ANKARA (ANKA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın "Zerdüşt" diyerek suçladığı, aşağıladığı zihniyetle, hükümet üyelerinin Diyarbakır’da aynı safa girmelerinin AKP ile BDP arasındaki cepheleşmenin bir senaryodan ibaret olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, “İblis’in yolunu takip eden yalnızca BDP değildir, AKP de kendisine bahtiyarlık ve coşku içinde eşlik etmektedir” dedi.
MHP lideri Bahçeli partisinin grup toplantısında terör ve bölücülük üzerine değerlendirmelerde bulundu. Yürütülen politikaların sonucunda bölücülüğün ve ayrımcılığın çabuk bir şekilde çoğaldığı ve yayıldığı kanserli bir iklim yaşandığını ileri süren Bahçeli, farklılıkları teşvik eden politikaların tehlikelerini anlattı.
-"ERDOĞAN’IN BDP İLE KAVGASI SANAL BİR DİKLENME"-
Karanlık ve melanetin bir ucunda AKP diğer ucunda ise danışıklı dövüş içinde bulunduğu siyasi bölücü BDP’nin olduğunu savunan Bahçeli şunları söyledi:
“Siyasetin bu iki yapışık ikizi bir taraftan sahnede birbirleriyle kavga eder görünmüktedir. Diğer taarftan ise arkadaki makyaj odasında, birbirlerini süslümekte ve sergiledikleri kirli oyunda kullanackaları replikleri karşılıklı olarak prova etmektedirler. AKP ile BDP aynı yolun iki yolcusu, aynı rotanın iki takipçisi, aynı sayfanın iki yüzüdür. AKP ile BDP isim ve kelime farklılığı dışında her şeyiyle örtüşen bir sinsiliktir, karanlık emeldir, miletimizin hayat hakkını eritmeyi hedefleyen asit siyasetinin iki failidir. AKP ile BDP aynı yolu değişik kılıkta yürüyen, aynı amacı farklı sözlerle sahiplenen bir vücudun iki ayağıdır. Bu nedenel Başbakan Erdoğan’ın BDP’yle kavga edişi günü kurtarmaya dönük sanal bir diklenmedir. Karşılıklı söz düelloları, ithamlar AKP ile BDP arasındaki siyasi ulaşımın gizli şifrelerini barındırmaktadır.”
-ARINÇ’IN KÜRTÇE SÖZLERİNE TEPKİ-
Bahçeli, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Diyarbakır ziyaretinde Kürtçe ile ilgili, “Elbette bunu öğrenmemiz, dinlememiz gerek, Çünkü bir lisan, bir insan. Bir insanın kimliğini kabul ediyorsak dilini de kabul etmemiz gerek” şeklinde yaptığı açıklamaları da sert dille eleştirdi. Türk milletini temsil eden ve siyasi sorumluluk üstlenmiş bir iktidarın Türkçe dışında bir dilin savunuculuğuna tevessül etmesinin asla kabul edilemeyeceğini belirten Bahçeli, “Bizim için tek ve vazgeçilmez bir kural vardır. O da Türk devletinin dilinin tek ve bunun da Türkçe olduğudur” diyerek şunları söyledi:
“Diyarbakır’da Kürtçe hayranlığını ve bağlılığını itiraf eden AKP’nin bozuk sicili bakanlarının, bu halleriyle Türk milletine hakaret ettikleri ve bölücülüğün ikmalini sağladıkları kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortadadır. Başbakan Erdoğan medyada köşe tutmuş eski dostlarına tazminat davası açmakla uğraşacağına, bakanlarına odaklanmalı ve gereğini süratle yerine getirmelidir.”
Cumhuriyet’i savunmakla mükellef savcıların bu kepazeliklere ne kadar sessiz duracaklarını soran Bahçeli, “Yeminlerini çiğneyen, ayrımcılığın piyonu ve sözcüsü haline gelen adı bakan, ama gerçekte Türk milletine dönüp de bakmayan bu çürümüşlerden elbette bir gün mutlaka hesap sorulacaktır” dedi.
