1. Aztek Uygarlığı'nın Mayalar'la aynı dönem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz!
Aztek Uygarlığı da aynı şu yazımızda değindiğimiz Maya Uygarlığı gibi, Amerika kıtasının antik imparatorluklarından biri... Yalnız, aralarında yaklaşık 4 bin yıl kadar fark var:
Maya Uygarlığı'nın milattan önce 2600 yıllarında başladığı düşünülürken, Aztek İmparatorluğu milattan sonra 14. yüzyılda ortaya çıktı. Buna karşın, Aztek'ler Maya Uygarlığı'ndan büyük ölçüde izler taşıyordu.
Her iki uygarlığın da Meksika bölgesinde ortaya çıktığı, Aztek'lerin varlığı esnasında Maya'ların son yıllarını yaşadığı düşünülürse; her iki kültürde de benzer takvimlerin kullanılması, her iki kültürün de demir madenini hiçbir zaman kullanmaması, her iki kültürde de top oynamak adetinin kutsal bir tarafı olması gayet olağan sayılır.
2. Hattâ isimlerini bile yanlış biliyoruz aslında...
'Aztek' ismi Amerika kıtasına ayak basan İspanyollar tarafından uydurulmuş bir isim... Aztek ismi, bugünkü Meksika ülkesinin kuzey sınırlarında bulunan ve 12. yüzyılda Aztek Uygarlığı'nın çoğunlukla yaşadığı AZTLAN isimli topraklardan uyarlanma bir kelimeydi. Onlar aslında kendilerine MEKSİKA diyorlardı!
Sizin aklınıza da _Aztlan ile Aslan kelimelerinin benzerliği düştü mü?
Oradan da ''Kızılderililer aslında Türk'müş!''_ düşüncesine yakalandınız mı? Açıkçası biz yakalandık :)
3. Eğitim & Öğretim esastı!
Aztek Uygarlığı çocukların okula gönderilmesi konusunda oldukça katıydı, hattâ bu aileler için yasal bir zorunluluktu!
Aztekler'de eğitim-öğretim üç segmente bölünmüştü: Zengin ailelerin erkek çocukları Calmecac adlı okullara giderler, burada tarih, astronomi, sanat ve politika gibi alanlarda yetiştirilirlerdi. Fakir ailelerin erkek çocukları ise Cuicacalli adlı okullara gönderilirlerdi: Onların eğitim alanı savaş sanatlarıydı, zaten sonra da orduya katılırlardı.
Kız çocukları ise üçüncü bir okula gönderilirlerdi, burada yemek yapmayı ve ev işlerini öğrenirlerdi...
Bu yüzyılda bile şikayet ettiğimiz tüm sosyolojik olgular Aztekler'de aynen vardı yani: Kadınlar eve, fakir erkekler orduya, zengin erkekler yönetime.
4. Nefret ettiğimiz sosyolojik olgular demişken...
Evet, Aztek Uygarlığı'nda erkeklerin birden çok kadınla evlenebilmesi de yasal olarak mümkündü. Erkeğin ilk evlenilen eşi diğerlerinden üstün sayılırdı, boşanma diye bir kavram olsa da,
kadınların böyle bir hakkı yoktu...
5. İdamlar, kurbanlar, yamyamlar!
İdam cezası zina ile sınırlı değildi elbette... Aztek yasalarına göre en büyük suç hırsızlıktı. Savaş tutsakları, zina yapanlar, hırsızlar ve diğer idamlık suçları işleyenler toplu olarak cezalandırılırlar, tanrıları olarak gördükleri Tüylü Yılan'a kurban edilirlerdi.
Mayalar'ın kurbanların derilerini yüzdüklerini, bu derileri Maya rahiplerinin giydiklerini ilk yazımızda öğrenmiştik. Aztekler, bu vahşi kurban etme tutumunu memleketlilerinden birkaç gömlek üste taşımışlardı:
Aztek İmparatorluğu'nda kurban edilenlerin etleri, dini bir ritüel olarak halk tarafından yenirdi! Güneş ve Ay Piramitleri'nde yapılan bu kurban etme ayinleri, yılda ortalama 20 bin kişinin canını alır, 20 bin kişinin yamyam yemeği olmasını sağlardı...
Ve evet; her türlü zinanın cezası (her iki cins için de) idamdı.
6. Tüylü Yılan?
Aztek İmparatorluğu, tanrıları Tüylü Yılan'ın 1519 yılında Dünya'ya geri geleceğine inanıyordu... O yıl gelen İspanyollar oldu.
Aztekler, 500 kişilik donanma ekibinin lideri İspanyol denizci Hernan Cortez'i ilk gördüklerinde, onu dünyaya tekrar inen tanrıları Tüylü Yılan sanmışlardı!
7. 500 İspanyol'a karşı 8 bin kişilik bir Aztek Ordusu... Peki nasıl oldu da yenildiler?
Hattâ Aztek Ordusu öyle büyüktü ki, dizildiklerinde 24 kilometre uzunluğunda bir sırayı kaplıyorlardı! İspanyollar'ın ateşli silahları ve atları vardı, tamam. Ama 8 bin kişiye karşı 500 kişi. Sizce de biraz şaşırtıcı değil mi?
Zaten öyle.
Çünkü İspanyollar'da ateşli silahlardan ve atlardan fazlası vardı: Çiçek hastalığı! O zamana kadar bu mikrobu hiç tecrübe etmemiş olan Aztekler, İspanyol gemileriyle Avrupa'dan bilinçsiz olarak taşınan çiçek hastalığı ile kırıldılar. Özellikle ordu liderlerinin çiçek hastalığından hayatını kaybetmesi ile Aztekler çözüldü, İspanyollar liderliği ele aldı.
8. Başkentleri Tenochtitlan, bugün halâ bir başkent...
Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenochtitlan bir gölün ortasında, bir ada üzerine kurulmuştu. Yaklaşık 200 bin kişi yaşıyordu... Dönemine göre o kadar büyük bir kentti ki, İspanyollar geldiğinde herhangi bir Avrupa başkentinden çok daha büyük, çok daha kalabalıktı.
Bugün o göl kurudu. Tenochtitlan ile aynı topraklarda başka bir başkent yükseliyor: Mexico City, Meksika'nın başkenti :)
9. Dünyadaki en büyük piramidi Aztekler inşa ettiler.
182.107 metrekare'lik bir alana kurulmuş Güneş Piramidi, tam 54 metrelik uzunluğu ile, dünyanın en büyük piramidi.
Bir başka ilginç nokta ise, Aztekler'in tekerleği hiç keşfetmemesi! Peki bu piramitler, tekerlek teknolojisi bile olmadan nasıl yapıldı? Tanesinin ağırlığı 20 tona ulaşan düzgün yontulmuş taşlar nasıl doğru mimariye taşındı?
Mısır'daki duruma benzer sorularla karşı karşıyayız...
10. Çikolatayı da Aztekler buldu :)
İlk olarak yalnızca Amerika kıtasında bulunan kakao bitkisi ve çikolata olarak kullanımı, Avrupa uygarlığına Aztekler sayesinde girdi :)
Hattâ çikolata sözcüğünün kökeni, Aztek dili Nahuatl'daki chocolatl kelimesinden geliyor!
---
Kaynaklar: Listverse.com, Lolwot.com, Someinterestingfacts.com, Apecsec.org, List25.com & Wikipedia.org