Geçtiğimiz yıllarda neredeyse tamamen kuruduğu için binlerce balığın yaşamını yitirdiği göl kirlilik yüzünden şimdi de köpürdü.
Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, Gölde 2004 yılından bu yana izleme yaparak, değişimleri kayıt altına alan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) gölün son durumu hakkında çarpıcı fotoğraflar paylaştı. Yıllar içerisinde göldeki pek çok kuşun telef olmasının yanı sıra, toplu balık ölümlerini de görüntüleyen dernek bu durumun nedenleri olarak şu maddeleri sıralıyor;
* Aşırı şekilde kullanılan zirai ilaçlar,
* Kum ocaklarından gelen kumlar, maden ocaklarından derelerle taşınan silisli topraklar,
* İnsanların attığı çöpler.
İLK KEZ KÖPÜRDÜ
Dernek Başkanı Bahattin Sürücü birkaç gün sert geçen havaların ardından gölün köpürdüğünü, gölde ilk kez yaşanan bu olayı kayıt altına aldıklarını söyledi. Bu durumu yıllardır Azap Gölü’yle ilgili çalışmalar yürüten SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici’yle değerlendirdiklerini aktaran Sürücü, bunu rapor halinde ilgili kurumlara ileteceklerini kaydetti.
GÖL 4. SINIF SU
Azap Gölü’ndeki kirlilikle ilgili görüşlerini aktaran Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, su yüzeyinde toplanan alg ve mikroskopik organizmaların güneş ışınlarını engelleyerek su altı yaşamı için yaşamsal önemi olan oksijen emilimini engellediğini söyledi. Kesici; “2016 ocak ayı içerisinde yapılan araştırma sonuçlarına göre gölde çözünmüş oksijen miktarı 3-4 mg, ph 6.9 olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlar Azap Gölü’nün su özelliğinin, kirlenmiş sulardan çok kirlenmiş 4. sınıf su özelliğindedir. Gerekli önlemler alınmadığında kirliliğinin artması beklenen bir sonuç olacaktır. Bu durum yörede yaşayan tüm canlıların sağlığını tehdit edecektir” dedi. Kesici’ye göre göle kirlilik taşınımını azaltmak için öncelikle, göle ulaşan su kaynaklarının girişlerine atık su arıtma tesislerinin yapılması ve havzadaki tarımsal aktivitelerde kullanılan gübre ve pestisit miktarlarının azaltılması gerekiyor.
‘BİR ÇİFT TURNA GÖRDÜM’
Kesici, Azap Gölü’nün barındırdığı canlı türleri, yörenin mikro klimasının korunması ve çevredeki ekolojik tarımın geliştirilmesi için mutlaka yasalarla koruma altına alınması gerektiğine de vurgu yaptı. Azap Gölü’nün, üremelerini Büyük Menderes Deltası’nda yapan, nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan Tepeli Pelikanların en önemli beslenme alanlarından biri olduğuna dikkat çeken Kesici, Bahri kuşları gibi pek çok su kuşunun üreme, barınma ve beslenme alanı olarak gölü kullandığının da altı çizdi. Kesici; “Azap Gölü’nde, ’70’li yıllardan bu yana ilk kez bir çift turna gözlenmiştir. Hemen yanı başındaki Yağbasan Dağı’nda bir çift akkuyruklu kartalın varlığı tespit edilmiştir. Göl kıyısında bir kamyonun çarpması sonucu belirlenen saz kedisi ve gölün hemen üstündeki yamaçlarda fotoğraflanan bir karakulak, alandaki zengin biyolojik çeşitliliğin göstergesidir” dedi.
EKODOSD, açıklamasında Azap Gölü’nde suyun köpürüp kirliliğini dışa vurmasının durumunun ne kadar hassas bir noktaya vardığının kanıtı olarak yorumladı. Dernek, gölün tehlike işareti verdiğini belirterek, “Buradaki canlılığın bitmemesi, yöre insanlarının geleceği için Ramsar Kriterlerini taşıyan Azap Gölü’nün ulusal sulak alan olarak ilan edilip, koruma-kullanma tedbirleri bir an önce uygulanmalıdır” dedi.
YÜKSEK BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
Aydın Söke’nin Yeşilköy ve Avşar köyleri arasında 0.29 kilometre karelik bir alana sahip olan Azap Gölü ılıman iklimin koşullarının olduğu bir sulak alan ekosistemi.
Antik dönemde Ege Denizi’nin küçük bir koyu olan göl, Büyük Menderes’in getirdiği alüvyonların koy girişini doldurması sonucu göl haline gelmiş. Büyük bir leylek kolonisinin bulunduğu Avşar köyü yakınındaki göle bakan tepelerde antik döneme ait kaya mezarları bulunmakta. Sığ ve köklü su bitkilerinin yoğun olarak bulunduğu ve besince zengin bir göl olan Azap Gölü, bu nedenle yüksek biyolojik çeşitlilik barındırmakta.