Günde kaç kez aynaya bakıyorsunuz? İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar günde ortalama 70 kere aynaya bakıyor. Bu sayı kadınlar için şaşırtıcı değil. Hepimiz biliyoruz ki makyaj yaparken, kıyafet denerken, saç yaparken ve özellikle fotoğraf çekilirken aynaya bakıyoruz. Ve yine hepimiz hemfikiriz ki hiçbirimiz gerçek hayatta aynada göründüğümüz gibi değiliz. Küçük de olsa arada farklılıklar oluyor. Peki aynada farklı görünmemizin sebepleri neler? İşte herkesin bilmek isteyeceği o sebepler…
Aynaya baktığımızda gördüğümüz şey aslında kendi görüntümüzün aynısı değil, yansımamız. Aynada görülen yansıma, görüntümüzün ters çevrilmiş hali. Her gün aynaya baktığımız için bu çevrilmiş görüntüye alışırız. Yani bu görüntü biz değiliz yalnızca göz alışkanlığı olduğu için yadırgamıyoruz!
Aynaya bakarken direkt kontrol edebileceğimiz noktalar var. Örneğin saçımızı veya pozumuzu beğenmedik, fotoğraf çekilmeden önce bunlara direkt müdahale edebiliriz. Ve sonrasında fotoğrafta daha güzel çıkmamız için her şey tamamlanmış olur. Çoğunlukla fotoğraf çekildikten sonra fotoğraflarımıza bakıyoruz bu yüzden poz verme hilelerini kullanabiliriz. İyi bir fotoğraf için en iyi açılarınızı bilmek önemli!
Beyinlerimiz aynaya baktığımızda aydınlatma farklılıklarını fark etmeyeceğimiz şekilde çalışır. Beynimiz otomatik olarak normal olan oymuş gibi algılar ancak kameralar böyle değil. Bu yüzden fotoğraflarda her ışığa dikkat etmeliyiz. Kamera bütün ışığı, renkleri, gölgeleri yakalar ve fotoğrafta büyük rol oynar. Fotoğrafçıların dediği gibi “Işık yapabilir de kırabilir de!”
Suratımız sandığımızın aksine kesinlikle simetrik değildir. Suratınızı katlamayı deneyin ve karşılaştırın. Örneğin gözünüz diğer gözünüzle aynı mesafede mi duruyor ya da kulaklarınız? Karşılaştırdığınızda siz de göreceksiniz her şey birbirinden farklı. Ancak biz kendimize birçok farklı açıdan baktığımız için genellikle suratımızın simetrik olduğunu düşünürüz. Bu yüzden aynada güzel görünsek de fotoğraflarda öyle çıkmayabiliriz.
Araştırmacı Nolan Feeney, bu konuda yaptığı bir açıklamada insanların kendilerini güvenli hissettikleri ortamlarda aynaya baktıklarını ancak dışarıda fotoğraf çekilirken kendilerini güvensiz hissettiklerini söyler. Dışarıda herhangi bir kafe veya restorandayken ya da yalnızca eğlenmeye çıkmışken yüzümüze yapay bir gülümseme koyup fotoğraf için poz veriyoruz ve fotoğrafları sosyal medyada paylaştığımız için üzerimizdeki baskı çok daha fazla oluyor. Kamera önünde her zaman doğal olmaya çalışın, sonuçlar daha iyi olacak!
Fotoğraflarda yüzümüzdeki en küçük ayrıntıları görürüz fakat aynada durum böyle değil. Aynada çok fazla detay görmeyiz ve aynaya baktığımızda yalnızca burun, göz, ağız, dudak gibi belirli bölgelere odaklanırız, bu bölümlere dikkat ederiz. Ancak hepsinin birleştiğinde nasıl göründüğüne çok fazla dikkat etmeyiz. Fotoğraf için poz verirken ise yüzümüze, gözümüze, saçımıza, duruşumuza kısacası küçük detaylara dikkat ederiz. Bu yüzden aynada kendimizi daha güzel hissederiz. Kendinizi ayna önünde keşfetmek fotoğraflarda daha güvenli hissetmenizi sağlayabilir.
Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, insanların gerçekte olduklarından daha iyi göründüklerini düşünme eğiliminde olduklarını ortaya koydu. Bu araştırma için katılımcıların en güzel ve en kötü çıktıkları fotoğraflar seçildi ve katılımcılara hangi fotoğrafta daha gerçeğe yakın göründüklerini sordu. Katılımcılar objektif olmak yerine en güzel ve çekici çıktıkları fotoğrafı seçti. Aynalara fotoğraflarımızdan daha çok bakıyoruz ve aynadaki görüntümüz beynimizi kandırır bu yüzden gerçek fotoğraflar garip görünür. Bu çirkin biri olduğumuz anlamına gelmez yalnızca kendinizi aynada da fotoğraflarda da keşfetmelisiniz.