İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, belediyenin yıllar önce yapıp hizmete aldığı Büyük Kanal Projesi’nde yaşanan sorun nedeniyle Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ile karşı karşıya geldi. Kanalizasyonda yaşanan sorun nedeniyle Körfez’e akması üzerine müdürlüğün belediyeye 40 bin TL ceza kesmesine Kocaoğlu, müdürlüğü muhatap almadığını söyledi.
Yıllarca belediyelerle ilgili çalışmalar yaptım ama bu kadar politik bu kadar megaloman bir belediyecilik anlayışı görmedim hiçbir dönemde.
Yaptıkları işlerin eleştirilmesine tahammülü olmayan bir anlayışla İzmir’in geldiği yer ortada.
Biz yapıyorsak her şey doğrudur eleştiriyorsanız karşı tarafsınız mantığında olan bir yönetimle bir şehir ne kadar gelişir?
Ancak İzmir kadar gelişir.
Sayın Başkan’a soruyorum; sizin ekibinizin yanlışlarını neden görmekten kaçıyorsunuz?
"Biz ödül aldık ödül aldık" kusura bakmayın ama İzmir Körfezi’ni temizleme çalışmalarını Piriştina dönemi başlatmış büyük bir başarıya ulaşmıştır. Ondan sonrası malum kokusu giderilen körfez bugün yine kokuyorsa bunun sorumlusu kimdir? Sizin beceriksiz personelleriniz.
Diyorsunuz ki; “Bu kadar büyük bir şebekede zaman zaman tıkanıkların olması doğal. Bizde fark ettik durumu. Gerekli temizliği yapıyoruz” demek ki geç kalmışsınız tespit etmekte ki şikâyetler olmuş. Kaldı ki sizin doğal dediğiniz durum doğal değil adam gibi alt yapı çalışması yapmadığınız için kentte yağan şiddetli bir yağmurda Twitter da başka bir belediye başkanına alay konusu oluyor şehrim.
Bunun ayıbını taşıyacağınıza “boş işler bunlar” diyorsunuz. Çevre temizliği kanalizasyon sorunlarını giderme ne zamandan beri boş iş oldu onu da anlamak mümkün değil.
“Bir numaralı belediyeyiz devletin hiçbir biriminden teşekkür almadık” diyorsunuz teşekkürü halk verir, vermelidir. Ve halk şikâyet ediyorsa mevcut durumdan al gülüm ver gülüm bir numara kazanmış olmanız neye yarar, kim inanır!
Metro sorunu ortada yıllarca yapılamamış bir metroya sahibiz. Hala başarılı belediyeyiz diye övünmek megalomanlıktan başka nedir?
Her şeyi partizanlığa bağlıyorsunuz ama sizin tavrınızın da partizanlıktan geri kalır yanı yok.
Kanalizasyonun körfeze akmasının sorumluluğunu da partizanlığa bağlayarak karşı tarafı suçlarken sizde aynı ayrımı yapıyorsunuz.
Benim gördüğüm şu İzmir korktuğu için sizi seçiyor beğendiği için değil sokakları dolaştığınızda “beğenmiyoruz ama evet” deniyorsa bir dönüp kendinizi sorgulayın.
İzmirli bunları hak etmiyor. AKP ve CHP arasında sıkışıp kalmanın faturasını tüm şehir çekiyor. Daha ne kadar dayanır bilinmez ama bir kerede kendinizi eleştirin yanlışlarınızın faturalarını başkalarına çıkarmadan.
Manisa’nın Kırkağaç İlçesi Bakır Beldesi’ndeki 1650 yaşındaki zeytin ağacı, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “ Anıt Ağaç” olarak tescillendi. Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hasan Çebi ile İlçe Müdürü Melikşah Taşkın, Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Yasin Altan tarafından yapılan incelemede ağacın yaşının 1650 olduğu bildirildi ve tescillenmesi uygun bulundu.
Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve “Zeytin bütün ağaçların ilkidir.” denilmektedir. Zeytinin, insanlık tarihindeki önemine tüm kutsal kitaplarda, yaradılış ve kuruluş efsanelerinde yer verilmektedir. Arkeolojik ve jeolojik buluntular da zeytinin M.Ö. 6000 yılından beri kullanıldığını göstermektedir.
Geçmişi günümüzden 10 bin yıl öncesine dayanan zeytin, birçok efsanenin de kaynağı olmuştur. Yunanlı sporculardan, azizlere ve ilk hekimlere kadar eski tarihin tanrı ve tanrıçaları tarafından kutsal sayılmıştır. Dallarını, ağacını ve meyvesini çeşitli şekillerde kullanmışlardır.
Zeytin ağacının yaprakları zafer, akıl, ve barış simgesidir. Nuh’un gemisine bir zeytin dalı ile geri dönen güvercin, büyük sel felaketi sona erdiğine dair bir işaret sayılmıştır. Birçok dinde vaftiz törenlerinden yağ lambalarına, geleneksel ve kutsal mekânlara kadar Akdeniz’de görkemli dinsel ayinlerde önemli bir yer tutmuştur. Gerek mitoloji ve gerekse günlük yaşamdaki yeri bakımından Akdeniz kadar hiç bir coğrafyada zeytinin tarihi izlerini takip edebilmek mümkün değildir. Örneğin, Yunanistan’da zeytinin tarihi 4000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır.
Yunanlılar’ın zeytin ağacı altında doğduklarına inanılır.
Aristotales, zeytin ağacını daha geniş boyutta düşünerek yetişmesini bir bilim olarak nitelendirir. İzmir doğumlu Homerus, zeytin yağını “sıvı altın” olarak nitelendirir. Solon, zeytin ağacının korunması için ilk kanunları yapar. Hippocrates, zeytinyağını şifa verici olarak tavsiye eder.
Eski Yunanistan ve Roma imparatorluğunda çok önemli ticaret malzemesidir. Ticaretinin yapılması için Akdeniz’de özel gemiler yaptırılıyordu. Zeytinyağının gençlik ve güç kaynağı olduğu inancı çok yaygındır. Eski Mısır, Yunan ve Roma’da çeşitli çiçek ve otlar ile zeytinyağını karıştırarak çeşitli ilaç ve kozmetik elde ediliyordu.
M.Ö. 1000. yılda son derece önemli bir merkez olan Antik Pirene kentinde düzenlenen spor karşılaşmaları kentin en gözde etkinliğidir. Spor etkinliklerinde çok miktarda zeytinyağı tüketildiği ve hayırsever vatandaşların kente yönelik yardımlarını genellikle zeytinyağı bağışlayarak yaptıkları bilinmektedir. Günümüzde her ne kadar garip görünse de; “şu kişi bir yıl boyunca yurttaşları yağlamıştır” gibi ifadelere yazıtlarda rastlanmaktadır.
Kitab-ı Mukaddes'te geçen “İlya ile Elisa” mitoslarında Yahudiler için kutsal bir kişilik olan İlya fakir dulların yiyecek fıçısını ve yağ küplerini kıtlık yılları boyunca tükenmez kılar.
Helenistik devirde zeytin ağacı kutsal sayılıyordu ve zeytin ağacını kesenler ölümle cezalandırılır ya da sürgüne gönderilirdi.
Medeni dünyanın ilgisini çok az şey zeytin ve zeytinyağı kadar çekebilmiştir.
İşte bu öyküyle ve bulunan yeni zeytin ağacıyla birazda siyasetten uzaklaştırıp keyiflendirmek istedim Zeytin dalı uzatarak İzmir’in sorunlarını çözen yerel yöneticilere ihtiyaç duyduğumuzun da altını çizmek…
Kim bilir belki Kocaoğlu’da zeytin dalı uzatmanın çözüme giden yol olduğunun farkına varır…
oyatekin@gmail.com
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz