Kayseri Erciyesspor Tesisleri'nde, soruları yanıtlayan Yılmaz, futbol hayatına Adana'daki amatör takımlardan İncirlikspor'da kaleci olarak başladığını, daha sonra İstanbul'a İETT Spor Kulubü'ne, oradan da Beşiktaş'a transfer olduğunu, İETT Spor'da iken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la aynı takımda top koşturduğunu bildirdi.
CANLI MAÇ SONUÇLARI İÇİN TIKLAYIN
[
MYNETSPOR'U FACEBOOK'TAN TAKİP EDİN](http://www.facebook.com/spormynet)
Beşiktaş'ta güzel ve başarılı günler yaşadıklarını kaydeden Fikret Yılmaz, şöyle devam etti: "Daha sonra Balıkesirspor'a, oradan da Antalyaspor'a transfer oldum. 6 sene formasını giydiğim Antalyaspor'da 2 defa Süper Lig'e çıkma sevincini ve 2 sefer de Süper Lig'den düşme hüznünü yaşadım. Oğlum Burak da ben Antalyaspor'da oynarken dünyaya geldi ve o yıl Antalyaspor tekrar Süper Lig'e çıktı. Ben, Antalya'daki amatör kulüplerden Şarampolspor'da futbolculuk hayatıma son noktayı koydum ve Antalyaspor'da antrenörlüğe başladım. 6 yıl boyunca Antalyaspor'un minik takımından PAF takımına kadar altyapının tüm kademelerinde görev yaptım. Daha sonra Malatyaspor, Trabzonspor, Karşıyaka ve Gençlerbirliği'nde kaleci antrenörlüğü yaptım. Şimdi ise Kayseri Erciyesspor'da teknik direktörlük görevini sürdürüyorum. Şu anda yenilgisiz lideriz. Allah'a şükür ki, iyi bir takımım var, karakterli futbolcularım var."
Oğlu Burak'ın, Antalyaspor altyapısında futbol hayatına başladığını ve ilk antrenörlüğünü de kendisinin yaptığını belirten Yılmaz, "Ancak Burak'ın iyi bir futbolcu olmasında, Antalyaspor'daki diğer hocalarının da büyük emekleri var. Burak, 2002 yılında henüz 17 yaşındayken profesyonel oldu ve Antalyaspor'un tekrar Süper Lig'e çıkmasına büyük katkı sağladı" diye konuştu.
"Sonradan futbolcu olunmaz" Fikret Yılmaz, hiçbir zaman sonradan futbolcu olunmayacağını vurgulayarak, "Bu, Tanrı vergisi bir yetenektir. Eğer bu yetenek varsa, futbolcu olunur. Burak da yetenekli ve hırslı bir futbolcu" ifadelerini kullandı.
Bazı anne ve babaların, çocuklarının yetenekli olup olmadığına bakmadan futbol takımlarının altyapılarına getirdiklerini ifade eden Yılmaz, "Ama futbol, yetenek ister. Eğer bir çocukta yetenek varsa, futbolcu olur. Burak'ta bu yetenek vardı. Sonuçta da bu oldu. Tabii Burak'la gurur duyuyorum. Allah her babaya hayırlı evlat, başarılı evlat nasip etsin. Benim oğlum, futbolcu değil de başarılı bir bankacı da olsa, belediyede başarılı bir memur da olsa gurur duyardım" şeklinde konuştu.
Unutamadığı gece Antalyaspor'da profesyonel olan ve Antalyaspor'un Süper Lig'e çıkmasında büyük emeği olan Burak'ın daha sonra kendisi gibi Beşiktaş'a transfer olduğunu, bu sırada Beşiktaş'ın başında Tigana'nın bulunduğunu kaydeden baba Yılmaz, "Burak'la iyi anlaşıyorlardı. Tigana gidince yerine Ertuğrul Sağlam geldi. Ertuğrul hocayla Burak anlaşamadılar" dedi.
Beşiktaş'ta sorunlar yaşamasında oğlunun da hatası olduğunu kabul eden Fikret Yılmaz, şunları kaydetti: "Bir antrenör, kendisiyle antrenmana çıkan futbolcunun yeteneklerini görecek. Siz futbolcunun yeteneklerini göremiyorsunuz ve gönderiyorsunuz. Burak, Ertuğrul Sağlam döneminde Beşiktaş'tan gönderildi. Bu, beni çok üzdü. Zira ben Beşiktaşlıyım, oğlumun Beşiktaş'tan gitmesi beni çok üzdü. Hayatta unutamadığım bir gecedir o. Hiç ortada yokken, televizyonda bir alt yazıyla Burak'ın Holosko'ya karşılık Manisaspor'a verildiğini okudum. Bir futbolcu, hiçbir zaman böyle gönderilmemeliydi. Bu bizim içimizde bir yaradır. Bunu hiçbir zaman saklamadım, saklama gereği de duymuyorum. Ama bu olayda Burak'ın da hatası vardır, onu da belirtmek gerekir. Ancak, hiçbir futbolcunun böyle gönderilmemesi gerektiğine inanıyorum ben. Bundan dolayı üzgünüm. Fakat futbolun içinde bunlar da var. Bunlar geldi geçti. Burak bugün zirvedeyse, düşüşü de olacaktır, futboldur bu. Biz her şeyin bilincindeyiz, çünkü futbolun içindeyiz."
Burak'ın, Beşiktaş'tan gönderildiğinde henüz 21 yaşında olduğunu ve moralinin çok bozulduğunu ifade eden Yılmaz, Burak'ın futbolu bırakmayı bile düşündüğünü, ancak kendisini toparlamasını ve futbola odaklanmasını tavsiye ettiğini vurgulayarak, "Bunun üzerine Burak hırslandı ve futbola sarıldı, sezon sonunda da Fenerbahçe'ye transfer oldu. Fenerbahçe'nin hocası Aragones'ti ve takımda istemediği Burak'ı yedek bıraktı, sonra da Eskişehirspor'a kiralandı. Ama bu sefer teslim olmadı, futbolu bırakmadı ve 1 sene sonra Trabzonspor'a gitti" diye konuştu.
Başarının sırrı, kan uyuşması Trabzonspor'da Burak'ın başarılı olduğunu ve iyi bir performans yakaladığını belirten Fikret Yılmaz, "Çünkü, Trabzonspor'un başında Şenol Güneş gibi bir hoca vardı ve Burak'la takımın kanı birbirini tuttu" şeklinde konuştu.
Teknik Direktör Yılmaz, bir futbolcuya hocasının güvenmesinin ve inanmasının çok önemli olduğunu da kaydederek, "Bunu futbolcuya yansıttığınızda, 2 kat performans alırsınız. Burak da böyle bir oyuncu. Şenol hoca Burak'a inandı ve güvendi. Burak'ın Şenol hocayla ve Trabzonspor'la kanı uyuştu. Burak da kendisine inananları, güvenenleri mahcup etmemek için elinden geleni yaptı. Başarı öyle geldi" ifadelerini kullandı.