-“AKP DE İBLİS’İN YOLUNU TAKİP EDİYOR”-
AKP ile BDP’nin bölünmenin bayraktarlığını yaptığını ileri süren MHP lideri Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın 'Zerdüşt' diyerek suçladığı, aşağıladığı zihniyetle, hükümet üyelerinin Diyarbakır’da aynı safa girmeleri de AKP ile BDP arasında cepheleşmenin ve karşıtlığın yalnızca bir senaryodan ibaret olduğunu göstermektedir. Görüldüğü kadarıyla İblis’in yolunu takip eden yalnızca BDP değildir ve AKP de kendisine bahtiyarlık ve coşku içinde eşlik etmektedir” dedi.
-"BARZANİ’NİN KÜRT TOPLANTISI ZAMAN AYARLI BOMBA"-
Bahçeli, “Peşmerge reisi” olarak ifade ettiği Barzani’nin Suriyeli Kürtleri bir araya getirerek toplantı tertip etmesi ve “birleşin” çağrısında bulunmasını da “zaman ayarlı bomba, her an patlayabilir” şeklinde değerlendirdi. Bahçeli, 2012 yılı içinde geniş kapsamlı bir Kürt Konferansı için hazırlıkların yapıldığı dikkate alındığında, Türkiye’nin etnik bir fırtınanın kapısında durduğunu, Erbil’in, Kürdistan’ın kurulması için kuluçka faaliyeti yürüttüğünü ve AKP’nin de buna sessiz durduğunu ileri sürdü. Türkiye’nin demokratik özerklik, iki dilli ortak kurucu halkın olduğu bir devlet, federal devlet ve daha sonra da birleşik Kürdistan fikrinin somutlaşacağı bir batağa sürüklendiğini iddia eden Bahçeli, bu sürecin kılavuzu; mahlasının BOP, gerçek isminin de yeni sömürgecilik olduğunu savundu.
-“İMRALI’NIN YAZLIĞA ÇEVRİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”-
Bölücü örgütün bahar aylarıyla birlikte ses getirecek spot eylemleri; sınır birliklerine, karakollara ve üs bölgelerine muhtemel saldırıları sebebiyle, kamuoyunun silahsız bölücülüğe rıza gösterecek noktaya kadar itileceğini ileri süren Bahçeli, Kürt yazar şair Kemal Burkay’ın “PKK’nın derin devlet desteğinde kurulmuş bir örgüt” olduğu yönündeki açıklamalarını eleştirdi. Bu iddiayla ilgili bilgi ve belge varsa sunulması gerektiğini belirten Bahçeli, eğer iddialar ispatlanamıyorsa bu iddiaları dile getirenler için müfteriliğin bile nazik bir tanımlama olacağını söyledi. Bahçeli, devleti PKK’yla aynı noktaya getirmek ve bölücü terör örgütünü Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilendirmeye çalışmanın “aşağılık bir tertibin ve alçakça yürüyen bir organizasyonun işi” olduğunu savundu.
AKP’nin kimin yanında durduğu, kiminle işbirliğini yaptığını açıklaması gerektiğini belirten Bahçeli, “Parti olarak, yapılacak yeni anayasanın milli kimliğimizden, milli ve üniter devlet yapımızdan, bin yıllık kardeşlik duygusundan taviz vermeden hazırlanması için elimizden gelen tüm demokratik imkânları kullanacağımızdan herkes emin olmalıdır. Bölücülüğü masumlaştıracak, PKK militanlarını affedecek ve İmralı Adası’nı yazlığa dönüştürecek her teklife de sonuna kadar kapalı ve uzak olacağız. Hükümetin timsah gözyaşları döken kuşkulu siması, ne kadar uğraşsa da, ana dilde eğitim taleplerinin önünü açacak her girişime aşılmaz ve geçilmez milli bir duvar olacağız” dedi.