HABER

Bağcılar’da pazarlık Kosova’da böbrek nakli

İşte dünyayı şoke eden organ mafyasının perde arkası...

Bağcılar’da pazarlık Kosova’da böbrek nakli

“Doktor Frankeştayn” lakaplı Dr. Yusuf Erçin Sönmez’in de elemanları arasında bulunduğu ileri sürülen organ mafyasıyla ilgili iddianamede somut bilgilere yer verildi. İddianamede, Türkiye vatandaşı Yılmaz Altun ile böbreğini verdiği İsrailli Bezalel Shafran ifadelerinde Bağcılar’daki pazarlığı ve Kosova’da yapılan nakli ayrıntılarıyla anlattı.

Türkiyeve dünyayı şoke eden organ mafyası skandalının perde arkasında yaşananları ilk kez Milliyet yazıyor. Avrupa Birliği’nin Kosova Polis ve Adalet Misyonu’nda (EULEX) görevli uluslararası savcısı Jonathan Ratel’in soruşturmayla ilgili iddianamesini ele geçiren Milliyet, Türkiye’deki fakir gençlerin nasıl kandırıldığını, “Doktor Frankeştayn” lakaplı Yusuf Sönmez’in hastalarla birlikte seyahat edip ameliyatı ne koşullarda yaptığını öğrendi. İşte uluslararası organ mafyasının işleyişi ve ortaya çıkarılışının dehşet verici detayları...
Tarih 4 Kasım 2008. Saat 11.00. Yer Priştina Havalimanı. Pasaport Polisi’nin şüphesini, kontrol noktasına gelen ve hayli bitkin görünen 23 yaşındaki İstanbul yolcusu Yılmaz Altun adlı bir Türk genci çeker. Sorguya alınır. Çözülen genç, Priştina’ya bir böbreğini vermek için geldiğini, ameliyat edildiğini bu nedenle bitkin olduğunu söyler. Gencin tişortünü kaldıran polis, böbreğinin olduğu yerde taze bir bıçak yarası tespit eder. Havalimanı doktoru “uçamaz” raporu verdiği Altun’un, tedavisinin ardından ifadesine başvurulur.
İfadesinde Altun, böbreğinin, havalimanına 6 kilometre uzaklıktaki “Medicus” adlı bir klinikte bir İsrailli’ye nakledildiğini, ameliyatı da daha önce adı sayısız kez organ mafyası ile birlikte anılan ve Türk kamuoyunda “Dr. Frankeştayn” olarak da tanınan Dr. Yusuf Erçin Sönmez’in yaptığını anlatır.

Sönmez’i tanıdılar
Alarma geçen Kosova Polisi’nin hedefi, yasadışı organ naklinin gerçekleştirildiği iddia edilen Medicus kliniğidir. Yapılan operasyonda, Yılmaz Altun’un böbreğinin nakledildiği Bezalel Shafran adlı 74 yaşındaki İsrailli de ele geçirilir. Shafran, böbrek için 90 bin euro ödediğini ve ameliyatı tıpkı donör Yılmaz Altun gibi Dr. Yusuf Erçin Sönmez’in gerçekleştirdiğini söyleyecektir. İfadelerine başvurulan diğer tanıklar da kendilerine gösterilen fotoğraflarda Dr. Yusuf Erçin Sönmez’i teşhis eder ve ameliyatlara katılan kişi olarak gösterir.
Altun’un ifadesi, bir ayağı Türkiye’ye kadar uzanan ve Türk vatandaşlarının da böbreklerini bir avuç dolara satın alıp Kanada, Almanya ve İsrail gibi zengin ülke vatandaşlarına onlarca katına satmakla suçlanan uluslararası bir örgütün çökertilmesine yol açacaktır.
Araştırmayı derinleştiren Kosova polisi, Almanya’da hekimlik yapan Dr. M. Beer’e ait olan Medicus kliniğindeki çok sayıda belge ve evraka el koyarken, aralarında hastanenin başhekimi Kosovalı Lütfi Dervişi, oğlu Arban Dervişi ve Kosova uyruklu Sokol Hajdini, Süleyman Dulla, İslam Bytyqi, Driton Jilta, İlir Rrecay’ı ve Dr. Yusuf Erçin Sönmez’in sağ kolu olduğu öne sürülen Türkiye vatandaşı Moşhe Harel’i gözaltına alır. Organ mafyasının Türkiye ayağını oluşturduğu iddia edilen Dr. Yusuf Erçin Sönmez hakkında da arama kararı çıkartılır. 30 gün gözaltında tutulan 7 sanık, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılır.
8. sanık Moşhe Harel, 20 Ocak 2009 tarihinde mahkeme huzuruna çıkma koşulu ile tahliye edilir. Ancak Harel, bir daha Türkiye’ye geri dönmeyecektir. Soruşturmayı yürüten Avrupa Birliği’nin Kosova Polis ve Adalet Misyonunda (EULEX) görevli uluslararası savcısı Jonathan Ratel, insan ticareti, çıkar amaçlı çete oluşturmak, yasa dışı tıbbi faaliyetlerde bulunmak ve görevi kötüye kullanma suçlamasıyla toplam 9 sanık hakkında dava açar.

