ABD Başkanlık Seçimi'nden Donald Trump'ın galibiyetle çıkması ülkede şaşkınlıkla karşılandı. Hillary Clinton'a destek verenler Trump'ın seçimler öncesinde kullandığı cinsiyetçi, ırkçı v.b. söylemlerden dolayı seçimin sonucunu kabullenmekte oldukça zorlanıyor. Trump'ın seçilmesinin ardından gündeme Balkanların Nostradamus'u olarak anılan Baba Vanga geldi. Baba Vanga gerçekleşen kehanetleri ile dikkat çekerken, ABD hakkında söyledikleri bugünlerde çok konuşulur oldu.
Baba Vanga bir kehanetinde ABD'nin 44. Başkanı siyah olacak demişti ve Barrack Obama'nın ABD Başkanı olması ile bu kehanet gerçekleşti. Ancak Baba Vanga, 44. Başkanın ABD'nin son başkanı olacağını söylemesi Trump karşıtlarını harekete geçirdi. Trump'ın seçimleri kazanmasının ardından ülkede ayrılıkçı seslerin yükselmeye başlaması dikkat çekici.
BABA VANGA'NIN GERÇEKLEŞEN KEHANETLERİ
Baba Vanga, 1968 yılında Prag kehanetinde, ‘"Prag’ı hatırlayın! Prag’ı hatırlayın! Şehrin üzerinde büyük güçler dolanıyor ve savaş, savaş diye çığlık atıyorlar. Prag, içinde balık tutacakları bir akvaryuma dönüşecek" demişti. Ardından Ağustos ayında Rusya, Prag'ı işgal etti ve uzun süre işgali sürdürdü.
1969 yılında Indıra Gandhi kehanetinde, Gandhi'nin ülkesinin başına geçeceğini ancak uzun süre kalamayacağını, ölümün buna engel olacağını, ölüm nedeninin elbisesinden kaynaklanacağını, ateşli dumanlı bir ölümle öleceğini söylemişti. 1984 yılında Indıra Gandhi bir televizyon kanalına röportaj vereceği için estetik kaygısıyla çelik yeleğini giymedi. Kanala giderken silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti.
Baba Vanga, Vladimir Putin kehanetinde, Vladimir'in zaferi dünyanın gidişatını değiştirecek, demiştir. 1994 yılında Rusya'nın Gürcistanı'ı işgal etmesi Putin'e devlet başkanlığının yolunu açmıştı.
Kursk Denizaltı kehanetinde Baba Vanga, Kursk sulara gömülecek, insanlar ağlayacak dedi. Bunun üzerine KGB servisi kendisine bir ziyarette bulundu ve bilgi almaya çalıştı. 2000 yılında Kursk bölgesinde bir Rus denizaltı battı ve 118 denizci hayatını kaybetti.
11 Eylül kehanetinde bulunan Vanga, "Korku, korku, iki Amerikan kardeş, iki çelik kuş binalara çarpacak ve gökyüzü aydınlanacak" kehaneti ile 11 Eylül 2001'de ikiz kulelere yapılan terör saldırısını bildi.
Baba Vanga, Suriye kehanetinde; "2011 çok özel bir yıl olacak. İnsanlar değişecek ve tüm dünya değişecek… Baharda ortadoğu ülkelerinden birinde savaş çıkacak. Bu savaş 3. dünya savaşının başlangıcı olacak. Kıyamet gerçekleşecek ama buna daha zaman var. Çünkü henüz Suriye düşmedi !" demişti.
GELECEKLE İLGİLİ KEHANETLERİ
2016 — Avrupa'nın nüfusu azalacak
2018 — Dünyanın yeni hakimi Çin olacak. Çin ekonomik olarak güçlenecek.
2023 — Dünyanın yörüngesi değişecek.
2043 — Müslüman bir devlet yeniden Avrupa'nın tek hükümdarı olacak.
2046 — Tedavi edilmeyecek organ kalmayacak. Hastalıklı organın yerine yenisi yapılacak.
2076 — Bütün dünyada sınıfsız komünizm sistemi yerleşecek.
2088 — Bütün hastalıklar bir kaç saniyede tedavi edilecek.
2097 — Çabuk yaşlanmanın önüne geçilecek.
