HABER

Bafa Gölü'nün su altı zenginliği kayda alındı

Ege Bölgesi'nin en büyük gölü olarak bilinen Bafa Gölü'ndeki biyoçeşitlilik, su altı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan tarafından görüntülendi - Ceylan: "Bu kadarını hayal bile edemezdim. İki gün süresince sürekli dalışlar gerçekleştirdik. Bütün ekosistemlerin birleştiği, balıkların, kabukluların tam bir üreme merkezi"

Aydın'ın Söke ilçesindeki Bafa Gölü'nde biyoçeşitlilik su altı kameralarıyla görüntüledi.

Büyükşehir Belediyesi'nin davetiyle Aydın'a gelen su altı görüntüleme yönetmeni ve belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan, Ege Bölgesi'nin en büyük gölü olarak bilinen Bafa Gölü'ne dalış gerçekleştirdi. Ceylan, göldeki canlıların yanı sıra antik kalıntılarını da kayda aldı.

Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gölün görülmeye değer bir hazine olduğunu ifade etti.

Saklı bir güzelliğe sahip gölde biyoçeşitliliğin fazla olduğuna dikkati çeken Ceylan, şunları dile getirdi:

"Bu kadarını hayal bile edemezdim. İki gün süresince sürekli dalışlar gerçekleştirdik. Bütün ekosistemlerin birleştiği, balıkların, kabukluların tam bir üreme merkezi. Aslında denizlerimiz bu kadar fakirken orayı besleyecek inanılmaz bir üretim merkezi. Dehşet görüntüler elde ettik. Gölün üzerinde birçok antik yapı da mevcut. Üzerindeki yapıları birçok insan biliyor ama altındakileri bilmiyor. Biz de diplerdeki o yaşamın sesi olmaya çalıştık."

Göle hayran kaldığını, buraya bugüne kadar gelememiş olmasından dolayı üzüntü duyduğunu aktaran Ceylan, gölün dalış turizmi için büyük bir potansiyeli bulunduğunu dile getirdi.

Yoğun olarak karides, levrek, kefal ve yılan balığıyla karşılaştığına dikkati çeken Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gölün mutlak süratle korunması lazım. Avcılık anlamında da baskı altında. Misin ağları tüm dünyada yasaklanmış olmasına rağmen burada bu yöntemle avcılık yapılıyor. Gölün altında çok fazla kafes var. Göle bitmek tükenmez bir besin deposu olarak bakılıyor. Göl korunursa buradan denize inanılmaz bir canlı akını olur ve denizden de birçok canlı buraya gelip üreme imkanına sahip olur."

Gölün biyolojik kırılganlığının yüksek olduğunu, mutlak suretle bilim insanlarının desteği ile bilinçli koruma programlarının uygulanması gerektiğini vurgulayan Ceylan, gölün deniz ile bağlantısının zaman zaman kesilmesi ve göl havzasına taze su girişinin engellenmesinin türler üzerinde olumsuz etki yarattığını ileri sürdü.

En Çok Aranan Haberler