Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili sanıklar Cemal Metin Avcı ile kardeşi Mertcan Avcı'nın yargılanmasına devam edildi. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan ikinci duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı. Diğer tutuklu sanık Mertcan Avcı ise mahkeme heyeti huzurunda savunma yaptı.
Saat 13.30'da başlayan duruşmaya Gültekin'in yakınları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Muğla Barosu temsilcileri, kadın hakları derneklerinin üyeleri ve taraf avukatlarının katıldı.
Duruşmada, 23 Aralık 2020'de yapılan keşifle ilgili bilirkişi raporunun değerlendirileceği ve haklarında zorla getirilme kararı verilen 2 tanık dinlendi.
Pınar Gültekin’in arkadaşı Ceren Tunç, tanık olarak dinlendi. SEGBİS aracılığıyla dinlenen Tunç, öldürülen genç kız ile katil zanlısı Avcı'nın 2,5 yıldır birlikte olduklarını öne sürerek, "Pınar’ı üç senedir tanıyorum. Yarım dönem ev arkadaşımdı. Ortadan kaybolmadan 10-15 gün önce Pınar beni arayıp, Cemal ile kavga ettiklerini söyledi. Cemal’in son kez kendisi ile buluşmak istediğini de anlattı. 2.5 yıldır birliktelerdi. Cemal’in kirayı ödediğini ve harçlık verdiğini söylüyordu. Pınar, Cemal’in kendisine para yatırmak zorunda olduğunu, yatırmadığı taktirde ilişkiyi Avcı’nın eşine anlatacağını da bana söyledi. Pınar, ortadan kaybolduktan sonra kardeşiyle sosyal medya üzerinden irtibata geçtim" dedi.
Mahkeme başkanı, tanık Ceren Tunç'a ilk ifadesiyle yeni anlatımındaki çelişkileri sordu. Bunun üzerine avukat Rezan Epözdemir, mahkeme başkanına itiraz etti. Mahkeme başkanı, Epözdemir’e söz vermediğini söyleyince, Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin ayağa kalkıp, "Bu duruşma benim için bitmiştir’ diyerek, salonu terk etti.
Tanık Tunç'un anlattıkları üzerine söz verilen Pınar Gültekin'in kardeşi Sibel Gültekin ise, "Ablamın bursu vardı ve fotomodellik yapıyordu. Cemal’in evli olduğunu öğrendikten sonra ayrıldı. O dönemde ufak çaplı para yardımında bulunduğunu biliyorum. Ablam, Cemal’e, 'Peşimi bırakmazsan karına söylerim' diyordu" diye konuştu.
Daha sonra söz alan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, müvekkillerinin mahkeme heyetinin adalet dağıtmayacağını düşündükleri gerekçesiyle heyetin reddi talebinde bulundu.
Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin de "Kızımı canlı canlı yaktılar. Bu tek başına bir kızdı. Bu adam dışarı çıkarsa yarın bir gün başkasını da yakar. Madem evliydi neden kızımın peşinden gitti? Sadece kızımızı değil bizi de yaktı" ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Cemal Metin Avcı, "Yaşananlardan dolayı pişmanım. Hiç yalan söylemedim. Karşı tarafın avukatı televizyonlara çıkarak yalan yanlış bilgiler veriyor. Beni sürekli linç ediyorlar" dedi.
Diğer tutuklu sanık Mertcan Avcı ise, “Olayla bağlantım yok. Neden yargılandığımı bile bilmiyorum. Beraatimi istiyorum” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamı ile reddi hakim talebinin görüşülmesine karar vererek, duruşmayı 15 Şubat'a erteledi.
Duruşmanın ardından açıklama yapan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, "Ailenin talebi üzerine, mahkemenin tarafsızlığına gölge düştüğü gerekçesiyle reddi hakim istedik. Bunu somutlaştırırken de birçok gerekçemiz vardı. Bu talepten sonra mahkeme yalnızca tutukluluk incelemesi hakkında bir karar verebilir. Onun dışındaki işlemlere geçilemediği için sadece bir tanık dinlenebildi. Sanki yargılanan bu hunharca cinayeti işleyen Cemal Metin Avcı ve ona yardım eden Mertcan Avcı değil de Pınar Gültekin'miş gibi algı oluşturuluyor. Bu cinayet meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Cinayetin sonrasını planlamış, dört gün boyunca saklanmış, telefonu üç parçaya ayırmış, sim kartı kırmış, olay yerini planlamış ancak bunlara rağmen cezai ehliyet raporu istendi ve cezai ehliyetinin tam olduğunu gösteren rapor geldi. Keşif mahallinde, cinayet mahallindeki koşullar sağlanamadı. Sanık Mertcan Avcı'yı aklamaya çalışılan bir bilirkişi raporu tanzim edildi. Biz de keşfin tespitlerini polis memurunun yapamayacağını, fizik veya kimya mühendislerinin bu raporu tanzim etmesi gerektiğini söyledik. İki defa Adli Tıp Kurumu'ndan rapor geldi ve ölüm sebebi kesin olarak tanımlanamadığı için ya boğma ya da diri diri yakılma olarak açıklanıyor. Bunlara rağmen bir rapor daha talep ediliyor" ifadelerini kullandı.
Gültekin'in iCloud şifresinin istenmesi için ABD'ye yazılan müzekkerenin duruşmaya katkısı olmayacağını savunan Epözdemir, "Karşı taraf soruşturma aşamasında para talep edildiğini söyledi ama mesaj çıkmadı. Kovuşturmada videosunun çekildiğini söyledi, video yok. Çapraz sorguda planlamadığını, tasarlamadığını ve öldürme niyetinin olmadığını söyledi. Pınar'ın ona bıçak salladığını ve o bıçağın da koluna geldikten sonra kendini kaybettiğini belirtti. Ancak doktor, onun bıçak yarası olmadığını açıkladı. Ortada haksız tahrik savunması bıçaklamayken, ABD'ye müzekkere yazıldı. Sanki yargılanan Avcı kardeşler değil de Pınar'mış gibi bir algı oluşturuldu. Dinlenen tanık ifadesi alırken yönlendiriliyor ve birden bire ifade değişiyor. Geldiğimiz noktada müvekkillerimiz, buradan adalet çıkacağını düşünmediği için heyeti reddettik. Sanki tanıklara haksız tahrik uygulamak için bir zorlama var" dedi.
Duruşma sonrasında açıklama yapan Sıddık Gültekin "İlk defa kendimi sanık olarak buldum. Söyleyecek bir şey bulamıyorum ve bu mahkemeden adalet çıkacağına inanmıyorum. Ben ölürüm ama bu davadan vazgeçmem. Adil bir yargılama istiyoruz Şahit gösteriyorlar, mahkeme başkanı şahidi yönlendiriyor." dedi.
Temmuz ayında Türkiye’yi sarsan Pınar Gültekin cinayetinin katil zanlısı Cemal Metin Avcı için Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmada mahkeme ara kararında katil zanlısı Cemal Metin Avcı’nın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına yönelik rapor tanzim edilmesini istemişti. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin raporunda Cemal Metin Avcı’nın akıl sağlığının yerinde olduğu ve ceza ehliyetinin bulunduğu açıklandı.
Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin 26 Aralık 2020 tarihinde düzenlediği raporda, “16 Temmuz 2020 tarihinde işlendiği iddia olunan ‘Tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçuna karşı işlediği hukuki anlam ve sonuçlarını açıklayabilir ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığı bulunmamaktadır. Ceza sorumluluğu tamdır” denildi.