Aynı Anda 23 Bin Kişi Namaz Kılacak

Cumhuriyet döneminin en büyük üçüncü camisi olan Sultan Abdülhamit Han Camisi’nin tüm bölümleri tamamlandığında 23 bin kişi aynı anda saf tutup, namaz kılabilecek.

Kahramanmaraş’ta 1993 yılında Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından temeli atılan Sultan Abdülhamit Han Camii geçen yıl Regaip Kandili’nde ibadete açılmıştı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kenti ziyareti sırasında incelediği 10 bin kişilik Abdülhamit Han Camii’nin, İstanbul’da Çamlıca’ya yapılması planlanan camiye de örnek olması bekleniyor.

Başbakan Erdoğan, ziyareti esnasında caminin mimari yapısı hakkında da detaylı bilgiler alırken, caminin ihtişamından duyduğu memnuniyeti de şeref defterine not etti. Sultan Abdülhamit Han Camisi’ni, cumhuriyet dönemi şaheserlerinden biri olarak nitelendiren Erdoğan, camiyi yapan Mimar Hacı Mehmet Güner’in de İstanbul’daki cami için görevlendirilmesini istedi.

Sultan Abdülhamit Han Camii müezzini Ali Altınköprü, caminin kentin medarı iftiharı haline geldiğini belirterek, her taşında Kahramanmaraşlıların emeği bulunduğunu kaydetti. Cami’nin Ankara Kocatepe ve Adana Sabancı Camilerinden sonra cumhuriyet döneminin en büyük üçüncü camisi olduğunu kaydeden Altınköprü, gelen insanların huzur bulduğunu belirtti. Altınköprü, şöyle konuştu:

“Sultan Abdülhamit Han Camii bilindiği üzere 1993 yılında rahmetli Necmettin Erbakan’ın temelini atmasıyla başlayıp, 2011 yılında tamamlanarak ibadete açılmıştır. Şu anda kapasite olarak 10 bin kişiliktir. İnşallah dış avlusu ve otoparkının üst bölümlerinin tamamlanmasıyla birlikte inşallah burada 23 bin kişi aynı anda namaz kılabilecektir. Şimdi bazen söylüyorlar, ‘bu kadar büyük cami yapılmasına ne gerek var?’ diye. Geçtiğimiz Miraç Kandili’nde burada yapılan ölçümlerde aynı anda 13 bin kişi namaz kıldı. İşte bu durum, ‘bu kadar büyük cami yapılmasına ne gerek var?’ diyenlere karşı da en güzel örnekti.”

Caminin bulunduğu tepenin Fransız işgalcilerin kenti topa tuttuğu bölge olduğunu işaret eden Altınköprü, böyle bir yere cami yaptırmanın da son derece anlamlı olduğuna dikkat çekti. Altınköprü, “Buradan baktığınızda gelişmiş Maraş, gelişmekte olan Maraş ve eski Maraş diye nitelendirdiğimiz yerleri ayaklarınızın altında görebilirsiniz. Hatta Fransızlar işgal sırasında bu tepeden Maraş’ı topa tuttular. Bunun sebebi Kahramanmaraş’ın tamamını görebiliyor olması. Tabi biz onların topa tuttuğu yerden gül attık. Büyüklerimiz Allah’ın evini buraya kondurdular. İnsanları öldürmek için değil hayata kavuşturmak için. Çünkü insan Allah’ı bulduğunda hayat bulur.” diye konuştu.

Caminin iç mimarisi hakkında da bilgiler veren Altınköprü, “Biliyorsunuz Selahattin camiler adını verdiğimiz yerlerde genelde mermer işçiliği kullanılır. Maraş’ımızın da oymacılığı ön plana çıkar. İşte bu nedenle vaaz kürsümüzde mermerciliği ve oymacılığı buluşturduk ve bu vaaz kürsümüz nadide eserlerden bir tanesidir. Sedef ve ağaç oymacılığının birleştirildiği çok nadide eserlerden birisi ortaya çıktı. Diğer yandan imam minberimizin yanında deprem denge taşları var. Deprem denge taşları böyle döner. Allah korusun bir deprem anında böyle camilerde bir yanda çökme falan olduğunda dönmez hale geliyor. Hangi taraf dönmüyorsa caminin o tarafı çökmüş demektir ve ona göre tedbir alınacaktır.” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL İÇİN İLK ÖRNEK ABDÜLHAMİT HAN

Başbakan Erdoğan’ın da Abdülhamit Han Camisi’ni ziyaret ettiğini anımsatan Altınköprü, Erdoğan’ın camiyi oldukça beğendiğini söyledi. Altınköprü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Başbakanımız bize şeref verdi. Kahramanmaraş’ımıza gelmesiyle Abdülhamit Han camimizi ziyaret etmesiyle şeref bulduk tabi çok ta hoşnut olduk. Camimizi umduğundan daha güzel bulduğunu ifade ettiler. Biz kendilerinin başka bir cami yaptırma niyetinde olduğunu duymuştuk zaten. Onun tabi ki etüdünü yapabilmek için başka yerlerin görülmesi gerekiyor. Başbakanımız da camimizin her bir yanını ciddi manada izleyerek Dernek Başkanımız Ömer Faruk Şirikçi hocamızdan bilgiler aldı. Çok hoşuna gittiğini söyledi. Yapacağı camiyi inşallah buradan örnek alaraktan ilk adım olarak değerlendirilmesini istedi. Hatta burayı yapan mimar ağabeyimiz Hacı Mehmet Güner’i de o cami için görevlendirmiş bulunmaktadır.”