ANKARA (ANKA) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AKP hükümetinin son 7 yılda en önemli yatırımların demokrasiye yönelik olduğunu söyleyerek, "Bugün sessiz devrim olarak görülen başarıları hep birlikte başardık. Ve bu demokrasiye yatırımlarda AB hedefinin çok önemli katkıları olmuştur. Bir zamanlar düşünülmesi bile zor olan reformları hep birlikte gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam edeceğiz" dedi.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ulusal Programın uygulanmasına yönelik çalışmaları ele almak amacıyla, AB Genel Sekreterliğinde kamudaki üst düzey yöneticilerle bir araya geldi. Toplantı öncesinde konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, kendisine verilen görevi en işi şekilde yerine getirmeye çalışacağını söyledi. Son 7 yılda hükümetin Türkiye'de çok önemli çalışmalarının olduğunu söyleyen Bağış, "Kurumlarımızın çok önemli reformları ve başarıları oldu. En önemli yatırımı ülkemizin demokrasisine yaptığımız görüyoruz. Bugün sessiz devrim olarak görülen başarıları hep birlikte başardık. Ve bu demokrasiye yatırımlarda AB hedefinin çok önemli katkıları olmuştur. Bir zamanlar düşünülmesi bile zor olan reformları hep birlikte gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam edeceğiz. 2009'da hızlı bir giriş yaptık ve 31 Aralık 2008 günü hükümet onayı ile bakanlar kurulu imzası ile AB müktesebatına uyum için Ulusal Program yayınlandı. Sizlerin katkılarıyla hazırlandı. Bu programı hep birlikte uygulamak için çalışacağız" dedi.
-"AB'NİN SÖZLERİNİN ARKASINDA OLDUĞUNU GÖRDÜK"-
AB'de; Türkiye'de yapılan çalışmalara yönelik olarak heyecan olduğunu kaydeden Bağış, TRT 6'ın yayın hayatına başlamasının çok büyük bir heyecanla karşılandığını söyledi. Aynı zamanda uzun yıllardır beklenen ve gerçekleşemeyen Nazım Hikmet'in vatandaşlığının ve itibarının iade edilmesinin de Avrupa'da çok büyük yankı bulduğunu belirten Bağış, "Alevi açılımı Avrupa'da konuşulan bir konu haline geldi. Bir Devlet Bakanının sadece AB ile ilgilenecek olması çok büyük bir heyecan yarattı. Son olarak da Başbakan Erdoğan'ın 18 ve 19 Ocak 2009 tarihlerinde Brüksel'e yaptığı ziyareti çok önemli etkileri oldu bu seyahat sırasında gördük ki; AB kurumları Türkiye'ye vermiş olduğu sözlerin arkasındadır. Barosso yaptığı açıklamada Türkiye'nin tam üyelik hedefine yönelik verilmiş sözlerin arkasında olduklarını ve bu süreci hep birlikte başarıyla tamamlamak için çalıştıkların dile getirdiler. AB'yi bugünün değil yarının çocuklarımız projesi olarak görüyoruz. Vatandaşlarımızın hak ettiği yaşam standartlarına ulaşabilmesi için önem veriyoruz" dedi.
Görev geldikten sonra katıldığım ilk bakanlar kurulu toplantısında 3 saate yakın AB konusun müzakere ettik. Benim bir ricam oldu bu bir kurum ve bakanlığın meselesi değil onun için tüm bakan ve müsteşar, kurum önderlerimizin kendi muadilleri ile Brüksel ve ab üyesi ülkelerle temasların artırmalarını istiyoruz.
-"VATANDAŞLARIN AB ÜYELİĞİNE HEYECANININ CANLANDIRACAĞIZ"-
Muhalefet liderlerinden randevu talep ettiklerini anlatan Bağış, hepsinden sıcak mesajlar aldıklarını ve dün ilk toplantının gerçekleştirildiğini söyledi. Muhalefet liderlerimizden Devlet Bahçeli'nin; AB tam üyelik hedefinin bir devlet politikası olduğunu ve bu çerçevede kendisinin desteğinin devam edeceğimi söylediğini belirten Bağış, "Diğer partilerimizden aldığımız sinyaller de böyle. Ve onlarla da görüşmeye devam edeceğiz. Sivil toplum kuruluşları ile temaslarımız başlattık. Kendi vatandaşlarımız içinde de AB heyecanını yeniden canlanması için çalışmalar yapacağız. Salı günü, AB üyesi ülkelerin büyükelçileri ile görüşeceğiz. Bu toplantının ardından onlara da; daha net mesajlar verebileceğimize inanıyoruz" diye konuştu.
-"TEK HEDEF EŞİT HAKLARLAR TAM ÜYELİK"-
Dışişleri Bakanı Babacan ise, AB katılım süreci çerçevesinde ulusal programın yayınlandığını belirterek, iç kamuoyuna ve dünya kamuoyuna ilan edildiğini söyledi. Üst düzey yöneticiler ile ulusal program çerçevesinde yapılacak çalışmaları değerlendirmek için toplanıldığını ifade eden Babacan, Türkiye'nin AB süreci kesintisiz bir şekilde devam ettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın Brüksel ziyaretinin AB uyum çalışmaları için yeni bir heyecan getirdiğini kaydeden Babacan, Türkiye'nin bu anlamdaki tek hedefinin diğer AB ülkeleri ile aynı haklara sahip tam üyelik olduğunu vurguladı. Türkiye'nin pek çok reform gerçekleştirdiğini anlatan Babacan, siyasi ve ekonomik reformların sürdüğünü belirtti.
-"TÜRKİYE'NİN BİRİKİMİNE GÜVENİYORUZ"-
AB ile 50 yıla yakın süredir ilişkilerin devam ettiğini ve bu sürecin Türkiye'nin katılımcı ülke olması ile sürecin değiştiğini kaydeden Babacan, bundan sonraki en önemli tarihin üyelik tarihi olacağını kaydetti. AB müktesebatına uyumun gerekliliğini farkında olduklarını belirten Babacan, tarama sürecinde 10 faslı müzakerelere açtıklarını anlattı. 6 faslın da bugün açılmasının gerektiğini ifade eden Babacan, "Demek ki Türkiye bu işi ciddiye almaktadır. Ve süreci büyük bir ciddiyetle ve kararlılıkla yürütmektedir. Bazı fasıllarla ilgili siyasi engellemeler olsa da diğer fasıllarda hızla yol almamız gerekmektedir. 2009 bu konuda zorlu bir yıl olacaktır. Çok sayıda yasal düzenlemenin Meclisimizden geçişi ile ilgili programımız bellidir. Ancak biz kendimize güveniyoruz, Türkiye'nin sahip olduğu birikime güveniyoruz ve özellikle bu süreç içerisinde tüm kamu kurumlarımızın elde etmiş olduğu tecrübeye güveniyoruz" diye konuştu.
Babacan, siyasi sorunların ortadan kaldırılması halinde müzakere sürecinin çok hızlı ilerleyebileceğini savunarak, muhalefet ve sivil toplum kuruluşları olarak AB müktesebatına uyum için çalışılması gerektiğini söyledi. Babacan, "Bugünlerimizin, yarınlarımızın, çocuklarımızın geleceğidir ve gereksiz tartışmalara feda edilemeyecek kadar önemli bir süreçtir. Biz bugün bu çalışmaları yapıyorsak kuşkusuz bunların bazıların sonucun hemen alacağız ama bazılarını sonucunu almamız yıllar sonra olacak" dedi.