İstanbul'da gece kulübü Reina'ya yılbaşı gecesi düzenlenen terör saldırısıyla ilgili, Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, kaleme aldığı bugünkü yazısında "Türkiye’deki saldırılarını üstlenmemeyi tercih eden IŞİD’in (DAEŞ) bu kez eylemi üstlenmesi konusunda, “Önceden Türkiye’yi kendilerine eleman kazanabilecekleri bir saha olarak görüyorlardı, şimdi doğrudan savaş sahası olarak görüyorlar” değerlendirmesi yapılıyor" iddiasını dile getirdi.
"BAĞDADİ'NİN TALİMATI RİSK TABLOSUNU ORTAYA KOYUYORDU"
"Örgütün, Türkiye için son dönemde, 'Mürted Türk devleti', 'Haçlılarla iş yapan Türk devleti' gibi ifadeler kullanması da bundan. IŞİD lideri Bağdadi’nin bir süre önce Türkiye’ye yönelik talimatları basına da yansıdı" hatırlatmasını yapan Çevikcan "Bağdadi, 'Elinizde hangi imkan varsa onu değerlendirin, elinizde silah yoksa gidip bıçaklayın' talimatı verdi. Bu talimat risk tablosunu ortaya koyuyordu" ifadesini aktardı.
REINA YÖNTEMİNİN NEDENLERİ
Serpil Çevikcan'ın "Reina yönteminin nedenleri?" başlığıyla yayımlanan (3 Ocak 2017) yazısı şöyle:
2017’nin zor geçeceğini, yeni yılın ilk saatlerinde en acı biçimde anladık.
İstanbul’da Reina’ya yönelik silahlı saldırıda 39 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda yaralı var.
Türkiye’deki saldırılarından bugüne kadar sadece Atatürk Havalimanı eylemini üstlenen DAEŞ, Reina saldırısını üstlendi.
Güvenlik güçleri çok yönlü soruşturmayı sürdürüyor.
Dün bu yazı kaleme alınırken teröristin kimliğinin belirlendiği, yakalanması yolunda çok önemli mesafe kaydedildiği yolunda bilgiler geldi.
Dün konuşma olanağı bulduğum güvenlik kaynaklarından aldığım bilgiler çerçevesinde şu saptamaları aktarabilirim:
DOĞRUDAN SAVAŞ ALANI
- Türkiye’deki saldırılarını üstlenmemeyi tercih eden DAEŞ’in bu kez eylemi üstlenmesi konusunda, “Önceden Türkiye’yi kendilerine eleman kazanabilecekleri bir saha olarak görüyorlardı, şimdi doğrudan savaş sahası olarak görüyorlar” değerlendirmesi yapılıyor. Örgütün, Türkiye için son dönemde, “Mürted Türk devleti”, “Haçlılarla iş yapan Türk devleti” gibi ifadeler kullanması da bundan. DAEŞ lideri Bağdadi’nin bir süre önce Türkiye’ye yönelik talimatları basına da yansıdı. Bağdadi, “Elinizde hangi imkan varsa onu değerlendirin, elinizde silah yoksa gidip bıçaklayın” talimatı verdi. Bu talimat risk tablosunu ortaya koyuyordu.
NEDEN BİREYSEL EYLEM?
- DAEŞ’in Türkiye’yi katliam tarzı eylemlerle doğrudan hedef almasının ana nedeni El Bab operasyonu. El Bab’ta çok sıkışan örgüte her gün bomba yağdırılıyor. Terör örgütü de imkanları doğrultusunda bireysel eylemlere yöneliyor. El Bab’ta canı çok yanan örgütün yanıt verme tarzı bu tip eylemler. Bu eylemleri de sürdürmek isteyecekler.
