YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bahçeli: AKP Zihniyeti Iş Üstünde Yakalandı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “AKP zihniyeti, Oslo’dan sonra tekrar iş üstünde yakalanmış, siyasi şerefini,...

Bahçeli: AKP Zihniyeti Iş Üstünde Yakalandı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “AKP zihniyeti, Oslo’dan sonra tekrar iş üstünde yakalanmış, siyasi şerefini, siyasi kalitesini ve siyasi ahlakını tam olarak İmralı’nın köhneliğine gömmüştür.” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin çok yoğun, çok girift ve çok çetin bir kaos sürecinin içinde çırpındığını söyledi.
Bahçeli, “Türk milleti meşum bir saldırı altında tutulmakta, Türk devleti linç edilmenin, laçka bir hale getirilmenin sınır hattında tutulmaktadır. AKP’nin, hayasızca, kalleşçe, pervasızca ve hiçbir korkuya kapılmaksızın PKK ve teröristbaşı ile sürdüğü müzakereler bize bunları göstermektedir. Sicili kararmış bölücüler, kravatlı eşkıyalar, ihanetten sabıkalı müptezeller işbaşındadır. Bölücü terör kompartımandan yer kapmaya çalışan, Kandil’deki inlerde ikmal arayışında olan karanlık yüzler coşku içindedir. İmralı canisini özgürlüğüne kavuşturma, Türkiye’yi PKK’ya teslim etme izansızlığının ve ahlaksızlığının tahsildarlığına soyunan çapulcular devrededir.” ifadelerini kullandı.

TUTANAK TARTIŞMALARI

Konuşmasında yaşanan tutanak tartışmalarını da değerlendiren MHP lideri Bahçeli, şöyle devam etti: “İçiniz burkularak okuduğunuzdan eminim ki, 23 Şubat’ta İmralı canisinin BDP’li bölücülerle yaptığı konuşmalar aradan beş gün geçtikten sonra bir gazete tarafından deşifre edilmiştir. Afişe ve ifşa edilen bu diyaloglar içinde, bizim için sürpriz veya şaşırtıcı bir şey yoktur. İmralı canisinden barış incileri, çözüm formülleri, insanlık temennileri bekleyen safdiller, kararmış vicdanlar, taş kalpliler ve zeka özürlüsü bedbahtlar şayet irkilmedilerse, erken gelen bu terbiyesiz, aşağılık ve kalleş sözlerle köşeye sıkıştıklarını er ya da geç göreceklerdir. İmralı canisi ve ölüm çetesi bildik ve malumlarımız olan tezlerini, planlarını ve hain amaçlarını AKP’den aldıkları destek ve gördükleri himayeyle üst bir noktaya taşımışlardır. Bizim için, BDP’lilerle Öcalan arasındaki görüşmelerin kim ya da kimler tarafından, niçin sızdırıldığının fazlaca bir önemi yoktur. Fakat işin içinde provokatör arayanların, köstebek izi sürenlerin, siyasi dedektiflik görevini deruhte edenlerin, savunmaya geçerek karşı tarafı suçlayanların ve sabotörler işbaşında diyerek ön almaya çalışanların bu sızmada topyekun parmağı olduğu bariz gerçekliktir. AKP zihniyeti, Oslo’dan sonra tekrar iş üstünde yakalanmış, siyasi şerefini, siyasi kalitesini ve siyasi ahlakını tam olarak İmralı’nın köhneliğine gömmüştür. Eğer gerçekten de AKP suçlu arıyorsa BDP’ye, BDP derin kulak arıyorsa AKP’ye bakmalıdır. Siyasetin bu iki şer cephesi, iblisin bu iki yeryüzü müdavimi Türk milletine psikolojik operasyon tezgahı kurmuş, kamuoyu algısını yönetmek için beraberce kaynattıkları bölücülük kazanına varlığımızı ve hayat haklarımızı atmışlardır.”

Başbakan’ın söz konusu gazete için kullandığı ifadeleri ‘suçüstü basılan bir zanlının telaş ve çırpınışı’ olarak nitelendiren Bahçeli, “Bize kalırsa, Başbakan Erdoğan 'Batsın böyle gazetecilik' diyerek havanda su dövmeyi bırakmalı, ille de batacak ve yerin dibine geçecek birisini arıyorsa tez elden aynanın karşısına geçip BOP’çuluktan simsiyah kesilmiş yüz hatlarına dikkat kesilmelidir.” diye konuştu.

"İMRALI CANİSİ AK PARTİ'Yİ TOPAÇ GİBİ ÇEVİRİYOR"

“Tümüyle sabittir ki, İmralı canisi AKP’yi topaç gibi çevirmekte, kum torbası gibi görmekte ve türlü manevralarla kendisine bağlamaktadır.” diyen Bahçeli, şöyle devam etti: “Gelişmeler bize, Başbakan Erdoğan’ın Abdullah Öcalan’la siyam ikizi haline geldiğini, aynı tarlanın mahsulü olduğunu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlamaktadır. Canibaşı hepimizin bildiği kişi olup, aynıdır; BDP değişmemiştir ve yerinde durmaktadır; PKK ise olduğu yerde çivilendiğinden asla taviz vermemektedir. Şu işe bakınız ki, AKP dümeni kırılmış metruk bir tekne gibi oradan buraya, şuradan oraya savrulmakta, bölücü terörün kıyılarında umut arayacak kadar dengesizliğin, densizliğin ve acziyetin dibini boylamaktadır. İmralı canisinin BDP’lilere açıkladığı görüşleri, her ne hikmetse sızıntının kim tarafından yapıldığı kadar konuşulmamış, hele hele Başbakan birkaç dolaylı söz dışında bunun yanından bile geçmemiştir. Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz hafta sonu Balıkesir’de, ‘Art niyetli haberlere, dedikodulara, söylentilere, medya üzerinden kurulan tuzaklara itibar etmeyin, biz açıklama yapmadıkça, teyit etmedikçe bütün söylentiler, dedikodular yalandır, iftiradır, asılsızdır’ sözlerini rahatlıkla ve yüzü kızarmadan ulu orta kullanılabilmiştir. Bir insanın alenileşmiş rezil düşünceleri böylesine çarpıtabilmesi için ya ar damarının çatlaması veya basiretinin bağlanması yeter sebep olacaktır. Öncelikle şu hususun altını kalın olarak çiziyorum ki, Başbakan Erdoğan İmralı canisinin BDP’lilere hezeyanlar içinde açıkladığı düşüncelerin neresinde kendisine bir rol biçmektedir? Bu kepazeliklere onay vermiş, bu şerefsizliğe destek sağlamış mıdır? Başbakan Erdoğan İmralı canisiyle neyi görüşmekte, neyin pazarlığını yapmakta, neleri vaat etmektedir? 14 yıl evvel mevta olmuş, kadavra haline dönmüş, sinmiş, bitmiş, İmralı kodesine tıkılmış bir katili, tekrar Türk milletine ve devletine diklenen ve kafa tutan cürete getiren esas amil Başbakan’ın kapalı kapılar arkasında verdiği umutlar mıdır? Başbakan Erdoğan; şeytanla, canavarla, şehidimizin, gazimizin varlığına namlu çeviren günahkarla hangi sözde çözüm ve barış projeleri altında buluşmaktadır? Bunlar mutlaka cevaplandırılması ve açığa çıkarılması gereken sorulardır ve Başbakan gecikmemelidir.”

“İMRALI, TERÖRİSTBAŞININ YENİ KARARGAHI OLDU.”

İmralı’nın, Başbakan’ın göz yummasıyla teröristbaşının yeni karargâhı haline dönüştüğünü savunan Bahçeli, “Başbakan Erdoğan ile İmralı canisi müzakere yapa yapa benzeşmişler, birbirlerinden etkilenmişler, aynı düşünce kirine bulaşmışlardır. En sonunda İmralı canisi de anayasa hazırlığına İmralı’dan müdahil olmuş ve tekliflerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na ulaştırmak üzere ulaklarına vermiştir. Görüldüğü kadarıyla AKP, PKK ile anayasa yapmak amacıyla kolları sıvamıştır. Acaba TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek bunlara ne diyecektir? Öcalan’dan başkanlık konusunda açık çek alan Başbakan tahmin ediyoruz ki rahatlamış ve rahata ermiştir. Önemli olan da zaten budur.” diye konuştu.

