Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan gazetecilerle bir araya geldi; Altılı Masa’nın son toplantısında alınan kararlar ve siyasi gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Babacan, geçen pazar günü CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun evsahipliğinde gerçekleştirilen Altılı Masa toplantısında “hiçbir gerilim yaşanmadığını” ve masanın güvenirliğine zarar verecek tutumlardan kaçınılması konusunda mutabakat sağlandığını söyledi.
Bunun için liderler arasında “daha sık istişare” yapılması kararı aldıklarını belirten Babacan, “Toplantıda bir kez daha teyit ettik ki; altı genel başkanın birlikte çalışma iradesi çok güçlü” dedi.
Toplantıda, seçimden sonra kurulacak hükümetin “seçim beyannamesi” niteliğindeki temel politika alanlarının eşgüdümünü sağlayacak bir komisyon kurma kararı alındığını anımsatan Babacan, “Bu altı partinin seçime beraber yürüdüğü süreçte önemli bir adımdı. Ortak aday hedefi, seçimden sonra ülkeyi de beraberce yürütme iradesini temsil ediyor” görüşünü dile getirdi.
Hedeflerinin cumhurbaşkanlığı seçimini açık ara kazanıp, Meclis’te parlamenter sisteme geçişi sağlayacak çoğunluğu sağlamak olduğuna işaret eden Babacan, “Her konuda ortak dil, ortak seçim beyannamesi hazırlamak gerekecek. Bu hem altı partinin ortak seçim beyannamesi, hem de ortak adayın seçim taahhüdü anlamına gelecek” ifadelerini kullandı.
Babacan, toplantıda ele alınan ikinci konunun “geçiş sürecinin yol haritası” olduğunu anımsatarak, güçlendirilmiş parlamenter sistem yürürlüğe girene kadar ülkenin nasıl yönetileceğine dair ilkelerin bu çalışmayla netleşeceğini söyledi:
“Yani yürütme erki nasıl çalışacak? Yine yasama süreçleri istişare ile nasıl yürüyecek? Çünkü ilk seçim mevcut sisteme, anayasaya göre yapılacak. Anayasaya uygunluğu önemli ama aynı zamanda altı partinin siyasi mutabakatının oluşması da bir o kadar önemli. İstişare, müzakere ve nihayetinde uzlaşma hedefimiz var; geçiş sürecinin yol haritası ve temel politika alanlarında ortak politika oluşturmak. Vatandaşa 'aynı dili, aynı hedefi konuşuyoruz' taahhüdümüzü ortaya koyuyoruz.”
Seçimden sonra son derece zor ve belki de ilk kez yaşanacak bir dönem olacağını belirten Babacan, ülkenin derinleşen sorunlarını çözmek için hemen harekete geçeceklerini vurguladı:
“Ülkenin derinleşen sorunlarını da çözmek gerekecek. Bir iki sene bekleyelim, önce sistemi değiştirelim, sonra insanların problemlerine bakacağız, diyemeyiz. İnsanlar gerçekten yangını hissediyor. Yangın çok büyük, çok yaygın. Ve bir yandan parlamenter sisteme geçerken, bir yandan bu yangının söndürülmesi ve yeniden inşa sürecinin hemen başlaması gerekiyor.”
Ali Babacan, seçimin kazanılması halinde genel başkanların hükümette nasıl bir rol alacağı, başkan yardımcısı olup olmayacağı yönündeki bir soru üzerine, her siyasi partinin farklı görüşleri olmakla birlikte, masada bu konunun hiç konuşulmadığını söyledi:
"Önümüzdeki haftalarda konuşulacak pek çok başlık var. Mesela geçiş sürecinin kaç ay veya kaç yıl olacağı. Bu şekilde karar verilmesi gereken 32 üst başlık var."
Babacan bir soru üzerine de toplantıda, seçim süreci “görünene” kadar ortak cumhurbaşkanı üzerinde değerlendirme yapmama kararlarını “teyit ettiklerini” söyledi:
“Geçiş süreci ve ortak politika çalışmalarını tamamlamamız lazım. Bunlar olmadan ortak adayı tespitini mümkün görmüyoruz. İlk baştan beri bu konuda tutarlı bir şekilde hareket ediyoruz.”
Ali Babacan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de yaptığı “Benimle misiniz?” İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Altılı Masa noter değil” açıklamaları nedeniyle yaşanan gerginliğin masaya nasıl yansıdığı sorusu üzerine, “Masada hiç gerilim yaşanmadı” karşılığını verdi.
İki liderin bu konuları baş başa yaptıkları görüşmede ele almış olabileceğini belirten Babacan, Altılı Masa’nın “güvenirliğine” zarar verecek bir tutumun olmaması gerektiği konusunda mutabakat sağlandığını ifade etti:
“Kamuoyuna görüş ifade eden partili arkadaşlarımızın -ki 6 parti için söylüyorum- daha özenli olması gerekiyor. Çünkü altı partinin beraberce yol yürümesi yakın tarihimizde ilk olan bir şey. Şöyle bir kısa değerlendirme oldu toplantıda; dikkat edelim bir sıkıntı olduğunda, yanlış anlamalara yol açıcı gelişme olduğunda, birbirimizi arayalım. -Cep telefonlarıyla hemen konuşulabiliyor- Daha sık istişare, yanlış anlamalara sebep olan gelişmelere hızlı çözüm.”
