Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Madem ki bir vatandaşımız uzaya girecek, artık astronot ya da kozmonot kelimelerine Türkçe karşılık bulmak gerekiyor. Buradan dilbilimcilerimize çağrıda bulunuyor ve diyorum ki, gelin Türk uzay yolcularına Türkçe bir isim bulalım" çağrısının ardından sosyal medyada vatandaşlar isim önerilerini sunmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısı üzerine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uzaya gidecek astronot için isim önerisi olarak "Caca Bey"i ileri sürdü. Devlet Bahçeli'nin Caca Bey'in adını söylemesinin ardından "Caca Bey kimdir, Caca Bey ne yapmıştır " soruları gündem oldu. Cacabey, Mevlana ve Hacıbektaş-ı Veli ile yolları nasıl kesişti? Caca Bey'in türbesi nerde bulunuyor? Caca Bey kimdir? İşte Caca Bey'in hayatı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk astronotun ismi ne olsun sorusuna, MHP lideri Devlet Bahçeli'den yanıt geldi. MHP lideri, "Cacabey" önerisinde bulunarak ilk Türk gökbilim medresesini kuran Caca Bey'i unutmadı.
Selçuklular döneminde Ceceli aşiretinin beyi olan Emir Bahaddin Caca’nın oğlu olarak dünyaya gelen Cacaoğlu Nureddin Cebrail (Cacabey) 1240 yılında Kırşehir’de doğdu. Henüz küçük yaşlardayken üstün yeteneklerinden dolayı devletin önde gelenlerinin dikkatini çeken Caca bey, Kırşehir'de devrin fakültesi olarak bilinen Caca Bey Medresesi'ni yaptırdı. Caca Bey ayrıca yönetim ve yazı dilinde Türkçe kullanarak, Türkçe'ye verdiği önemle de bilinmektedir. Kırşehir’e büyük hizmetlerde bulunmuş, büyük ve tarihi şahsiyettir. Cacabey ünlü İslam bilim adamları ile aynı dönemde yaşamıştır. 1270 yılında Hacı Bektaş ile, 1273 yılında Mevlana ile birçok defa buluşmuşlardır.
Henüz genç yaşlarda başarısı dillerden dillere dolanan Caca Bey kısa bir sürede devlet büyüklerinin yanında yer aldı. Ayrıca dünyaca ünlü hoşgörü ve barışın sembolü olan Mevlana ile resmi görüşmelerde aynı yerde bulunan Caca Bey, Mevlana'nın övgü dolu mektupları ve sözlerini de almıştır. Caca bey'in yetenekleri ve başarıları Mevlana dışında Hacı Bektaş Veli'nin de dikkatini çekmiştir. Caca Bey bu süreçte Hacı Bektaşi Veli'yi himayesine almış ve onunla ilgilenmiştir.
Caca Bey ilk Türk gökbilim medresesini kurmasının dışında, Anadolu'da birçok hayır kurumu, cami ve zaviye gibi yerleri yaptırmasıyla ve onarmasıyla da adını duyurmuştur. Caca Bey, 1301 yılında Bizanslılara karşı savaşırken ölmüştür. Cenazesi, Kırşehir’e getirilerek yaptırdığı medresenin yanındaki türbeye defnedilmiştir.
Kırşehir'in tam merkezinde yer alan medrese, Caca Bey tarafından 1271-1272 yıllarında bir gözlem evi (rasathane) ve medrese olarak yaptırılmıştır. Bu yapı uzun bir süre sonra camiye çevrilerek günümüze kadar aktarılmıştır. Kırşehirli vatandaşların yaptığı yoruma göre, " Türk bilim adamı Uluğ Bey’in Batı Türkistan’da kurduğu medrese ne ise, Caca Bey’in kurduğu bu bilim merkezi de aynı derecede öneme sahiptir." denilmiştir. Birkaç kez onarılmış olup, minaresindeki mavi çiniler nedeniyle halk arasında cıncıklı camii adı ile anılmaktadır. Medrese kesme taştan yapılmış olup kare planlıdır. Kubbeli medrese yapı tipine dahildir. Minare yapının arka tarafına alınmıştır.
Döneminde astronomi yüksek okulu olarak hizmet vermiştir. Kubbesi açık ve altında bir kuyunun bulunduğu medresede kuyunun içindeki suya yansıyan yıldızlar incelenir, bunlar üzerinde araştırmalar yapılırdı.
Cacabey’e ait Arapça ve Moğolca olmak üzere toplam 4 vakıfname bulunmaktadır. Bu vakıfnamelerde medresi, mescit, hanıkâa, zaviye, mektep, dar’ül el süleha, türbe ile Kayseri, İskilip ve Eskişehir’de pek çok eserler yaptırdığına dair bilgiler yer almaktadır.