2167 — Yeni bir din ortaya çıkacak.
2304 — Ay'ın sırrı, gizemi çözülecek.
3005 — Mars'ta savaş yaşanacak.
3797 — Dünyanın sonu gelecek. Başka bir gezegende insan yapımı yeni bir hayat başlayacak.
BABA VANGA KİMDİR?
Baba Vanga, 31 Ocak 1911'de Osmanlı Devleti, Ustrumca'da doğdu. Prematüre bir bebek olarak dünyaya gelen Vanga'nın hayatta kalıp kalmayacağı konusunda endişeler vardı. Bebekken ilk bağırdı zaman, bir ebe sokağa çıktı ve yabancı bir isim verilmesini istedi. Yabancı isim olarak Andromache olması teklif edildi, ancak bu "Yunanca" olduğu için reddedildi. İkinci yabancının önerisi de bir Yunan isim oldu, ama bölgede Bulgarlar tarafından popüler olan: Vangelia (Evangelos'dan) kabul edildi.
Vangelia çocukluk yıllarında, mavi gözleri ve sarı saçları ile sıradan bir kızdı. Babası I. Dünya Savaşı sırasında Bulgar Ordusunda, bir İç Makedon Devrimci Örgütü (İMDÖ) aktivisti idi. Vanga uzun bir süre için komşuları bağlı olarak yaşarken, oldukça gençken annesi öldü. Babası sonunda, kızına bir üvey anne olarak, iyi bir kadınla evlendi.
Hayatında bir dönüm noktası bir kasırga (bu iddia o zamanlar meteorolojik kayıtlarda doğrulanmadı) oldu ve Vanga'yı 2 km uzağa fırltattı. Vanga sonradan çok korkmuş bir şekilde bulundu ve gözleri kum ve toz ile kaplıydı, bu yüzden şiddetli ağrıları nedeniyle gözleri açılamadı. Hiçbir iyileştirme çabaları sonuç vermedi. Az bir para ile sadece kısmi bir operasyon yapıldı, bu yüzden tekrar görebilmesi mümkün olmadı.
1925 yılında Vanga, Zemun kentinde körler okuluna götürüldü ve orada üç yıl geçirdi. Bu süre zarfında Braille okuması öğretildi, piyano çalmasının yanı sıra örme, yemek, ve temizlik işleri yaptı. Üvey annesinin ölümünden sonra küçük kardeşlerine bakmak için eve gitmek zorunda kaldı. Ailesi maddi olarak çok zayıftı ve bütün gün çalışmak zorunda kaldı.
Vanga önceki yıllarda oldukça sağlıklıydı, ancak 1939 yılında Plörezi'ye yakalandı. Doktorun görüşüne göre yakında ölecekti. Doktorun onu çok genç yaşta ölmesi ile ilgili yanlış görüşlerine rağmen, gerçekten hızlı ve kabul edilebilir derecede iyileşti.
II. Dünya Savaşı sırasında, Vanga'ya daha fazla inanan insan sayısı ile ziyaret çekti. Ziyaret edenlerin yakınlarının hayatta olup olmadığı hakkında bir ipucu almak umuduyla kendisine geliyorlardı. 8 Nisan 1942 tarihinde Bulgaristan Çar'ı III. Boris'te kendisini ziyaret etti. 10 Mayıs 1942 tarihinde Vanga, Dimitar Gushterov ile evlendi. Kısa bir süre önce evlenen Dimitar ve Vanga, Petrich'e taşındılar. Dimitar sonra Bulgar Ordusuna katıldı ve zamanında Bulgaristan tarafından ilhak edilen Kuzey Yunanistan'a gitmek zorunda kaldı. Kocası 1947 yılında başka bir hastalık olan alkolizm'in içine düştü ve sonunda 1 Nisan 1962 tarihinde öldü.
Vanga meme kanserinden 11 Ağustos 1996 tarihinde öldü. Cenazesine birçok devlet adamı dahil olmak üzere büyük kalabalıklar katıldı.
Vanga'nın vasiyetinin yerine getirilmesi için, Petrich'deki evi, müze haline getirilmiş ve 5 Mayıs 2008 tarihinde ziyaretçilerine kapılarını açmıştır.