Tuğluk, "Siirt’te açığa çıkan rezil olayda, tacizci kişinin uzun bir zamandır polis tarafından izlendiği halde, kasıtlı bir biçimde müdahale edilmediği yönündeki iddialar oldukça vahimdir" dedi.
Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Siirt eski Belediye Başkan Yardımcısı Abdullatif Ç.’nin iki kız kardeşe cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanmasının ardından bugün yazılı açıklama yaptı. Tuğluk, Abdullatif Ç.’nin iki kız çocuğuna yaptığı cinsel istismarın asla kabul edilemeyecek iğrenç bir olay olduğunu belirterek, tacizci kişinin olağanüstü toplanan BDP Disiplin Kurulu tarfından partiden ihraç edildiğini söyledi.
Tuğluk, tacizci kişi her kim olursa olsun kesin ve net bir tutuma sahip olduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Siirt’te açığa çıkan rezil olayda, tacizci kişinin uzun bir zamandır polis tarafından izlendiği halde kasıtlı bir biçimde müdahale edilmediği yönündeki iddialar oldukça vahimdir. Bu durum, yıllardan beri süregelen devlet zihniyetinin değişmediğinin göstergesidir. Zaten inkarcı ve imhacı zihniyetin temel hedefi, her zaman kadınlar ve çocuklar olmuştur. Tarihte Kürtlere uygulanan büyük katliamve soykırımlara, kadınlara ve çocuklara yönelik yaygın taciz ve tecavüzler eşlik etmiştir. Günümüzde de halen bölgede taciz ve tecavüz olaylarının sıklıkla yaşanması, sömürge koşulları ve yıllardır uygulana gelen inkar ve imha temelindeki devlet politikalarıyla birebir ilintilidir."
Tuğluk, bölgede bir yandan işsizlik ve yoksulluğun yaygınlaştırıldığını ileri sürerek, "Bir yandan da taciz ve tecavüz kültürü yaratılmakta, gençler fuhuş ve uyuşturucu bataklığına çekilmektedir. Devlet görevlileri bölge halkını sömürgeci bir gözle görerek cinsel istismar ve tecavüzü olağan görmekte, sıradanlaştırmak istemektedir. Siirt’te yaşanan olayın daha önceki benzerlerinde karşılaştığımız, işin içinde ordu, emniyet ve devlet bürokrasisinde çalışanların yoğun bir biçimde yer alması durumu, asla rastlantı değildir. Tüm bunlar bütünsel bir politikanın temel parçalarıdır. Bilinçli bir politikanın tezahürleridir. Özel savaş konseptinin kirli ve alçak uzantılarıdır. Esasen, bu durum Kürdistan’da ahlaki ve politik toplum inşa etmek için alternatif bir proje ortaya koyan Kürt hareketine karşı, ahlaksızlığı yaygınlaştırıp dejenere ve apolitik bir toplum yaratma hamlesiyle yanıt verilmesi anlamına gelmektedir. Bizler bu politikaların farkındayız. Bölgede yaygınlaştırılmak istenen taciz, tecavüz, fuhuş ve uyuşturucunun belli bir siyasi proje dahilinde toplumsal yaşamı zehirleme ve çürütme amacıyla yürürlükte olduğu ortadadır. Bu konsept, toplumsal yaşamın tümüne yaygınlaştırılmak istenmekte Kürt toplumunun tüm kurum ve hücrelerine sızdırılmak istenmektedir" dedi. (İHA)