ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye'de Esad yönetimini protesto etmek amacıyla toplanan küçük kalabalığın, bugün yerini iç savaşa bıraktığını belirterek, "Suriye'nin kontrollü bir şekilde demokrasiye adım atması ve iç huzuruna kavuşması için AKP Hükümeti en başta muhalifler üzerinde baskı kurmalıdır. Suriye'nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir" dedi.
Bahçeli, MHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, 15 Mart 2011 tarihinde Suriye'nin Deraa kentinde Esad yönetimini protesto etmek amacıyla toplanan küçük kalabalığın, bugün yerini iç savaşa bıraktığını, ülkede akıl ve sağduyunun tamamen kaybolduğunu söyledi.
-"ŞAM YÖNETİMİYLE MUHALİFLER ARASINDA ATEŞKES SAĞLANMALIDIR"-
Bahçeli, Şam yönetimiyle muhalifler arasında hemen gerçek bir ateşkes sağlanması gerektiğini vurgulayarak, "Esad'a bağlı askeri unsurlar bazı şehirlere uyguladığı kuşatmaları ve saldırıları kaldırmalı ve bu şehirlerden çekilmelidir. Suriyelilerin meşru çıkarlarını dikkate alan, kapsayıcı bir demokratik değişim ve dönüşüm süreci derhal harekete geçirilmelidir. Halkın özgür iradesiyle seçeceği yöneticileri demokratik süreci tabana yaymalı, bu şekilde barış ve uzlaşı atmosferi kurulmalıdır" dedi.
Esad yönetiminin, kademeli bir şekilde ve açıklayacağı takvim eşliğinde ülkeyi seçimlere götürmesi gerektiğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
"Halkın iradesi neticesinde Suriye nefes almalıdır. Suriye'nin etnik ve mezhep bölünmelerine konu olmaması için tüm kesimlerin yönetimde yer almalarını temin edecek geniş ölçekli bir demokratik katılım ortamı oluşturmalıdır. Bu ülkeye dönük işgal ve müdahaleye karşı çıkılmalı ve düşürülen uçağımızla ilgili gerekli girişimler inat ve kararlılıkla sürdürülmelidir. Suriye'nin kuzeyinde hiçbir şart altında özerk, federasyon ve bağımsız bir Kürdistan kurulmasına fırsat verilmemeli, caydırıcılık ve milli güç unsurları seferber edilmelidir. Irak'taki gaflet ve bu ülkede delinen ve aşılan kırmızıçizgiler Suriye'de tekrarlanmamalıdır. Bilinmelidir ki, Şam düşer ve Suriye bölünürse bu Türkiye ve bölge ülkeleri için bir felakete dönüşecektir."
-"MUHALİFLER BAŞBAKAN'DAN HOŞGÖRÜ VE YARDIM GÖRMÜŞLERDİR"-
Bahçeli, "Annan Planı'nın bir işe yaramadığını" savunarak, " Birleşmiş Milletler gözlemci heyeti beklenen çareleri üretememiştir. Muhalif unsurların tahrik ve teşviki, rejimin tahammülsüz ve sert tedbirleri Şam'ın huzur duvarını çoktan yıkmıştır. Bildik oyuna dönüşen dostlar toplantıları Suriye'deki gerilimi tırmandırmış ve muhaliflere can simidi uzatmıştır" dedi.
AKP Hükümeti'nin bu süreçte fazlasıyla efor sarf ettiğini ve üzerine düşeni haddinden fazla yerine getirmeye çalıştığını öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Muhalifler her ne yaptıysa Başbakan Erdoğan'dan hoşgörü ve yardım görmüşlerdir. Hatta ülkemiz sınırlarında ağırlanmışlar, karargâh kurmalarının önü açılmış, yabancı istihbaratlar kanalıyla silahlandırılmışlar, eylem yapacak imkân ve kabiliyetleri sürekli genişletilmiştir. Suriyeli sığınmacıların arasına sızmış art niyetlilerin ve bölücü grupların taşkınlıklarına ve densizliklerine müsaade edilmemesi, buna yeltenenlerin acilen sınır dışı edilmesi hususunda hükümeti göreve davet ediyorum."
-"BAŞBAKAN KÜRDİSTAN'A DEĞİL, PKK'NIN FAALİYETLERİNE TEPKİLİDİR"-
"Şam'dan sonra sıranın Türkiye'ye geleceği, içimizdeki bölücülerin komşu coğrafyalardaki hadiseleri emsal alacağı neredeyse kesine yakındır" diyen Bahçeli, şunları ekledi:
"Bize göre Kürdistan'ın kurulması konusunda AKP ya ikna olmuştur ya da Suriye'ye girmek için önceden tezgâhlanmış bir tertibin ana aktörü haline gelmiştir. Başbakan Erdoğan'ın Suriye'ye yönelik sıcak takipten bahsetmesi, sınırlarımızdaki PKK varlığına "Eyvallah etmeyiz' sözleri tam olmasa da bunlara delil teşkil etmektedir. Başbakan Kürdistan'a değil, PKK'nın faaliyetlerine tepkilidir. Şam'dan sonra sıranın Türkiye'ye geleceği, içimizdeki bölücülerin komşu coğrafyalardaki hadiseleri emsal alacağı neredeyse kesine yakındır. Gerçekçi temele oturmayan demokratikleşme ve özgürleşme hamleleri de yanlış ve yanıltıcı yorumlara neden olmaktadır. Bu kapsamda uzun bir süredir vurguladığımız gibi, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı ve bunun için sözde değil sahici çabalar sergilenmelidir. Bundan sonra Esad yönetiminin ayakta kalması zor görülmektedir. Suriye'nin kontrollü bir şekilde demokrasiye adım atması ve iç huzuruna kavuşması için AKP hükümeti en başta muhalifler üzerinde baskı kurmalıdır. Sınırlarımıza yakın alanlarda bölücü terör yuvalanmasının devletleşmesine müsaade etmeyecek ataklık ve proaktiflik gösterilmelidir. AKP hükümeti tarihten ders çıkarmalı, peşine düştüğü sömürgeci heveslerin gün gelip yakasına yapışacağını anlamalıdır. Türkiye'nin yüz yüze kaldığı çok ciddi yakın tehditler karşısında milletimizin birliği, esenliği ve vatanımızın dirliği amacıyla tüm eksik ve yanlışlarına rağmen AKP hükümetinin alacağı milli nitelikli kararların destekçisi olacağımızı da bildirmek istiyorum."