Tübitak tarafından yayınlanan kitap, yine Tübitak tarafından "Yerlilik ve kültürel uyum" kriterlerine uymadığı gerekçesiyle toplatılma kararı ile karşı karşıya. Nedenini anlamak için fazla söze gerek bırakmayan metnine bir bakalım:
''Gökkuşağında birçok renk vardır ve her bir renk diğerinden farklıdır. Her renk tek başına da eşsiz ve özeldir, ama yan yana geldiklerinde en güzel, harika bir manzarayı, yani bir gökkuşağını oluştururlar. Tıpkı gökkuşağındaki renkler gibi insanların her biri de eşsizdir. Dünyanın her yerinden insanlar bir araya geldiğinde, gökkuşağı kadar sevimli bir manzara oluştururlar.''
Bale yapan küçük kızımızın sevimli köpeği bildiğimiz köpeklere hiç benzemiyor. Müziği, dans etmeyi, ay ışığını ve baleyi seven bir köpek o. Küçük kız bu müzik sever köpeğini kendisiyle birlikte baleye götürmek istiyor ama öğretmeninden babasına kadar herkesten aldığı cevap aynı: ''Köpekler bale yapmaz.''
Anna Kemp’in yazdığı, Sara Ogilvie’nin resimlediği “Köpekler Bale Yapmaz'', imkansız gibi görünen pek çok şeyin hiç de öyle olmadığını anlatan, toplum tarafından çizilen sınırların, konulan kuralların çoğu zaman ötekileştirmeye, yaftalamaya varan sonuçlar doğurduğunu bize eğlenceli bir şekilde anlatan kahkahası bol bir öykü.
Gülsevin Kıral'ın kaleminden ''Oyun arkadaşım bir Suriyeli''. Savaş nedeniyle ülkelerinden göç eden Suriyeli aileler aynı mahallede yaşamaktadır. Çocuklar, top oynarken kırdıkları cam yüzünden azar işitseler de, yabancı bir gazetecinin ortaya çıkması, Karabaş'ın varlığı ve Çakallar'la yapılan maçta Suriyeli Hasan sayesinde atılan goller, mahalleyi şenlendirir. Hasan'ın babası iş bulma, Berivan da kardeşinin çıkıp geleceğine dair umudunu yitirmemeye çalışır. Üstelik, Ali'nin gönlü de Berivan'ın güzel kızı Rojda'dadır.
Yaşam mücadelesi veren ve her biri farklı kapılar ardında yaşayan insanların birbirine tutunma öyküsü Umut Sokağı Çocukları. Gün Işığı kitaplığından çıkan roman, çocuklara tam da yanı başımızda yaşanan hayatın acı gerçeklerini özenli ve mizah katılmış bir dille anlatmayı başarıyor.
Dikkat, kitaptan kıl çıkabilir!
Merve hanım çok dertliydi. İşyerinde sırf erkek diye onun yerine beceriksiz olduğunu düşündüğü bir adam terfi etmiş, bu yetmiyormuş gibi saygısız dolmuş şoförü canını sıkmıştı. Of hayat kadınlara ne kadar da zordu, daha eve gidip yemek yapması gerekiyordu. Ah, onun da bıyıkları olsa hayat böyle zor olur muydu? Hem de şöyle pala bıyıkları olsa? Aslında niye olmasın ki? En iyisi deneyip görmek. Hem o akşam yemeği de kocası kendisi hazırlasın bakalım nasıl oluyormuş!
Türkiye'de kanayan bir yara olan cinsiyet eşitsizliğini çocuklara eğlenceli bir şekilde anlatan Fatih Erdoğan'ın bu kitabı 7 yaş ve üzeri çocuklar için uygun.
''Sizin hiç özel bir arkadaşınız var mı?'' diye başlıyor hikaye. Küçük kahramanımız bir yaz kampına gidiyor ve orada down sendromlu bir çocuk olan Tammy ile tanışıyor.
6-9 yaş arası çocuklar için uygun olan kitap anne babalara notlar kısmı ile son buluyor. Hikaye süresince birbirinden farklı çocukların aralarında sıcak bir dostluğun gelişmemesi için hiçbir engel olmadığını hissediyorsunuz. Birbirlerine yardım ederek zorlukların üstesinden gelen bu iki arkadaş, yetişkinlere bir hayat dersi veriyor adeta. Çünkü; büyüklerin dünyasında yer alan ve bakış açısına sinen ayrımcılığa çocukların dünyasında yer yok. Onlar tüm farklılıklarıyla hayata çalınan bir renk.
2-4 yaş arası çocuklara uygun olarak yazılmış olan öykü, gezegenimizde yaşayan milyonlarca farklı dilde, renkte ve özellikte çocukların yaşadığını ve hepsinin benzersiz olduğunu anlatmayı amaçlamış. Tübitak yayınları tarafından yayınlanan bu kitabı çocuklar açtığında Çin’de, Alaska’da, Japonya’da, Avrupa’da ve Avustralya’da yaşayan çocuklarla ve dolayısıyla farklılık kavramıyla tanışacaklar.
Çocuklara başka yerlerde yaşayan başka insanların ve hayatların olduğunu anlatmak ve farkındalıklarını artırmak, özetle insan olarak dünyanın diğer insanlarına bakmayı amaçlamış yazar Núria Roca.
Kitabın sonunda “Etkinlikler” ve “Anne babalar için kılavuz” adlı iki bölüm de mevcut.
Yemez mi gerçekten? Yoksa biz öyle mi biliriz?
Begüm'ün bir sabah kanepesinde oturan bir gergedanı görmesiyle başlıyor hikaye. Hem de mor renkli bir gergedan. Maalesef küçük Begüm'ü ailesi pek dinlemiyor, söylediklerine kulak asmıyor. Mor gergedanımız bir sabah Begüm kahvaltısını yaparken krebini alıp gidiyor ve Begüm anne babasına bu olayı anlatsa da onlar Begüm'ü her zamanki gibi dinlemiyorlar. Daha doğrusu ona pek inanmıyorlar. Zaman geçtikçe birbirini seven ve çok iyi arkadaş olan mor gergedan ve Begüm, bu gerçek arkadaşlıklarını aileye anlatabilecekler miydi? Mor bir gergedan olur muydu? Olsa bile gergedanlar evde yaşar, hem de krep yer miydi?
Rengi ve zevkleri farklı bir gergedan ile bir çocuk arasında gelişen dostluk kafamızda kodladığımız ''gerçeklere'' bir ışık tutuyor.
''Niye arkadaşlarıma benzemiyorum ki?'' diye hayıflanan pudra rengi bir yarasanın rengini arama hikayesi. Biraz hüzünlü ama sıcacık bir öykü.
Diğer yarasalar ne kadar siyahsa pudra da o kadar beyazdı. Tıpkı geceyle gündüz gibi. Arkadaşlarına benzemek istiyordu ve bu nedenle pek çok şey denedi. Kâh karga tüylerini vücuduna buladı, kâh bacadan tüten dumanlarla kararmaya çalıştı, ama olmuyordu, ne yaparsa yapsın o beyaz bir yarasaydı. Arkadaş bulma çabaları ise hayal kırıklıklarıyla son buldu. Peki Pudra, farklı rengiyle mutlu olabilecek mi, arkadaşları onu sevecek miydi? Merak edenleri Pudra'ın sürprizli keşif yolculuğuna davet ediyoruz.
İllüstratör ve yazar Betül Sayın tarafından kaleme alınan öykü, Betül Sayın'ın en güzel kitaplarından biri.
Dünya çocuk ve gençlik edebiyatının ödüllü yazarlarından Christine Nöstlinger'in en farklı kitaplarından biri Alev Saçlı Çocuk.
Kıpkırmızı saçları vardı Frida'nın. Ancak bu kırmızı saçları yüzünden arkadaşları onunla alay ediyor, ''Alev alev Frida geliyor! Yangın var, yangın var!'' diye dalga geçiyorlar. Frida'nın saçıyla alay etmeyen tek kişi ise gözleri görmeyen postacıdır. Postacı, Frida'ya yolunda eşlik etmek istediği için yolunu değiştirir ve işinden kovulur. Frida çocukken kızıl saçlı olan teyzesine bu durumla nasıl baş ettiğini sorar ve hiç ummadığı bir yanıt alır. Başka gizemlerin de eklendiği öykü sizi güldürecek bir sonla bitiyor.
Rengi, görünümü, özellikleri nedeniyle dışlanan insanlarla empati kurmamız için yazılmış bir öykü Alev Saçlı Çocuk. Ayrımcılığı, dışlayıcılığı, ön yargıyı kızıl saçlı bir çocuğun gözünden aktarıyor çocuklara.
-----
"Çocuğumun bu kitapları okumasını nasıl sağlarım" diyorsanız, cevabı burada: Siz kitap okursanız çocuğunuz da okur
*Bu kitaplar dışında çocuğunuzun zihinsel ve duygusal gelişimi için ise burada çocuğunuzla
**nasıl daha niteliktli vakit geçireceğinizi adım adım anlattık.***