HABER

Babacan: İsrail'e davet edilsek de gider miydik?

Babacan: İsrail'e davet edilsek de gider miydik?

Ankara (AA)- Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Mısır'daki zirveden sonra İsrail'in katılımcı 5 ülkeyi yemeğe davet edip, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e davette bulunmaması konusunda, "Davet edilseydik de gider miydik, ben hiç sanmıyorum. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanımız o resmin içine girer miydi, ihtimal vermiyorum" dedi.

TGRT Haber'in sorularını yanıtlayan Babacan, ABD'nin yeni Başkanı Barack Obama dönemini ve Obama'nın ekibini değerlendirdi.Türkiye'nin tanıdığı bir kişi ve güçlü bir politikacı olan Hillary Clinton'ın dışişleri bakanı olmasının sevindirici olduğunu söyleyen Babacan, eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice ile sağladıkları çok yakın çalışma ortamını Clinton ile de sürdüreceğine olan inancını dile getirdi.

Türkiye ve ABD'nin dış politika gündemlerinin çok örtüştüğünü kaydeden Babacan, kabinede ekonomiyle ilgili isimlerin de çok iyi ve piyasayı yakından tanıyan kişiler olduğunu ifade etti.Obama'nın, yemin törenindeki konuşmasında, Müslüman ülkeleri de dahil ederek, tüm kesimleri kucaklayacağına dair verdiği mesajların önemine değinen Babacan, ancak uygulamanın daha önemli olacağını kaydetti. Yeni başkanın, seçim beyannamesinde, Bush yönetiminin hatalarından bahsederek, Türkiye'yi önemli bir yere oturttuğunu söyleyen Babacan, Obama'nın, 1915 olaylarına ilişkin Ermenilere verdiği sözlerle ilgili de "Seçim kampanyası sırasında söylenenlerle masaya oturduğu ve sorumluluğu omzunda hissettiği zamanki görüntü daha farklı olabilir. Devletin mahrem dosyaları önüne konduğu zaman kuşkusuz bu yönetimin kararını etkileyebiliyor" diye konuştu.

Bununla birlikte, riskin olmadığını da söyleyemeyeceğini ifade eden Babacan, Türkiye ile Ermenistan arasında başlayan ve halen devam eden diyalog sürecini hatırlatarak, ABD'deki yeni yönetimin bu süreci aksatıcı bir pozisyon takınmamasını umduğunu belirtti. Gazze'de yaşananlarla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Babacan, Obama'nın da şu an önündeki en sıcak gündemi oluşturan bu konuda Türkiye'nin bildiğini ve düşündüğünü açıkça söylediğini belirterek, "Bu bizim aynı zamanda tarihi sorumluluğumuzdur" dedi.

Babacan, bu konuda Mısır'ın arabulucu olmakla birlikte, aynı zamanda sorunun bir parçası olduğuna dikkati çekerek, Gazze'de Mısır'a rağmen bir İsrail-Hamas ateşkesinin mümkün olamayacağını söyledi.Bu süreçte Mısır ile de yakın diyalog kurulduğunu anlatan Babacan, şöyle devam etti: "Mısırlılarla şunu konuştuk; 'önemli değil, siz ön planda olun, ama biz netice almak istiyoruz, yakın çalışalım' dedik, 'tamam' dediler. Hamas heyeti Mısır'a gitti. Bu önemliydi, kopmuş olan Hamas-Mısır iletişimi, bizim teşvikimizle yeniden başladı. Mısır'da düzenlenen zirve sırasında tüm liderlerin Hamas'ın ateşkes kararını Cumhurbaşkanı Gül'den öğrendiğini de aktaran Babacan, İsrail'in Gazze'yi terk etmesini önemli bir adım olarak niteleyerek, aksi halde Gazze'de yine sorunların yaşanabileceğini belirtti.

Babacan, Türkiye'nin Gazze'de izlediği politikayı eleştiren muhalefete de tepki göstererek, "Muhalefet dünya neyi konuşuyor biraz baksa. Türkiye'nin etkinliği çok takdir ediliyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölürken Türkiye'nin sessiz kalmasını kimse beklememeli" diye konuştu.Türkiye'nin Gazze'de yaşananlara verdiği tepkinin Türk-İsrail
ilişkilerini orta ve uzun vadede etkilemeyeceğini belirten Babacan, tüm Müslüman ülkeleri içinde İsraillerin en rahat gezip dolaştıkları ülkenin Türkiye olduğuna
dikkati çekti.Türkiye'nin gönderdiği yardımların sorunsuz olarak Gazze'ye ulaştığını da aktaran Babacan, bir başka soru üzerine, Türkiye'nin Hamas'ın her yaptığına
destek veriyor gibi bir izlenimin doğru olmadığını vurguladı.

Filistin'de halkın desteğini alan bir geçiş hükümeti kurulmasının gerekliliğine işaret eden Babacan, sadece Filistin lideri Mahmud Abbas'ın muhatap alınması halinde sonuç almanın mümkün ve kalıcı olmayacağını düşündüklerini belirtti. Son olarak, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Babacan, iç siyasi gelişmeler nedeniyle 2007 ve 2008 yıllarında reform sürecinin biraz aksadığını, ancak geçen yılın sonunda yayımladıkları Ulusal Program ile önümüzdeki 4 yılın haritasının belirlendiğini söyledi.

En Çok Aranan Haberler