“CHP’NİN NEREDE DURDUĞU BELLİ DEĞİL”

Ana muhalefet partisi CHP’nin nerede durduğunun belli olmadığını söyleyen Bahçeli, “CHP Genel Başkanı süreç denilen çöküş ve çözülme sürecine negatif yaklaşmadıklarını, ama bilgi alamadıklarını şikayetle belirtmektedir. Ana muhalefet partisi lideri ayrıca, ‘Neden ben yokum, ne konuşuyorsunuz bana da söyleyin, kredi verdim, paylaşın, şeffaf olun’ türünden sözlerle rol kapmak derdine düşmüştür. CHP’nin bir genel başkan yardımcısı ise İmralı canisinin vatandaşlık tarifinin, kendilerinin milliyetçilik anlayışıyla örtüştüğünü vurgun yemişçesine dile getirmiştir. AKP-CHP-BDP-PKK yapılanması, aslında Sevr masasının dört bacağı, bölünmenin dört gözü, yıkım ve çözülmenin dört ası olarak durmadan zehir kusmakta ve milletimize pusu kurmaktadır.” şeklinde konuştu.

“ARAMIZDAKİ AYRIK OTLARINI TEMİZLEYECEĞİZ”

Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aramızdaki ayrık otlarını milletimin tüm fertleriyle birlikte temizleyeceğimize, bölücüleri, terör tüccarlarını, ara bozucuları ve BOP suyundan içenleri dışlayarak Türk milletini güçlü, Türkiye’yi küresel ölçekte sözü dinlenen itibarlı bir ülke yapacağımıza inanıyor, tüm gayretimizin buna dönük olduğunun bilinmesini istiyorum. Bize göre, cinayet örgütünden insanlık adımları beklenmemeli, Nevruz vadeli dillendirilen senaryoların daha maliyetli olarak milletimize fatura edileceği, terör örgütünün asla silah bırakmayacağı anlaşılmalıdır. Başbakan farkında mıdır bilemem, ama analarımızın gözyaşını döken bizzat kendisi ve canlandırdığı terör örgütüdür. Analar ağlamasın diyenler, bu zamana kadar anaları inim inim inletmiştir. Kandan geçinen, kayıplarımıza neden olan ve Türkiye’yi küresel ölüm karaborsasında satışa çıkaran Başbakan ve hükümetidir.”

“BİZ HİNT KUMAŞI DEĞİLİZ, OLMAYA DA NİYETİMİZ YOK”

Başbakan Erdoğan’ın kendilerine yönelik bazı eleştirilerine cevap veren Bahçeli, “Ayrıca bize bulunmaz Hint kumaşı olmadığımızı söyleyerek kim olduğumuzu soran ve AKP’ye ve CHP’ye randevu vermeyişimizi sızlanarak dillendiren Başbakan’a diyeceklerim şunlardır: Doğrudur, biz Hint Kumaşı değiliz, olmaya da niyetimiz yoktur. Bizim İmralı canisine pazarlık yapan, sözde çözüm limanına demirleyen ve Türk milletini çöküşe götüren hiç kimseyle görüşecek bir şeyimiz yoktur. Başbakan tercih hakkını kullanmış ve teröristbaşıyla randevulaşarak tarafını belli etmiştir. Bunun için bizimle görüşecek, konuşacak ve iletecek bir şeyi de kalmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi Hint kumaşı değildir, ama Başbakan’ın panzehiri, bölücülük mikrobunun aşısı, terörün hasmı, kardeşliğin aşığı, huzurun bekçisi, istikrarın gözcüsü, gerçek barışın sözcüsü ve Türk milletinin ta kendisidir. İmralı karanlığında yönünü kaybedenler, Kandil kuyusuna atlayanlar bizi anlayamaz, bizimle boy ölçüşemez. Terör postacılığına kadar işi götürenler bizimle aynı hizada ve seviyede bulunamaz. Mardin’de milliyetçiliğe ve Türklüğe küfür edip, Balıkesir’de tek millet diyerek münafıkça çark edenler bizimle buluşamaz, bizimle herhangi bir şey paylaşamaz. Çünkü biz Milliyetçi Hareketiz, zikzak çizenlerden, patinaj yapanlardan, kötülüğün çukuruna, karambolün kucağına, kimliksizliğin uçurumuna düşenlerden ve yaşarken siyasi ceset haline gelenlerden hamd olsun olmadık, asla da olmayacağız.” sözlerini kaydetti.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler