MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Paris’te öldürülen kadın teröristlerin cenaze törenlerinin şova dönüştürüldüğünü söyleyerek, “Geçtiğimiz hafta önce Diyarbakır, arkasında da Tunceli, Kahramanmaraş ve Mersin terör örgütünün hiç olmadığı kadar hareket kabiliyetine eriştiği yerler olmuştur.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. Bahçeli, “Başbakan Erdoğan, Damat Ferit’ten aldığı bayrağı parçalanmış millet bünyesine, bölünmüş vatan coğrafyasına dikmek için çalışmaktadır.” diye konuştu. Diz çökme politikası izlendiğini ve bu durumun ülkeyi sona yaklaştırdığını kaydeden Bahçeli, “AKP hükümeti, Şark Meselesi’nin kalıntısı, uzantısı, parçası ve bir uzvu olmaya talip olmuştur. Başbakan Erdoğan için Haçlılarla, kâfir planlarıyla bir ve aynı niyete sahip olmak rahatsız edici görülmemiştir.” şeklinde konuştu.
İmralı ile başlatılan süreci de eleştiren Bahçeli, şöyle devam etti: “AKP’nin İmralı canisiyle yürüttüğü müzakere ve görüşme trafiği Türk milletini kafese almanın, zincire vurmanın ve yeminlerinden ayırmanın bir yöntemi, bir örneğidir. PKK talepleri gün be gün karşılanmakta ve cevap bulmaktadır. Bu hafta içinde Meclis gündemine gelecek anadilde savunma talebine ilişkin kanun teklifi bunlardan birisidir. Ne söylenirse söylensin, ne yapılırsa yapılsın, ömür boyu hapis cezası almış idamlık bir mahkûm ve terör suçlusuyla, sözde çözüm ve barış adına pazarlıklar yürütmek izahı olmayacak bir sapma ve sapkınlıktır. AKP’nin medet beklediği, çare umduğu, elinden tuttuğu şahıs Türk milletine çevrilmiş ölüm silahının bir numaralı failidir. Şehitlerimizin kanı bu alçağın eline bulaşmıştır. Şehit analarının ah ve bedduası teröristlerin ve eşbaşkanların alnına yapışmıştır.”
BAHÇELİ, TÜSİAD’A YÜKLENDİ
Süreçle ilgili bazı sorular yönelten Bahçeli, TÜSİAD’a da yüklendi. Bahçeli, “Çözüm diyerek topa giren, müzakereler sürsün diyen, barışa vurgu yapan TÜSİAD yöneticileri siz çözümden ne anlıyorsunuz? İstanbul’da kuru laf kalabalığıyla konuşacağınıza, bol keseden atıp tutacağınıza zahmet edip, mesela Hakkâri’de, Şırnak’ta, Diyarbakır’da, Bingöl’de ne zaman yatırım yapacak, ne zaman fabrika kuracaksınız?” diye sordu.
Bahçeli, Paris’te öldürülen 3 terör örgütü mensubu ile ilgili de şunları söyledi: “3 kadın teröristin öldürülmesiyle ilgili soruşturmada, Paris Cumhuriyet Savcısı bir numaralı zanlıyı açıklamış ve bunun da PKK’lı olduğu ortaya çıkmıştır. 13 Ocak 2013 tarihinde, Merkez Yönetim Kurulu asil ve yedek üyelerimizle milletvekillerimizin katıldığı toplantıların ardından düzenlediğimiz basın toplantısında, Paris’teki infazları örgütün iç hesaplaşması olarak gören değerlendirmemiz büyük ihtimalle yerini bulmuştur. Yine de bu olayın üzerindeki sis perdesi tümüyle aralanmalı ve mutlaka cinayetler tam olarak aydınlatılmalıdır.”
“CENAZELER TERÖR PROPAGANDASINA ÇEVİRİLDİ.”
Türkiye getirilen cenazelerin, ‘AKP’nin müsamahası ve göz yumması altında tam bir şova dönüştüğünü ve aleni terör propagandasına çevrildiğini” söyleyen Bahçeli, “Geçtiğimiz hafta önce Diyarbakır, arkasında da Tunceli, Kahramanmaraş ve Mersin terör örgütünün hiç olmadığı kadar hareket kabiliyetine eriştiği yerler olmuştur. Türk milleti ölü üzerinden istismara yeltenen, bunu fırsat ve ganimete çevirme yüzsüzlüğünden çekinmeyen bölücü güruhun küstahlıklarını ibretle izlemiştir. Başbakan Erdoğan’ın samimiyet testi, samimiyet sınavı, turnusol kâğıdı olarak tasvirini yaptığı hıyanet sürecinin zedelenmemesi için provokasyonlara dikkat çekmesi, Türk devletini cenazelerin bulunduğu mahallerden uzak tutmasıyla paralel ilerlemiştir. Bilhassa 17 Ocak tarihinde, Diyarbakır’da bölücü örgütün at koşturduğunu ve her şeyi kontrolü altına aldığını gösteren manzara şüphesiz en başta hükümet adına utanç verici bir acziyet olarak görülmelidir.” dedi.