- El Bab’ın kuşatıldığı Fırat Kalkanı öncesi, Türkiye sınırında 300 km’ye yakın bir alanı kontrol eden, sınırdan tünellerle patlayıcı ve militan sokan DAEŞ’in bütün bu yolları kesildi. Eylemin bireysel ve kaleşnikofla gerçekleştirilmesinin, bombalı kamyon gibi bir yöntemin uygulanmamasının ana sebebi, imkanlarının kısıtlanmış olması. DAEŞ, Türkiye’nin 30-40 km.’lik tampon bölge oluşturmasıyla artık 2-3 km.’lik tüneller kazma, sınırı kullanma olanaklarını bütünüyle yitirdiği için bu tip eylemlerle sesini duyurmayı amaçlayacak.
ÖLMEYİ GÖZE ALMIŞ
- ABD’nin PKK saldırıları konusundaki istihbari uyarıları sınırlı. DAEŞ konusunda ise uyarı sistemi daha etkili. Daha önce uyarıları sonucunda DAEŞ’in bir büyük bir kentte yapacağı eylem önlenmiş. Ancak bu olayda, nokta atışı bir uyarısı yok. Yılbaşına yönelik genel bir eylem uyarısı söz konusuydu.
- DAEŞ, bütün bu parametreler ışığında, en efektif bulduğu eylem tarzını seçiyor. Örgüt intihar saldırısını da meşru bulmasına rağmen, saldırganın kaçabilme imkanını gördüğü için Reina eylemini bu şekilde yapmayı tasarlamış. Muhaliflere karşı sahada da Paris gibi metropollerde de her zaman intihar saldırısı yöntemini seçmiyor. Ancak yine de saldırganın ölmeyi göze alarak bu eylemi yaptığı kesin.
- Saldırganın bölgeyi bildiği, keşif yaptığı, nereden atlayacağını, nereden kaçacağını önceden belirlediği, kapıdakilerin silahlı olup olmadığını bile bildiği değerlendiriliyor. İçeriden yardım almasına düşük bir ihtimal olarak bakılıyor. 15-20 kişilik bir destek grubu olabileceği belirtiliyor ancak eyleme aylardır hazırlandığı iddiaları doğrulanmıyor. Bu noktada örgütün Türkiye’ye sızmış militanlarına verdiği genel talimata dikkat çekiliyor. Zaten talimatlandırılıp gönderilen örgüt militanlarının, “Şu tip bir açıklama yapıldığında harekete geç” emri doğrultusunda hedef tespiti ve keşif yaparak, harekete geçtiklerinin altı çiziliyor.
SAVAŞMIŞ ÖRGÜT ÜYESİ
- Saldırganın 5 senedir sahada her türlü yöntemle savaşan DAEŞ’e mensup olduğuna da dikkat çekiliyor. Bu nedenle silahı tutma ve kullanma biçiminin savaşa katılmış bir militan düzeyinde olduğu değerlendiriliyor. 6 şarjör değiştirmesinin, kaleşnikof kullanmasının, savaşa katılmış bir militan olduğuna işaret ettiği ifade ediliyor. İlk tespitler saldırganın Doğu Türkistanlı, Uygur olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığı yönündeydi. Dün akşam saatlerinde güvenlik kaynakları “Orta Asyalı olma ihtimali yüksek” dediler.
- DAEŞ’in “bireysel eylem” tarzlarını sürdürmeyi amaçladığı değerlendiriliyor. Küçük ve hafif silahlı eylemlere yönelebilecekleri yönünde değerlendirmeler var. Reina eylemi sonrasında ortaya çıkartılan bağlantılar da mevcut.
Son söz...
Türkiye; PKK, DAEŞ, FETÖ ve DHKP-C ile eşzamanlı mücadele ediyor.
Bu durum riskleri de üst seviyeye çıkartmış durumda. Risklerin en aza inmesi küresel ve bölgesel bir denklemle doğrudan orantılı.
ABD’de Trump’ın başkanlığı devralması, Suriye’de ateşkesin geniş çaplı sürmesi, El Bab operasyonunun başarıyla sona vermesi, Suriye sınırının PKK’ya bütünüyle kapatılması parametreleri belirleyici.
Hepsi birbiriyle ilintili bu koşullar Türkiye lehine gerçekleştikçe huzur bulabiliriz.