Cumhuriyet yazarı Orhan Bursalı'ya açıklamalarda bulunan Sancar, bilimin bu dünyaya ilişkin bir olay olduğunu söyledi. "Ve bilimsel düşünce ve bilimsel yöntemlerle bu dünyada olan biteni anlayabiliriz. Biliyorsun başım evrim konusuyla derde girmişti" hatırlatmasında bulunan Sancar, şöyle devam etti:
"Azerbaycan'da bir öğrenci merakından sormuştu. Ona şunu söylemek istiyordum: Bak ben Müslümanım, aynı zamanda moleküler biyoloji ve biyokimya yapıyorum, bu araştırmalarımda dini düşünmüyorum. Bilimsel konular dini inançlarla çözülecek konular değil. Benim bu çocuklarla toplantım saat 16'da olacaktı, program sarktı, saat akşam 8'e gelmiş. Manevi kızım Rose çok acıkmış bir an önce gidelim diyor, ben de çok yorulmuşum. Acele ile bir şeyler söylemek ve kısa kesmek istedim. Demek istediğim şuydu, bilim yaparken Allahım inşallah bu deney çalışır, derim. Ama Allahım bu deneyi çalıştır demem. O hengâmede öyle çıktı ağzımdan, millet zaten ortalığı karıştırmak için bir neden arıyor. Ayrıca sözlerimin sadece bir kısmı alınmış. Aziz Sancar evrime karşı diye yaymışlar."
Genetikte büyük bir devrim yaratan, genlerle istendiği gibi hızla ve güvenirlikle sonuç alınmasını sağlayan buluşlardan CRISPR-Cas0 teknolojisini anımsatan Sancar, bu teknolojiyi biri Amerikalı, diğeri Fransız iki bilim adamının ve Litvanyalı biyokimyacı Virginius Siksynys'in keşfettiğini vurguladı.
"İNSANLARI ARAŞTIRMALARINDA RAHAT BIRAKACAKSIN"
Aziz Sancar, açıklamalarının devamında şunları söyledi:
"Bu Litvanyalı bilimciye kim bilir ne kadar az para desteği vardı! Bu Türkiye'den de çıkabilirdi, insanları araştırmalarında rahat bırakacaksın, herkes özgürce çalışacak, sıkboğaz etmeyeceksin, hadi hadi demeyeceksin. Bilim her türlü baskıdan uzaklık ister."
"BEN KÜSÜM ÜLKEYE"
Bursalı, önceki günkü yazısında ise Aziz Sancar ile ilgili şu detayları yazmıştı:
“Bu yıl Türkiye’ye gelmeyecekti. Türkiye’deki siyasi gelişmelerden rahatsızlığını dile getiriyordu: ‘Ben küsüm ülkeye’… Keskin, eleştirel bakışlı gülmeyen bir fotoğrafını paylaşmıştı benimle. ‘Ruh halim bu, bunu kullanın’ demişti, o sırada Bahçeşehir Üniversitesi’nce basılan İngilizce ‘Aziz Sancar ve Nobel’in Öyküsü’ kitabının kapağı için (Yunanca çevirisi de hazır, sonbaharda basılacak). Aziz Sancar hâlâ aynı ruh halinde! Ülkenin toplumca bölünmüş yapısı kendisini son derece üzüyor, bu duygusunu en üst düzeyde yetkililere de iletiyor ve ülkeye gelmek istemiyor.”
AZİZ SANCAR KİMDİR?
Aziz Sancar, (d. 8 Eylül 1946, Savur), Türk akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı. 1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill’de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilen ilk Amerikalı Türk olarak tanınır. Hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazanmıştır.
Aziz Sancar'ın geliştirip ismini koyduğu “maxicell” tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu “excinuclease/excision nuclease” enzimi terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü’ne girmiştir.
1946’da Mardin’in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin’de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul’a gitti.
1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur’da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi’ne gitti.
Dallas’ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert'ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni kolonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA’nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar'ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı.
Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı.DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill’de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir.
DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü’nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi'ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD’de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı’nı kurarak ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde “Carolina Türk Evi” isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi'ne asli üye olarak seçildi.
Sancar, DNA’nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar'a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel'in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık’ta düzenlenen törende verildi.
Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar “beni ödüle götüren Atatürk'ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir. Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Anıtkabir Müzesi’dir” diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir’e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir’deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir.
Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir.
ÖDÜLLERİ
ABD Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation) Genç Araştırmacı Ödülü (1984)
Amerikan Fotobiyoloji Derneği (American Society for Photobiology) Ödülü (1990)
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institutes of Health) Ödülü (1995)
TÜBİTAK Bilim Ödülü (1997)
ABD Fen ve Sosyal Bilimler Akademisi (American Academy of Arts and Sciences) Ödülü (2004)
ABD Ulusal Bilimler Akademisi üyesi (2005)
TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyesi (2006)
Vehbi Koç Ödülü (2007)
Nobel Kimya Ödülü (2015)