İstanbul'dan New York'a giden uçakta kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Ören Bayan'ın eski patronu Moiz Dana'nın oğlu Metin Dana, "Babam koltukta yığıldı. Uçaktaki doktor 'Ne yazık ki kaybettik' deyince öyle kalakaldık. Okyanusun ortasında. Beş saat ablamla babamın cenazesini seyrederek New York'a vardık. Onu öyle battaniyelere sarılı yerde yatarken görmek büyük acıydı" dedi.
Ören Bayan'ın eski sahibi Moiz Dana, cumartesi günü İstanbul'dan New York'a giden uçakta, kendisini çocuk yaşta yetim bırakan ailedeki illete, kalp krizine yenilerek, vefat etti. Moiz Dana'nın oğlu Metin Dana, uçakta yaşadıklarını ağlayarak Hürriyet'e anlattı. Metin Dana, babasının ilk kez 27 yıl önce kalp krizi geçirdiğini belirterek, "İstanbul'daki tedavisinin ardından Cleveland'i duymuş. Oraya gitmek istedi. O dönemler Türkiye'de olanaklar çok kısıtlıydı. Gittik; anjiyo ve by-pass yapıldı. Sonra belli aralıklarla Cleveland'de hep kontrole gittik" dedi.
Unakıtan senin doktorda
Son zamanlarda Moiz Dana'nın yine kötüleştiğini ve Cleveland'a gitmek istediğini anlatan oğlu Metin Dana, sözlerini şöyle sürdürdü: "Annem yaşlı bir hanım. Artık yollara dayanamıyor. 'Ablan ve sen babanla gidin' dedi. Her şeyi hazırladık. Cleveland'dakilerle yıllardır gidip gelmekten ahbap, dost olduk. Bu yolculuğa çıkmadan 'Bak Bakan Unakıtan senin doktora gitti' diye şakalaştık."
Koltuğa yığıldı, kalkamadı
Babası kalp hastası olmasına rağmen uçaktaki ani ölümünün şok etkisi yarattığını belirten Metin Dana, "Babam tuvalete gitti. Geldi ve sadece 'Kötüyüm' dedi. Ben yerimden fırladım. O benim yerime oturdu. Oturduğu yere yığıldı. Hostesler geldi. Kaliforniya'da çalışan Türk bir kardiyolog varmış. Müdahale etti. Yere yatırdılar. Doktor 'Ne yazık ki kaybettik' dedi. Öyle kalakaldık uçakta. Okyanusun ortasında" diye konuştu.
Battaniyeye sarılı baba
Metin Dana, ablasıyla birlikte çok acayip, çok acı bir şey yaşadıklarını söyleyerek şunları anlattı: "Uçağın ön kısmına aldılar. Emekli bir hemşire gelip ayakkabılarını çıkarttı. Battaniyeye sarıp, yere yatırdılar. O battaniyeye sarılı yerde yatan adam, benim babam. Bir metre önümüzde yerde yatan babamı izleyerek 5 saat yolculuk yaptık. Çok acıydı. Herkes ölüyor ama o odada durmazsınız. Çıkar arada nefes alırsınız. Baban yani... Ölmüş! Yerde yatıyor. Çok manevi acılar çekerek New York'a indik. Pilot istersek uçağı indirebileceğini söylemişti. Nereye ineceğimizi sordum. İzlanda'da bir yeri söyledi. O kadar yolcuyu mağdur etmemek adına, devam edelim dedik. Biz büyük ıstırap çektik ama diğer yolcular da çok huzursuz oldu. New York'tan hemen döneriz sanmıştık ama pazartesi dönebildik."
Konsolosluğun ilgisini görse Türklüğüyle yine gurur duyardı
Moiz Dana'nın kızı Leyla Acıman, "New York Konsolosluğu bize çok yardımcı oldu, inanılmaz bir insanlık gösterdiler. Babam görsün isterdim. Eminim çok gurur duyardı. Babam müthiş bir vatanseverdi. Her zaman Türk olmaktan gurur duyardı. Bir Türk vatandaşının yurtdışında böyle acı bir olay sırasında katiyen mağdur bırakılmadığını görse gurur duyardı. Herkese çok teşekkür ediyorum" dedi. Oğul Metin Dana ise, İspanya'dan göç eden atalarının İstanbul'a 500 yıl kadar önce yerleştiğini belirtirken, "Biz asırlardır hayata gözlerimizi burada açıyoruz, burada kapatıyoruz. Türküz işte! Türkiyeliyiz. Babam da bununla gurur duyardı" diye konuştu.
Gizlice yardımlar yapardı
Metin Dana, babasının çok sıkı bir Fenerbahçeli olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Çok çalışkan, azimli, hep modern, ileriyi gören bir adamdı. Her zaman ilkleri yapmıştır. Çok sevilirdi, dürüsttü. Simitçiyle de bakanla da konuşurdu. Alçak gönüllü, sevecen bir insandı. Gizlice yardımlar, bağışlar yapar, bizden bile saklardı. Sonra insanlar teşekküre gelince öğrenirdik yardımlarını."
Ören Bayan bebeğiydi satışına çok üzülmüştü
Moiz Dana, çocuk yaşta babasını kaybedip yetim kalmış, hep çalışarak ayakta kalmaya çalışmış. Sultanhamam esnafının arasında pişen Moiz Dana, Sultanhamam'da bir dükkanda çalışırken küçük bir yer açmayı başarmış. Can dostu Jak Karako ve bir kaç ortakla birlikte Ören Bayan'ı borç harç satın almış. O günlerde 200 metrekare büyüklüğünde bir atölyeye sahip olan Ören Bayan'ı Türkiye'nin alanında en büyük ve en bilinen şirketi haline getirmişler. Oğlu Metin Dana, Ören Bayan'ın 2000'lerin başında satılmasına babasının çok üzüldüğünü belirterek, "Onun bebeği, çocuğu gibiydi. Ama yaşlanmıştı. Satış kararı çıktı. Rakibimiz Altın Başak satın aldı. Onlar da çok değerli insanlar. Babam geçen yıl hastanede, Altın Başak'ın sahilerinden biriyle karşılaştı. Kucaklaşıp, dostluk gösterdiler birbirlerine" dedi.
Bugün toprağa veriliyor
83 yaşındaki Moiz Dana'nın cenazesi THY'nin tarifeli seferiyle dün 09.50'de New York'tan İstanbul'a getirildi. THY Kargo Terminali'nden cenazeyi, Moiz Dana'nın kardeşi Mişon Dana teslim aldı. Moiz Dana, bugün saat 13.00'de Arnavutköy Eşkenaz Musevi Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
ABD'deki doktoru ağladı
Moiz Dana'nın kızı Leyla Acıman, "Babam dünyada ilk by-pass yapılan insanlardan biri. Hep ilklerin adamıydı. İlk kriz 27 yıl önce oldu. 27 yıldır babam bize bir hediyeydi aslında. Cleveland'da herkes babamı tanırdı. Oranın maskotu olmuştu adeta. Öldüğünü duyunca oradaki doktoru bile ağlamış" dedi.