Alerjik astıma sıklıkla alerjik rinit eşlik ettiğini belirten Uzm. Dr. Çetin, hava yollarının duyarlılığının artmasına bağlı olarak gelişen kronik bir hastalık olan astımın, tekrarlayan öksürük ve hışıltı ile karakterize olduğunun önemine değinerek, son yıllarda tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi astımın görülme sıklığının da arttığını vurguladı. Alerjik astımın sıklığında artış nedeni olarak kapalı ortamlarda yaşama, ev tozları ve akarlar gibi ev içi alerjenlerine maruz kalmanın neden olduğunu ifade eden Dr. Çetin, “Astımda hava yollarında daralma ve krizler şeklinde ataklar tipik olarak görülmektedir. Astımlı hastalarda bronşlarda mikrobik olmayan iltihap vardır. Buna bağlı olarak bronşlarda salgılar artar, bronş duvarı kasılır ve hasta astım atağı geçirir. Toz, duman, koku, polenler atağı başlatabilir. Astım alerjiye bağlı olabileceği gibi alerjiden bağımsız gelişebilir. Alerjik astım, alerjik faktörlere bağlı gelişen bir astım türüdür. Hastalığa tanı konulmadan önce hekim, hastadan detaylı bir öykü alır. Öksürük ataklarının sıklığı, haftada kaç kez ortaya çıktığı, atağın gece veya gündüz yaşanması, ailede astım varlığı ve diğer alerjik belirtiler sorgulanır. Astımın tetikleyicileri arasında; Polenler, Evcil hayvanlar, Toz akarları, Egzersiz, Duman, Aşırı sıcak ve Aşırı soğuk hava koşulları, Hava kirliliği, Kimyasal kokular veya Dumanlar, Obezite, Stres, Duygudurum bozuklukları, Gastroözofageal reflü hastalığı, Bazı viral hastalıklar, İlaçlar, İşlenmiş yiyecek ve içeceklerde sülfitler ve koruyucu maddeler yer almaktadır” dedi.
Alerjik Astım’ın nedenleri arasında, ailede astım varlığına rastlandığı gibi, solunum yoluyla toz ve kimyasal maddelere maruz kalan mesleklerde alerjik astımın sıklıkla görüldüğünü belirten Uzman Dr. Demet Çetin, bebeklik döneminde alerjenlere maruz kalmanın ve bu dönemde ağır bir solunum yolu hastalığı geçirmenin alerjik astımda en büyük sebeplerin başında geldiğini kaydetti. Uzm. Dr. Çetin, annenin gebeyken sigara içmemesi ve bireylerin alerjik astımdan kaçınması için de yoğun biçimde sigara dumanına maruz kalınmaması gerektiğinin altını çizdi. Alerji testinin önemine vurgu yapan Dr. Çetin, “Astıma eşlik eden yapısal sorunlar veya enfeksiyonlar varsa ortaya çıkmasını sağlayan görüntüleme yöntemlerinden olan Akciğer Grafi veya Bilgisayarlı Tomografi (BT) taraması bu rahatsızlıkta oldukça fonksiyoneldir. Alerji testi, deri testleri veya kan testleri ile yapılır. Hastada alerjiye neden olan maddelerin astım ataklarını tetikleyebileceği göz önünde bulundurularak gerekli tedavilere başlanır. Astım tedavisi planlanırken hastalığın ağırlık derecesine göre tedavi hazırlanır. Erken tanı ve iyi bir tedavi ile tamamen rahatsızlık kontrol altına alınabilir. Tedavide önemli olan, hasta-hekim ilişkisi ve hastanın, hastalığı hakkında bilgi sahibi olmasıdır. Tedavinin amacı; hastaya, şikayetlerinin olmadığı veya en az düzeyde olduğu bir yaşam sağlamaktır. Tedavi uzun sürelidir. Tedavide birinci aşama, kişinin duyarlı olduğu alerjenlerden uzaklaşması ve sakınmasıdır. Tedavinin ikinci basamağı ilaçlardır. Öncelikle solunum yolu ile alınan, sprey veya toz şeklindeki ilaçlar tercih edilmelidir. Astım tedavisinde iki çeşit ilaç grubu kullanılmaktadır. Bunlar; hastalığı tedavi eden ya da kontrol eden ilaçlar ve rahatlatıcı ilaçlardır. Astım tedavisinde hangi ilaçların ne kadar süre ile ve hangi durumlarda kullanılacağı mutlaka doktor tarafından belirlenmelidir" ifadelerini kullandı. (İHA)