Babanın ne yaptığına bak!

New Statesman dergisine bir röportaj veren Ömer, "İyi bir siyasetçi olacağıma inanmıyorum. Benim yararıma olmasa bile doğruları söyleme gibi bir huyum var. Ama barışı yayma amaçlı bir pozisyonda olabilirim. Birleşmiş Milletler'in benim için ideal olacağını düşünüyorum" dedi.

Babasıyla temasının Nisan 2001'de sona erdiğini söyleyen Ömer, babasının bir keresinde militanlarla yaptığı bir toplantıya katıldığını da anlattı:

"Oğulları toplantıdaydı, ama hiçbirimiz savaşçı değildik. Birinin hayatını İslam için feda etmesinin ne büyük onur olduğundan söz ediyordu ve hayatlarını feda etmek isteyenlerin camideki kağıda isimlerini yazdırmaları gerektiğini söyledi. Benden El Kaide'ye katılmamı hiçbir zaman istemedi, ama onun görevini devam ettirmek üzere seçilmiş olan oğulun ben olduğumu söylemişti. O hayatı istemediğimi söylediğimde hayal kırıklığına uğradı. Ben çatışmayı ya da şiddeti sevmiyorum."

Ömer , 11 Eylül 2001'de Cidde'de babaannesinin evinde kalıyordu.

"Uyuyordum ve birden amcamın bağırtısıyla uyandım: 'Kalk da babanın ne yaptığına bak!' Salona gittim ve ailem televizyonun etrafında toplanmıştı. Çok geçmeden saldırının Amerika'yı hedef aldığını anladım. Çok üzücü bir gündü" diyor Ömer, ama saldırının arkasında babasının olduğuna inanmıyor:

"Amcamın verdiği tepkiye katılmıyordum. Babamın Amerika'da kan dökebilecek kapasitede olduğunu asla düşünmedim, onun küçük örgütü için bu olay fazla büyüktü. Babamın ailesinin adına konuşamam. Bu konuyu konuşmak bize acı veriyor. Hepimiz bütün o insanların çektiği acı nedeniyle şoke olduk. Ertesi sabah hiçbirimiz bu konuda konuşmadı."

Ömer, Usame Bin Ladin'in ilk eşi olan annesi Necva ile birlikte yazdığı 'Growing Up Bin Ladin' (Bin Ladin Olarak Büyümek) adlı kitapta Bin Ladin'in özel yaşamına dair bilgilere yer veriyor ve babasıyla olan duygusal çatışmalarını anlatıyor.