Geçiş süreci yol haritasının aslında cumhurbaşkanının yetkilerini nasıl kullanacağını da tarif eden bir belge olacağını kaydeden Babacan, “Yetkiyi mevcut anayasaya göre ama parlamenter sistemin ruhuna uygun nasıl kullanacağına da yapılacak teknik çalışmayla karar vermemiz gerekiyor. Bunu 32 başlıkta belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Babacan’a yöneltilen bir başka soru ise Türkiye’nin, kanlı saldırıların yaşandığı 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçim sürecine benzer bir süreci önümüzdeki seçimlerde yaşama olasılığı olup olmadığıydı. Bu konuda dikkatli bir dil kullanan Babacan, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesinin önemine dikkat çekti:
“O dönem kötü bir dönemdi, ülke çok şey kaybetti, hâlâ bazı yönleri aydınlığa kavuşturulmuş değil. Şu anda hükümet zemin kaybettiğini görüyor. Fakat biz şöyle bir rehavete de düşemeyiz, artık bu hükümet gidiyor top yuvarlanıp önümüze gelecek, biz idare edeceğiz, o kadar kolay değil. İyi hazırlanmazsak, vatandaşı ikna edemezsek, insanlar bilmediği karmaşık bir yapıdansa bildiği kötüyü tercih edebilir.
"Bizim tabloyu çok net berrak, sağlam güven oluşturan bir tablo haline getirmemiz lazım. İktidarının kaybolduğunu gören hükümetler bazen rasyonelitesini kaybedebiliyorlar, yanlış yollara sapabiliyorlar. Böyle bir ortama izin vermememiz lazım, sapasağlam sonuç almak, sözü vatandaşa söyletmek lazım. Ama böyle uç uca olursa mızıkçılık yapabilirler, daha önce yaptılar.”
Babacan’ın basın toplantısı sürerken, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da twitter hesabından başörtüsü serbestisini yasal güvence altına alacak yasa değişikliğini Meclis’e sunacağını açıkladı.
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesiyle ilgili soru üzerine Babacan, açıklamanın detayını henüz bilmediğini belirtmekle birlikte, vatandaşların endişelerini kaldırmaya yönelik bir siyasi mesaj olabileceği yorumunu yaptı:
“Zaten başörtüsü yasağıyla alakalı bir yasal engel yok. Fiili bir durum var, bunu görmek lazım. Ama vatandaşlarımızın varsa hâlâ endişeler, şüpheler varsa bunları ortadan kaldırmak için bir siyasi mesaj olarak okunabilir.”
Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı; Meral Akşener’in başbakanlığa talip olduğu açıklamalarının anımsatılarak, “Sizin de ekonomiyi istediğiniz konuşuluyor. Talip misiniz?” sorusuna Babacan şu yanıtı verdi:
“Hayır, tamamen asılsız dedikodu, biz ülkenin tümünün yönetimine talibiz. Dar bir alan olmaz yani.”
İktidara yönelik kötü ekonomi yönetimi, yolsuzluk, israf eleştirileri anımsatılarak iktidara geldiklerinde 'nasıl hesap soracaklarına' ilişkin soru üzerine de Babacan, “rövanşist, devri sabık” yaklaşımı ile hareket etmeyeceklerini belirtti. Babacan, yapılan yanlışlar usulsüzlükler karşısında, “hukuki, yasal ve idari denetim yollarını” çalıştıracaklarını söyledi.
Toplantı öncesinde CHP ve İYİ Parti arasındaki gerilim anımsatılarak, kendisinin masayla ilgili hep “olumlu mesajlar” verdiği yorumları üzerine ise Babacan, seçimden sonraya bırakılacak hiçbir gri alan kalmaması için titizlikle çalışıldığını ifade etti:
“Masayı, olduğundan daha iyi gösterme çabam yok, samimi hissiyatımı anlatıyorum. Bütün genel başkanların masaya verdiği önemi görüyorum ve beraberce ülkeyi bu sıkıntılı durumdan kurtarma iradesini görüyorum. Çünkü altı partiden herhangi birine sorun, siz adayınızı tek başına birinci turda seçtirebiliyor musunuz? Böyle bir şey yok. Rasyonaliteyi dikkate alırsak, bu partiler bir arada olursa seçim kazanılacak. Bu işin şakası yok. Aritmetik bir alan var, bir arada olma ihtiyacı var.”
Seçimlerde cumhurbaşkanlığını kazanıp, parlamento seçimlerini kaybetmeleri halinde nasıl bir yönetim anlayışı izleneceğine ilişkin soru üzerine Babacan, bunların “kötü senaryolar” olduğunu ifade etti. Seçim sonuçlarına ilişkin 8 farklı senaryonun çıkma olasılığına işaret eden Babacan, iyi senaryoyu yaşama geçirmenin Altılı Masa’nın elinde olduğunu dile getirdi:
"Kötü senaryolar konuşmamız gereken şeyler değil, elbette düşünüyoruz taşınıyoruz. Ama seçime giderken meydanlarda kaybedersek, şunu yapacağız diyemeyiz. İyi senaryo bizim, altı partinin elinde. Yapamazsak, o zaman ülkeye büyük yazık olur."
Babacan, “Altı partiden birinin masadan kalkma lüksü var mı, niye ittifak demekten kaçınıyorsunuz” sorusu üzerine de bu süreçte inişler çıkışlar olabileceğini, ancak siyasi partilerin süreci sonuna kadar götürme iradesi ortaya koymalarının önemli olduğunu vurguladı:
“Seçimden sonra büyük bir hayal kırıklığı oluşturmaktansa, bugünden bilelim, yarına baktığımızda aynı Türkiye’yi görüyor muyuz, bunu görmemiz lazım. Yani biraz daha partilerin birbirlerini tanıması, parti teşkilatlarının birbirlerine alışması meselesi... Biz ileriye doğru ihtilaflı alan bırakmayalım, bugünden konuşalım diyoruz.”
Ayşe Sayın\Ankara