Ergenekon davası sanıklarından emekli Üsteğmen avukat Serdar Öztürk, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 2009'da gözaltına alınarak, tutuklandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yargılanan Öztürk, Ergekenkon davası kapsamında, silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 12 yıl, devletin gizli belgelerini temin etme suçundan 7 yıl 6 ay, yasaklanan bilgileri temin etme suçundan 3 yıl 9 ay ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Öztürk, sağlık sorunları nedeniyle yaptığı tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Öztürk, hastalığı nedeniyle hayati tehlike içinde bulunmasına rağmen cezaevinde tutulması ve formül gerekçelerle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi nedeniyle yaşam hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etti. Yüksek Mahkeme de Öztürk'ün tutukluluk süresinin makul olmadığına ihlal edildiğine hükmetti.
-ÖLÇÜLÜ DENGE KURULMADI-
Kararda, Öztürk'ün gözaltına alınması ile ilk derece mahkemesinin kararı üzerine hapis cezasıyla cezalandırılması arasında 4 yıl 2 ay olduğu anımsatılarak, bir sanığın tutuklu bulundurulduğu sürenin makul olup olmadığının, her davanın kendi özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Kararda, bir davada tutukluluğun belli bir süreyi aşmamasını sağlamanın, öncelikle derece mahkemelerinin görevi olduğu belirtilerek, "Aynı davada yargılanan bazı sanıkların durumlarından hareketle genelleme yapılarak diğerlerinin de aynı davranışta bulunabileceğini varsaymak, tutukluluk gerekçelerinin somutlaştırılmasını engellediği gibi özgürlüğün esas, tutukluluğun istisna olduğu yönündeki anlayışla da bağdaşmaz. Bu çerçevede tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda ileri sürülen gerekçelerin ilgili ve yeterli olduğu söylenemez" denildi. Adli kontrol tedbirlerinin yeterince dikkate alınmadığının belirtildiği kararda, "Bu durumda tutukluluğun devamına karar verilirken yargılamanın tutuklu sürdürülmesinden beklenen kamu yararı ile başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı arasında ölçülü bir denge kurulmadığı ve bu nedenle tutuklu kaldığı sürenin makul olmadığı sonucuna varılmıştır" denildi.
Kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarının ise kabul edilemez bulunduğu kararda, Öztürk'ün, tutuklu ve hükümlü olarak bulunduğu cezaevinde geçirdiği rahatsızlık sonucu hastaneye sevk edildiğinin anlaşıldığı belirtildi. Kararda, cezaevinde kalmasının uygun olmadığına ilişkin tıbbi rapor ve somut bir delil olmadığı dikkate alındığında başvurucunun rahatsızlığına rağmen cezaevinde tutulmasının kötü muamele yasağının ihlali olarak görülemeyeceği kaydedildi.
ANKA