Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları:
Nesilden nesile omuzlarda taşınan milli ve manevi emenatlerin bilincindeyiz. Hiçbir densiz ve şahsiyetsizden alacak ve öğrenecek bir şeyimiz yoktur. MHP her türlü kumapasa ve kirli oyuna rağmen ayaktadır. Hain ve iş birlikçiler bu davayı aşamayacaklardır. Bozkurt destanına tilki masalıyla cevap yetiştirmeye çalışanların hepsini birden kovar, kovalar ve işimize bakarız. Ahlakını tüketmişler bizimle boy ölçüşemez.
Türkiye'nin tarihi temellerinden kopmadan, milli yeminlerden ayrılmadan yenilenmiş bir sistem yapısıyla devamı artık şarttır ve bu demokrasinin rehberliğiyle sağlanmalıdır.
Mazisi asırlara dayanan ve şimdilerde muhtaç olunan yenilenmiş bir uzlaşma, kucaklaşma ve dayanışma ruhuna acilen ihtiyaç hasıl olmuştur. MHP'nin gaye ve çabası bu yöndedir.
Bize karşı yapılan ahlaksız suçlamaların amacı da, milli muatabakat zeminini çökertmektir. Türkiye düşmanları bildik maşalarını, iplerini gevşeterek ortalığa salmışlardır. Türk ve İslam'a kin besleyen, öfke duyan kim varsa taarruzdadır. Sanılıyorlar ki başaracaklar, Türkiye'nin sırtını yere getirecekler, umuyorlar ki Türk milliyetçiliğini karalayıp karanlık planlarını hayata geçirecekler. Ama bilmiyorlar ki şer tezgahlarını 80 milyon Türk varandaşı başlarına geçirecektir.
"MENBİÇ ARINDIRILMALIDIR"
Türkiye olağanüstü şart ve dönemdedir. El Bab kuşatması sonuç vermiş, kahramanlarımız kentin büyük bölümünde kontrolü sağlamışlardır. Şehit düşen 69 evladımız milli yürekleri kavurmuştur. Şimdi sırayı Rakka operasyonu almıştır ama netleşmiş değildir. Görüşme ve temaslar yoğunlaşmıştır...
Türkiye'nin hiçbir şart altında terör örgütü YPG/PYD ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir. Başbakan'ın 'ÖSO önde biz arkada olacağız' ifadeleri konuya yeni bir boyut getirmiştir. Menbiç, YPG'den tamamen arındırılmalıdır. MHP, askerinin, hükümetinin ve devletinin şartsız yanındadır.
Rusya ve İran'ın izleyeceği potikalar izlenmeli, diyalog kanalları açık tutulmalıdır. Buna rağmen Rusya'nın PYD/PKK'ya Moskova'da kucak açması, Mehmetçikleri şehit edip cılız bir özür ile durumu idare etme kurnazlığı dikkatlerimizden kaçmamıştır.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Türkiye gittikçe kayganlaşan bir tehdit kuşağındadır. Küresel güç odaklarının Türkiye ayağı olan FETÖ'nün 15 Temmuz darbe kakışmasının tamiratı henüz aranan seviyelerde değildir. Türk düşmanlığının paralı ve kumandalı uşakları, milli varlığımızı ateşe vermek istemişlerdir. Hiç kuşku yok ki 15 Temmuz darbe teşebbüsü, son iki asrın en acımasız, vahşi ve cinayet girişimidir. İstilaya direnen isyan karşısında devleşen Türkiye'ye ölüm emri veren alçakları karşı millet varlığı vardır. FETÖ, dışı İslam, içi ihanet olan bir suç şebekesidir.
Bahçeli'nin konuşmasından diğer satır başları şunlar:
- ABD'nin teröristi derhal Türkiye'ye iade etmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin canlanmasına yardım edecek, uluslararası hukukun gereği sayılacaktır.
- 15 Temmuz melanetiyle ilgili taraf olmak zorunluğu vardır. Bu da bütün partiler adına kaçınılmazdır. Bu itibarla Yenikapı ruhu bizim asla vazgeçmediğimiz vazgeçmeyeceğimiz milli duruş ve diriliş tablosunun özetidir.
"İDAMA KAYITSIZ ŞARTSIZ DESTEK VERECEĞİZ"
Bunlar oluyorken 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı'na suikast yapmak isteyen darbecilerin yargılanmasına başlanmıştır. Türk adaletinin bu darbeci ve diğerlerini en ağır şekilde cezalandıracağına inancım tamdır. Hainler idamdan korkmuyor ve milletimiz idam istiyorsa bize düşen bunu Meclis'te yapmaktır. AKP top çevirmesin, zamana oynamasın. İdamda samimiyse MHP'nin sözü söz buna kayıtsız şartsız destek verecektir. 15 Temmuz Türkiye için dönüm noktasıdır.
"PKK'NIN, CHP'NİN, EMEP'İN..."
- Hükümet sisteminde yaptığımız değişikliği, millete götürmek husunda sonuca vardık. 16 Nisan'da demokrasi adabı içinde referandum olacak. Biz devlet için, millet için, cumhuriyet için, Türklüğün bekası için, Türkiye için evet diyeceğiz. Millet ve devlet kaynaşmasına seve seve destek olacağız.
Niye 'evet' diyor muşuz. Ne yapacaktık FETÖ'nün yanında mı duracaktık 'Evet' derken dünkü sözlerimizle çelişiyor muşuz. Niye çelişelim PKK'nın, CHP'nin, EMEP'in, ÖDP'nin, TKP'nin, elinde ülkücü kanı olan Aydınlıkçıların kuyruğuna takılmak asıl çelişki ve çürüme değil midir?