“DİYARBAKIR, İKİNCİ HABUR’DUR”
Diyarbakır’da devletin PKK’nın seviyesine indirilerek, polis ve askerlerin geri tutulduğunu kaydeden Bahçeli, “Bu aslında ikinci bir Habur’dur ve rezillikler örtbas edilerek hasıraltı yapılmıştır. ‘Barışın kazananı, savaşın kaybedeni olmaz’ şeklindeki ucube sözü adeta Türkiye Cumhuriyeti’ni PKK’yla eşitlemek ve bir göstermek için servis edilmiştir. Sözde güvenlik önlemleri PKK militanları tarafından alınmış, şehir eşkıyaları yolları keserek araç ve kimlik kontrolü yapmışlardır. Örgüt paçavraları, tabutların üzerine serilmiş ve hastane önlerindeki bayrak direklerine asılmış, sonuçta taşlar bağlanmış ve teröristler cirit atmıştır.” şeklinde konuştu.
“AKP; PKK’ya Habur’da karşılama, Diyarbakır’da da cenaze töreni düzenlemiş ve siciline bir karanlık mühür daha yemiştir.” diyen Bahçeli, şunları dile getirdi: “Elbirliğiyle kaldırılan terörist tabutları, aslında Türk milleti için kurgulanan ölüm merasiminin bir provası niteliğinde geçmiştir. Öylesine tehlikeli bir psikolojik ortam kamuoyuna pompalanmıştır ki, eğer devlet olmazsa, yani Türkiye bölünürse, hiçbir sorun yaşanmayacak ve bir mesele de kalmayacaktır. Bu son gelişmeler, müzakerelerin en sinsi ve en kurnaz planlanmış bir safhasından başka bir şey değildir. Ve bu bile başlı başına Türkiye’nin içine düştüğü içler acısı durumu göstermesi bakımından kayda değerdir. Eğer adalet hala varsa, mahkemeler açık ve çalışır vaziyette ise Diyarbakır’daki örgüt propagandalarıyla ilgili soruşturma açılması, PKK paçavralarının bayrak gibi sallanması ve tabutların üzerine serilmesi hakkında hemen cezai takibat başlatılması zorunluluk olacaktır.Ben yiğit, cesur ve hukuka tam manasıyla riayet eden Cumhuriyet savcılarından ses ve çıkış bekliyorum. Diyarbakır’da PKK’nın meşrulaştırma girişimlerine ders verecek, Türk milletinin, Türk devletin hak ve hukukunu sahiplenmiş kararlı ve yürekli hâkimlerin ortaya çıkmasını diliyorum.”
“KÜRTÇÜLÜĞÜN MUTFAĞINDA YÜZÜNÜ KAPATAN AŞÇI SENSİN.”
Başbakan Erdoğan’ın fikirlerinin tutarlı olmadığını, sözlerinde derinlik bulunmadığını savunan Bahçeli, “Başbakan ne zaman sıkışsa, ne zaman bunalsa anında makas değiştirmekte, birden dümen kırmaktadır. İlke, liyakat ve ehliyet bakımından sorunlu olan bu kafa yapısının, hezeyanlarıyla ülke yönetmesi milletimiz adına talihsizliktir. Başbakan Erdoğan hafta sonunda Gaziantep’te yaptığı bir konuşmasında aynen şöyle demiştir: ‘Tutturmuşlar bir şey; 'Kürt sorunu'. Ben Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum. Kürt kardeşimin sorununa evet, Kürtçülüğe hayır… Kürtçülüğü reddediyorum.’ Başbakan Erdoğan yine gerçekleri sabote etmiş, yine dara düşünce kendisiyle çelişmiştir. Aziz milletimiz bu ülkede Kürtçülüğün yayılmasına, bölücülüğün taban tutmasına ve etnik terörün masumiyet kisvesine büründürülerek temize çıkarılma arayışlarına kim ya da kimlerin neden olduğunu iyi bilmektedir. Merak etme Sayın Başbakan; göğe direk, denize kapak olmayacağı gibi, nafile beyanların, yalan sözlerin de kalıcılığı ve geçerliliği bulunmayacaktır. Bu sebeple, ne dersen de, Kürtçülüğün mutfağında yüzünü kapatan aşçı sensin. Gerçekten de Başbakan Erdoğan ölüm döşeğindeki Kürtçülüğe can veren, su veren ve hayat veren kişidir.Kürt sorunu tanımlamasında da Başbakan’ın sicili bozuk, beyanları sallantılı ve sarsaktır.” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın Gazinatep’de ki “O oy senin olsun, al onu kendine sakla” şeklindeki sözlerinin demokrasiye saygısızlık ve söz söyleme özgürlüğüne darbe olduğunu ifade eden Bahçeli, “Gaziantep’teki hakaret tüm öğretmenlerimize, tüm memurlarımıza ve iş bekleyen tüm kardeşlerimize yapılmıştır. Bu vefasız zihniyet artık hak ettiğini bulmalı, hak ettiği cevabı sandıktan almalıdır” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz