncu grubunun birbirine güven duymasıyla büyür. Bu, transfer olmasını istemiyorum anlamına gelmesin."
"TAKIM OLMA DUYGUSU YAPABİLEN ÖNDE OLACAK”
"Grup dinamikleri ortaya çıkar, birbirini tamamlayan grup ligde ön alacak. Ortalamamızın üzerinde sakatlık sıkıntısıyla karşılaştık. İkinci yarıda bu düşerek devam edecektir. Bu antrenman temposuna, içeriğine alışma da zaman isteyen bir şey. Sakatlıklar oluyor. cezalardan dolayı çeşitli, kadrolarla sahaya çıktık. Çok olağan bir durumdu Konya maçından Valbuena'nın 94. dakikanın 30. saniyesinde gol olacak şutunu Serkan kurtardı. Makul olan gol olmasıydı. Aynı şekilde Kasımpaşa-Başakşehir maçında Trezeguet'nin vuruşunda Volkan gözlerini kapadı ve top göğsüne çarptı. Yüzde 85 gol olma ihtimali yüksek pozisyonlardı. O kadar travmadan sonra bu takımın geldiği yer burası. Geldiğimiz yer 1 tane vuruştu. Makul olan olsaydı lider olma ihtimalimiz vardı. Ligin böyle olduğu zamanda takım olma duygusu olan bir gruba gidebilirsek ön alacağız. Bunu yapabilen önde olacak.”
"ELJİF ELMAS'I KURTARICI LANSE ETMEK KULÜBE DE BANA DA ZARAR VERİYOR"
"Eljif Elmas henüz 18 yaşına girdi. Bu oyuncuyu kurtarıcı olarak lanse etmek kulübe de bana da oyuncuya da zarar veriyor. Şapkadan tavşan çıkaran bir oyuncu değil. Bu yeteneklerini sürdürürse harika bir takım oyuncusu olacak. Oğuz Kağan'dan da Eljif'ten de beklentim; 1 buçuk 2 sene sonra Fenerbahçe'nin ana iskelet kadrosunda yer alacağını düşünmekteyim, oraya götürmek daha makul."
"KAĞIT ÜZERİNDEKİ GİBİ OLMUYOR LİG"
Kağıt üzerindeki gibi olmuyor lig. Kağıt üzerinde baktığımızda Trabzonspor, Başakşehir, Beşiktaş gibi takımlarla oynayacağız. Son derece iştahlı ve kuvvetli takımlar. Oyuncuların hangi pozisyon olursa olsun var olan oyuncuların üzerinde olması gerekiyor. Bunu sağlamak gerekiyor ki beklenen katkıyı verme ihtimalleri yüksek olsun. İlk 6 haftada ciddi bir zorlu bir periyot var. Kalan 11 hafta da birbirinden zorlu olacak. Ancak akılcı ve mantıklı olan, gelecek kurtarmaktansa şu anda var olan 6 aydır çalıştığımız grubun verimliliğini bir iki derece daha arttırmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Yönetime her türlü konuda düşüncelerimizi açıkça söylüyoruz ama öbür taraftan 6 hafta içinde şampiyonluk isteyen takımla oynayacağız. Gelen oyuncu üst seviyede olmalı ki uyum süreci yaşamadan takıma katkılı olsun. Bunun maliyetini söylemeye gerek yok. 15-20'li rakamlara gidiyor. Her oyuncunun da adapte olamama ihtimali vardı. Olursa başımızın üzerinde ama öbür taraftan beraber olduğum oyuncu grubunun oyununu ve enerjisini, Yukarı çıkarabilecek formülü aramakla geçiyor."
"TEMEL HEDEFİMİZ VARIŞ ÇİZGİSİNE HERKESTEN ÖNCE VARMAK"
"Bir takımın domine etmesi kolay gözükmüyor. Belki Galatasaray benzer bir çıkış yaparsa ön alabilir ama fikstür önemli. Küçük de olsa bu ihtimal olabilir ama bir takımın alıp götürmesi kolay değil. İlk 9 takım birbirlerinden her yerde her şekilde puan alabilirler gibi gözüküyor. Bunun böyle gittiğini varsayarsak sezon sonu puan 77'nin altı olur. Şu an itibariyle 75'in altına inecek bir lig gibi gözüküyor. 51 puanlık maratona giriyoruz. Puan kayıpları olacaktır. Esas olan ben fazla puanı yakalayacak durumu yaratabilmek. Birkaç puan kaybı olduktan sonra çöken takımlar bu yolda olamayacaklar. Esas olan kuvvetli bir orta mesafeci olabilmektir. Temel hedefimiz varış çizgisine herkesten önce varmak. Kazanma bu işin en önemli taraflarından bir tanesi. Dikine oynamak oyunun parçalarından bir tanesi. Tüm oyunu savunma yada hücum üzerinden anlatmak nasıl yanlışsa dikine oynama şekli de öyle. Bu kelimeyi alaycı şekilde olması için değil bu şekilde anlatılmasının yanlış olduğunu anlatmak için söylüyorum. Bir çok değişkene dikkat ederken diğer taraftan oyuncuların verdiği reaksiyon çok önemli. Başakşehir maçında bir anda 3'lü orta sahaya geçtik. Takımı 4-3-3 şeklinde yerleştirdik. Bir takım zaaflar gözüküyordu. Osmanlıspor maçından sonra Topal - Souza'ya döndü. Bu oyuncularla beraber 10 maç oynamış, en çok gol attığımız, en az gol yediğimiz oyuncular bunlar. En çok puan ortalamasını yakalamışız: 2.4. Pek çok olumluda iyi, pek çok olumsuzda minimalize etmişiz. Topal da Souza da çeşitli yetenekleri olan 2 oyuncu ki Fenerbahçe'deler. Onlara kendi yeteneklerine uygun rol vermeye çalışıyorum. Futbol yapılarına uygun hale çevirmeye çalışıyorum. En önemlisi önce herkesin rolünü iyi oynaması ve arkadaşlarının açıklarını kapaması. Bunu yapınca büyük takım oluyorsunuz. Olayları mümkün olduğunca kendi özünde değerlendirmeliyiz. Dönem itibariyle yanlışların en az olduğu dönem olarak görüyorum. Bu işi yaparken sizin olduğu gibi hem aile hayatınızda hem özel, hem iş hayatınızda olduğu gibi çalışan insan hata yapar. Esas olan hataları onarmak ve düzeltmektir. Şu anda bu takımın sorumlusu olarak oyuncularıma son derece güveniyorum. Bir adım daha yukarı çıkartabileceklerini düşünüyorum.
İkinci yarının bizim adımız ilk yarıya oranla daha fazla puan kazanan, oyun doğruları daha fazla olan bir takıma gideceğimizi düşünüyorum. Tahmin edemediğimiz olağandışı bir takım şeylerle de karşılaşabiliriz. İstanbulspor'da antrenörlü yapmaya başladığım andan itibaren hayalim üçüncü bölgede oynayan bir takım. Tam tersine götürülmesi inanılacak gibi değil. Fenerbahçe'nin gidişatıyla birlikte Kasımpaşa maçı bir örnekleme. Her maç aynı ritim olamaz. o ritmi yakalamak kolay değil. Bazen rakip, bazen hakem. Potansiyel var mı? Yapabilirliği var mı? O maç gösterdi. Doğruları yapmak konusundaki ısrar ters gelebiliyor. Kazanmaya doğru giden süreç ve bu süreçte oyun kalitesini daha fazla arttırmak. Başka şansımız yok. Bu takımı teknik direktör, antrenör grubu ve futbolcularla temsil ediyoruz ama tek grubuz."
"CENK'İN YOLU AÇIK OLSUN"
"Gayret ve yapma çabası olursa harika bir oyuncu. Öbür taraftan takım olgusunun dışına doğru taşarsa Valbuena veya herhangi bir oyuncu, benim kimyam orada bozuluyor. Bireysel kalitesi yüksek oyuncuları seven bir yapım var. Bu takım sahada bir orkestra. Herkes enstrümanını en iyi şekilde çalsın aynı müziği çıkarmak zorundayız. Öbür türlü kakofoni oluyor. Bireysel katkı oyuncuların asli görevi. Kendi istekleri doğrultusunda yapmamalılar. Uyumlu bir takım olmak istiyoruz. Meslek aidiyeti, oyunun doğrularına olan ısrarım ve kendimizi hizmet ettiğimiz Fenerbahçe ailesi için doğrusu bu. Cenk'in yolu açık olsun tebrik ediyorum. Arkası da gelsin istiyorum."