İstanbul’daki aracı
Savcı Ratel’in iddianamesine göre son derece organize çalışan çete, kurbanlarını Türkiye’den getiriyordu. Kurbanlar, İsmail adlı bir aracı tarafından maddi sıkıntı çeken Türkler, Roman, Rus, Moldavyalı ve Kazaklar’dan seçiliyordu.
Böbreğini 20 bin dolar karşılığında vermeye ikna edilen kurbanlar, İsrailli doktor Moşhe Harel’in organizasyonuyla Kosova’ya gönderiliyordu. Uçak kayıtlarında böbreğini satanlarla birlikte uçtuğu tespit edilen Dr. Sönmez de Kosovalı doktor meslektaşlarıyla birlikte Medicus kliniğinde organ nakil ameliyatlarını gerçekleştiriyordu. Böbrek arayan kişilerden 80 ile 90 bin euro arasında para isteyen örgüt üyeleri, çökertildiği ana kadar Yılmaz Altun, Yalçın Çağlayan, Aysun Gülsoy (22.09.1967 doğumlu) ve Faruk Eren adlı Türk vatandaşlarının da aralarında bulunduğu 30’dan fazla kişinin böbrek ameliyatını yaptı.
Ameliyatlar, düzensiz tutulan az sayıdaki anestezi ve hastane kayıtlarına göre ağırlıklı olarak Dr. Sönmez’in dışında yardımcılığını yaptığı öne sürülen Dr. Kenan Demirkol (13.05.1956 doğumlu), Dr. Lütfi Dervişi, Dr. Driton Jilta, İsrailli Dr. Zaki Shapira, Dr. Sokol Hajdini (anestezi), Dr. Süleyman Dulla (anestezi), Dr. İslam Bytyqi (anestezi) tarafından gerçekleştirildi.

Sönmez’in sağ kolu
Dr. Sönmez’in sağ kolu olduğu iddia edilen İsrailli Moşhe Harel’in banka hesap trafiğinin kontrolünde hem Yılmaz Altun’un hem de Bezalel Shafran’ın biletlerinin Harel’in kredi kartı ile ödendiği ve irtibat adresi olarak da adına kayıtlı email adresinin kullanıldığı belirlenir. Ayrıca Shafran’ın böbrek için ödediğini söylediği 90 bin euronun da Harel’in banka hesabına göderildiği belgelenir. Böylece Harel’in örgütün sadece lojistik ve organizasyon işlerini değil, parasal işlerini de üstlendiği anlaşılır.
Harel’in -Tükiye’den istenen Uluslarası Adli Yardımlaşma çercevesinde elde edilen- banka hesabına, börek nakli için Priştina’ya giden hastalardan Kosova’ya ulaşmalarından birkaç gün sonra 50 ile 90 bin euro arasında değişen miktarlarda para yatırıldığı tespit edilir. Ayrıca kredi kartı ile de hastaların yol masraflarını karşıladığı belgelenir ve elekronik posta aracılığıyla da hastalarla irtibat kurduğu saptanır.

Kurbanlarıyla uçmuş
Sırayla sanıkların uçuş bilgileri de mercek altına alınır. Yapılan araştırmalarda, olaylarla bir ilgisi bulunmadığını iddia eden Dr. Yusuf Erçin Sönmez’in böbreğini satan ve alanlarla ilişkileri ortaya çıkartılırken, bu kişilerin ameliyatlarına girdiği de tespit edilir. THY uçuş kayıtlarına göre Sönmez’in, böbrek nakli yaptıran kişilerle aynı uçakla Kosova’ya geldiği görülüyor.
İddianamede, Türk Havayolları’nın uçuş kayıtlarında Dr. Sönmez’in adının, Türk Havayolları’nın Priştina’ya 19.06.2008 tarihinde sefer yapan uçağın yolcu listesinde 19.06.2008 ve 25.06.2008 tarihleri arasında Priştina’ya böbrek nakli için gelen Kaya Esmel ile birlikte geçtiği bilgisine yer veriliyor. Uçuş kayıtlardan Sönmez’in yardımcısı olduğu öne sürülen Dr. Kenan Demirkol’un, Sönmez’e bazen refaket ettiği ve Sönmez’in Medicus kliniğine ameliyatların yapıldığı nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos ve ekim aylarında geldiği anlaşılıyor.
Sönmez, kliniğin anestezi kayıtlarına göre ise 29 kez ameliyata katılmış. Savcı Ratel’e göre ameliyatları Sönmez liderliğinde gerçekleştirdi. Savcı bu görüşünü çeşitli bilgi ve belgelerin yanı sıra Dr. Lütfi Dervişi’nin “Ben Sönmez’e asistanlık yaptım” yönündeki ifadesine ve tanık Dr. Tune Pervorfi’nin “Dr. Lütfi Derviş’i bir organ naklini yapabilecek kadar kalifiye değildi” açıklamasına dayandırıyor.

