Kaza, 5 Mart'ta saat 10.00 sıralarında Serik ilçesinin Belek Mahallesi'nde meydana geldi. Kaldırımda yürüyen Mahra Melin Pınar'a, yol kenarındaki arazide dolaşan başıboş köpekler saldırdı. Kaçmak için yola çıkan Mahra Melin'e, İrfan Yayla'nın kullandığı kamyon çarptı. Bacağı kamyonun ön tekeri altında kalan Mahra Melin, ağır yaralandı. İhbarla kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İlk müdahalenin ardından küçük kız, ambulansla Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Mahra Melin Pınar, yaklaşık 3,5 saat süren ameliyatın ardından yoğun bakıma alındı. Pazar gecesi beynin sol bölgesinde oluşan kararma nedeniyle ikinci kez ameliyat masasına yatan Mahra'nın, pazartesi günü ise parçalanan sağ bacağı diz üstünden kesildi.
Kızının sağlık durum hakkında bilgi veren Derya Pınar, "Bugün tam 8 gün oldu. Kızımı dün gördüm. Geçen bir hafta içerisinde yüksek derecede umudum vardı. Bugün hala beyin ölümü gerçekleşmedi fakat durumu kritik, ciddiyetini koruyor. Tekrar doktorlarıyla görüştüm, tansiyonu çok düşük, kendi başına nefes bile alamıyor. Beyin sapındaki kanlanmayla ilgili sordum; ne derecede, iyiye giden bir şey var mı? Durumunun minimum derecede olduğunu, biraz iyi olsa göz bebeğinin bile ışığa tepki verebileceğini söylediler. Gece gündüz dua ediyoruz" dedi.
Mahra'nın en büyük çocuğu olduğunu, diğer evlatları Murat Derin (9) ile 16 aylık Kıvanç'ın ise olay nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu belirten Derya Pınar, "Güçlü olmak, ayakta kalmaya çalışmak çok zor. Küçücük bebek bile anlıyor. Ablasını çok özlüyor. Hareketleriyle bir şekilde derdini anlatıyor. Onları nasıl toparlayacağımı düşünemiyorum. Öncelik Melin'in yaşaması" diye konuştu.
Durumunun bu kadar ciddi olabileceğini ilk başta düşünmediğini aktaran Pınar, "Bacağının paramparça olduğunu gördüm, inanamadım. Halüsinasyon görüyorum, zannettim. Daha sonra neler gelişebileceğiyle ilgili doktorlar bilgi verdikçe ve geldiği son nokta; hiç ilk başta düşünmediğim bir şeydi. Ben önce bir, sonra iki bacağını birden kaybeder. 'En fazla o olur, onunla kurtulur' diye düşünüyordum ama canıyla cebelleşiyor. Melin nasıl bir hayat sürecek, bilmiyorum. Sadece nefes alıp mı verecek, neye tepki verebilecek, bizi hatırlayacak mı, kendisi yemeğini yiyebilecek mi, bilmiyorum" ifadelerini kullandı.
Mahra Melin'in daha önce sokağa tek başına tek bir adım dahi atmadığını söyleyen Derya Pınar, "Çocuk ama artık büyümeye başladı. Okula kendisi gelip gitmek istiyordu. Yakın olsa da izin vermiyordum. O gün de evimizin yanındaki boş tarlada çekmece tarzı bir şey gördü. 'Anneciğim onları alacağım. Sokak kedilerine ev yapacağım. İçine minder koyacağım. Boncuklarla süsleyeceğim' dedi. 'Kızım ne yapacaksın, ben sana kutudan yaparım, alırız' dedim. 'Hayır o daha güvenli' dedi. Getiremeyeceğini düşünerek, 'Tamam, izin veriyorum' dedim. Oturduğum yerden arsayı da görebiliyorum. Melin evden çıktı. Bebek ağladı. Onunla ilgilendim. Baktım Melin gelmedi. Sesler duydum koşturdum, olay başına gelmiş" dedi.
Mahra Melin Pınar'ın hayvanlardan korkmadığını belirten Derya Pınar, "Köpeklerle kedilerle iç içe büyümüş bir çocuk. Golden, Amerikan Cocker, Labrador gibi küçük ve iri cins köpeklerle haşır neşir olan bir çocuk. Yolun karşısına geçiyor olsa dikkatsiz deyip anlayacağım. Ama pusuda yatan hayvanların üzerine doğru hırlayıp, koşmasıyla insani refleks olarak yapması gerekeni yapıyor. Aksi istikamete kaçıyor. 2 köpek birden saldırıyor" diye konuştu.
Olay sonrası hemen kızının yanına gittiğini belirten Pınar, "'Özür dilerim anneciğim, özür dilerim anneciğim. Köpekler saldırdı' dedi. O hale gelmesinden dolayı bile suçluluk duymuştu. Kendisinin doğru karar almadığını düşündü. 'Tamam kızım' dedim. Etrafında bacak parçalarını arıyordum. Buzlu bir şey alıp da bacağını kurtarabiliriz diye. Bilinci yerindeydi" ifadelerini kullandı.
Baba Murat Pınar, olay yerine ambulanstan önce gittiğini ve kızının gözünün içine baktığını belirterek, "'Ölmeyeceğim değil mi baba?' dedi. Olay yerine ilk gidenlerden otelde çalışan arkadaşım da söylemişti. Bacağından vazgeçmişken şimdi annesinin de dediği gibi 'Canını nasıl kurtarırız, ne yapabiliriz' diye düşünüyoruz. Bir ümit bekliyoruz" dedi.
Olay sonrası internetteki haberleri ve yorumları okumadığını, bir hafta sonra okuduğunu belirten Murat Pınar, kendileri hakkında yapılan kötü yorumlara tepki göstererek "Sanki bir çocuğu sorumsuzca köpeklerin arasına atmışız gibi yorumlar yapıyorlar. Sokak köpeklerini herkes besliyor. Şu an burada da kaç köpek var. Beslemek, evdeki artık yemeği vermek önemli değil. Yuva verebiliyor musunuz? Onları pencereden izlediğimizde, yağmurda yattığı zaman üzülüyorduk. 'Acaba üşümüyor mu, niye böyle yatıyorlar' diyorduk. Bunlara üzülürken, bunların başımıza gelmesi; saldırmaları hiç hoş değil" diye konuştu.
Murat Pınar, kızının mimar olmak istediğini belirterek şöyle konuştu:
"Kedilere yaşam yeri yapacaktı. Koşucu olmak istiyordu. 'Altın madalya kazanacağım, madalyayı altın olduğu için satacağım, onun parasıyla gene kedilere, sokak hayvanlarına yaşam yeri yaptıracağım. Paramız şu anda yaptırmaya yetmiyor. O zaman kazandığım ödüllerle yapacağım' diyen bir çocuktu. Bu şekilde saldırmaları hiç hoşuma gitmedi. Kızımın bir an evvel uyanmasını bekliyorum" (DHA)