Sağlam deliller var
İddianamede Sönmez’i suçlayan deliller arasında telefon görüşmelerine ve elektronik posta ile yapılan haberleşmelere yer veriliyor. Bu deliller, Sönmez’in diğer sanıklar ile irtibatta olduğuna dair güçlü kanıtlar olarak gösteriliyor. İddianamedeki tanık ifadelerinde Dr. Sönmez’in böbrek nakli yapılacak kişileri test yaptığı iddiası da yer alıyor.

Kosova’daki Medicus klinik, iddianamede, organ mafyasının üssü olarak
gösteriliyor.

Böbrek nakledilen Bezalel Shafran:
Gönüllü nakil diye üç dilde belge imzaladık
Yılmaz Altun’un böbreği takılan Bezalel Shafran’ın Kosova Polisi’ne verdiği ifadesi:
“19.03.1934 doğumluyum ve 2006 yılında böbrek hastalığına yakalandım. İstanbul’daki tanıdıklarım bana Kosova’da böbrek ameliyatı olabileceğimi söyledi. Onların aracılığıyla bu konuda bana yardımcı olabileceklerini söyleyen kişilerle irtibata geçtim. Türkiye’ye gelip bu kişilere kan örneği verdim ve böbrek nakli sonrası Türkiye’deki bir hesaba 90 bin euro ödemeyi kabul ettim. 30 Ekim tarihinde ameliyat için eşim Ester ve oğlum Michael Shafran ile birlikte Kosova’ya uçtum. Medicus kliniğinin verdiği evraklar ile pasaport kontrolünden geçtik. Havaliman çıkışında bizi kuzenim, Moşhe Harel ve Arban Dervişi karşıladı. Klinikte bana böbreğini verecek olan Yılmaz Altun ile tanıştırıldım. İkimizden de Arnavutça, Türkçe ve İbranice olarak hazırlanan böbrek naklinin rızamızla gerçekleştiği ve herhangi bir maddi çıkar olmadan yapıldığına dair bir belge imzalatıldı. 31 Ekim tarihinde ameliyata alındık. Ameliyata Dr. Yusuf Sönmez, Dr. Lütfi Dervişi ve Dr. Kenan Demirkol girdi. Ödemeyi 28 Ekim tarihinde kızım Miriam Razchoen banka havalesi ile gerçekleştirdi.” Yılmaz Altun’un böbreği nakledilen Bezalel Shafran, Dr. Lütfi Dervişi’nin sağlık durumunun düzeldiğini söylemesi üzerine 7 Kasım’da İsrail’e dönmek için hazırlık yapar. Ancak polis baskını nedeniyle dönüşünü 18 Kasım tarihine kadar ertelemek zorunda kalır. Shafran’ın ifadesi doğrultusunda araştırma yapan Eulex Savcılığı, sanıkların banka hesap trafiğini ve pasaport bilgilerini kontrol eder.

Yılmaz Altun’un ifadesi:
Böbreğimi 20 bin dolara sattım
4 Ağustos tarihinde, yani Kosova’ya gelmeden 3 ay önce Göztepe Bağcılar’da İsmail adlı biri ile buluştum. Buluşmada “arabulcu” olduğunu anladığım İsmail, bana böbreğimi satmam karşılığında 20 bin dolar teklif etti. İsmail ile yaptığımız birkaç telefon görüşmesinden sonra teklifini, paranın tarafıma ameliyattan sonra İstanbul Havalimanı’nda teslim edilmesi koşulu ile kabul ettim.
İsmail daha sonra benden analizler için kan örneği aldı. 20 Ekim tarihinde İsmail ile buluşarak Üsküdar Emniyeti’nden pasaport çıkarttık. Pasaport, vize ve uçak masraflarını İsmail karşıladı. 29 Ekim tarihinde bir araçla İsmail beni İstanbul Havalimanı’na bıraktı. Alanda 03.01.1950 Türkiye doğumlu İsrailli Moşhe Harel ile tanıştırıldım. Burada Harel bana Medicus kliniğinde tedavi göreceğime dair bir davet mektubu verdi ve polise, böbreklerimin rahatsız olduğunu ve bu nedenle Priştina’da tedavi olmak zorunda olduğumu söylememi tembihledi. Priştina’ya Harel ile birlikte uçtuk. Harel’in dediği gibi Kosova Polisi’ne böbreklerimden rahatsız olduğumu ve bu nedenle Priştina’ya geldiğimi söyledim.
Havaalanında bizi Medicus kliniğinin başhekimi olan Lütfi Dervişi’nin oğlu Arban Dervişi karşıladı. Klinikte ameliyat ekibi ile tanıştırıldıktan sonra 30 Ekim tarihinde ameliyat edildim. Ameliyat sonrası Dr. Yusuf Sönmez beni sık sık ziyaret etti. 4 Kasım tarihinde, böbreğimin nakledildiği şahsın ailesi ile birlikte Harel eşliğinde Priştina Havalimanı’na getirildik. Biletimi Harel aldı.

En Çok Aranan Haberler