HABER

Bahçeli: Erdoğan alkışlandıkça götürüyor

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Kazlıçeşme mitinginde konuştu

Kazlıçeşme Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Bahçeli'nin, konuşması sırasında yaşadığı öksürük nedeniyle zaman zaman konuşmakta güçlük çektiği gözlendi. MHP yürüyüşünün İstanbul'dan başlayacağını söyleyen Devlet Bahçeli, "Yürüme sırası bizdedir. Allah için yürüyeceğiz. Kafire kabus yaşatacağız, kafire kabus yaşatacağız. Millet için yürüyeceğiz, haine haddini bildireceğiz. Mazlumlar için yürüyeceğiz, zalimleri ezip geçeceğiz. Kırılan umutları tamir etmek, incinen gönülleri onarmak, burkulan kalpleri iyileştirmek için bizimle yürü İstanbul. Vatan için, bayrak için, şeref ve namus için bizimle yürü İstanbul. Biz yürürsek önümüzde kimseler duramayacaktır” diye konuştu.

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:

Türkiye’nin harekete geçmesi geri çekilmenin faillerini köşeye sıkıştıracaktır. İstiyorlar ki Türk milleti dursun sussun kımıldamasın. Yok böyle bir yağma. Yürüyüşümüz saniye ibresi kadar hızlanacak katlanarak hedefe varacaktır. Fetih günü bugün. Yürü ey aziz milletim muzaffer sabahların şükür duası yakın. Yürü ey Türkiye’nin yeni bir kurtuluşun doğum günü 7 Haziran. Yürürken engelleri görüyoruz, oyunları bozuyor, tuzakları yarıyor, provokasyonları alt üst ediyoruz. Biliyorsunuz İstanbul’da miting yapmamızın önüne geçme maksadıyla her çamura başvurdular.

Yenikapı dedik, fetih şöleni var, kurulan platform bir günde sökülemez dediler. Bakırköy Pazar alanı dedik, zorlamayın izin yok dediler. Maltepe meydanı dedik, bağımsız adaylar da orayı istiyor ne çıkarsa bahtınıza heveslenmeyin dediler. Kazlıçeşme meydanı olsun istedik, miting alanı değil boşuna uğraşmayın dediler. Önümüze set çekenler, kardeşlerimizle buluşmamızdan ürkenler bir şeyi unutmuştur. Şimdi ben unuttuklarını hatırlatayım. MHP, haklı olduğu bir konuda engel tanımaz. Yakar bariyerleri yıkar geçer. MHP demokratik ve kanuni hakkını çiğnetmez. Sonu nereye varırsa varsın geri adım atmaz. Korkuları paramparça eder.

Hangi çılgın yürüyüşümüze ket vurabilecektir? Hangi demokrasi düşmanı karşımızda durabilecektir? Eğer hakkımızı aramazsak tehditlere pabuç bırakırsak mahşerde şehitlerimize ne deriz? Yaptık mı? Toplandık mı? Sözümüzü tuttuk mu? Demokratik sabrımızı, hukuka saygımızı yanlışa yoranlar azametli yüzümüzü görünce anında gevşedi, hemen çark etti. Kaldı ki MHP teslimiyet küresine girmez, giremez. Serok Ahmet sesimi duydun mu? 17-25 Erdoğan az da olsan bizi öğrendin mi? İster BOP'a eşbaşkan olsunlar, ister saraylarda sultanlık sürsünler, ister potamyalı, ister erivanlı isterse Kandil'de teröristlerle tüfek çaksınlar. Bize sökmez, milliyetçi harekete diş geçmez. Biz ne babacım diyeni, ne de parayı sıfırla diyen sesleri aklımızdan çıkarırız.

Erdoğan ve Davutoğlu korkudan ne yapacaklarını şaşırmışlardır. AKP'nin dibe doğru inişi ikisini de telaşlandırmıştır. Uşak'ta Erdoğan'a bozkurt işareti yapan bir hanım kardeşimiz şerefsizce gözaltına alınmıştır. Erdoğan'ın tetikçileri parti binamıza sanki herhangi bir terör örgütünün hücre evine baskın düzenler gibi saldırmışlardır. Bunun tarafı olanların 7 Haziran'dan sonra haddini bildireceğiz. Erdoğan'ın bozkurt simgemize düşmanlığını biliyoruz. MHP nefretine de uzun zamandır şahidiz. Milliyetçiliği ayaklar altına alacak kadar kimliksiz olduğu da malumunuzdur. Madem bozkurt işaretine Erdoğan tahammülsüzdür, o halde hodri meydan. Erdoğan'a çağrıda bulunuyorum. Gelsin Kazlıçeşme'ye baksın. Yüzbinlerce bozkurt işareti yapan Türkiye sevdalısı kardeşimi göreceklerdir.

Erdoğan'a sesleniyorum, hadi korkma polislerini buraya da gönder. Hadi yandaş savcı hakimlerini buraya da görevlendir. Gücün yetiyorsa yüzbinlere kelepçe vur mahkemelere çıkar. Aklın kesiyorsa Kazlıçeşme'deki ülkücü inanmışlığı adliyelere götür. 15-25 Erdoğan haydi korkma, mertsen, delikanlıysan, ajanları aramıza yolla hepimizi fişlet. Kafatasçı olarak suçladıkların buradadır. Irkçı gördüklerin buradadır. Faşist dediklerin buradadır. Fatiha bilmeyenler, morg bekçileri diyerek hakir gördüklerin seni beklemektedir. Biz yürüyoruz acaba sen nerede siniyorsun? Sen nerede fitne planları yapıyorsun? Diyorlar ki cumhurbaşkanına hakaret ediliyormuş. Bu da yasalara aykırıymış. Biz bir cumhurbaşkanına hakaret etmeyiz. Gelenek ve siyasi duruşumuzun temelinde devletin başıyla kavga etmek yoktur. Fakat ilk önce Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayı öğrenecek. Cumhurbaşkanı gibi davranacaktır. Muhaliflerine gelince hukuk diyen, kendisine gelince guguk anlayan Erdoğan ya cumhurbaşkanı yada cumhurçıbanı olacaktır.

Erdoğan ne söylerse misliyle onu duyacaktır. Yasadışı yollardan siyasete istikamet vermeye devam ettikçe nefesimiz ensesinde olacaktır. Parlamenter sistemi mayınlamaktan kesinlikle uzak duracaktır. PKK ile yaptığı başkanlık pazarlığından pişmanlık duyacaktır. Korsan mitingler düzenleyip muhalefet ile söz duellosuna girmeyecek, başbakanı panayıra, kendisini cambaza çeviren Davutoğlu'ndan rol kapmayacaktır. Adam gibi cumhurbaşkanı olacak, yerini yurdunu bilecektir. Anayasa'nın çizdiği sınırlardan taşmayacak, yetki ve görev sahasına ihlal etmeyecektir. Şeref ve namus üstüne ettiği yemini çiğnediğinden özürler dileyecektir. Bilal'ine kefilse, küfreden havuzculara inanıyorsa, 17-25 Aralık'tan dolayı mahkemeye çıkıp aklanmanın yollarına bakacaktır.

Artık Erdoğan ve Davutoğlu kürsülerde düet yapmaya başlamışlardır. Erdoğan fetih şöleninden ziyade devlet imkanlarını seferber ederek AKP'nin mitingini yapmıştır. Hukuk bir kez daha ayaklar altına alınmıştır. Kuvvetler ayrımı, cumhurbaşkanlığı makamı bir kez daha ağır yara almıştır. Erdoğan seyyah gibi dolaşmaktadır. Davutoğlu ise sarayın kapısına bağlıdır ve etkisi sıfır hükmündedir. Yeniden diriliş, yükseliş adı altında yapılan şölen bir defa İstanbul'u yok saymaktır. Ecdadımızın kemikleri sızlatılmıştır.
İstanbul'un 562 yıllık fetih ruhu siyasi hesaplara kurban edilmiştir. Açık açık söylüyorum bu nankörlüktür. Bizans'ın son kalıntıları neyin fethini kutlamaktadır? Müslüman kanı dökmek, varlığımızı tüketmek için asırlardır vahşet planları yapan Vatikan'a özenen, örnek gösteren Erdoğan neye ve kimlere hizmetle görevlidir?

Efendimizin kutlu tebliğinde kast eden Erdoğan Fatih Sultan Mehmet'in mirasını ne hakla siyasallaştırmaktadır? Şölen neyin dirilişidir? Neyin yükselişi? Kimin pazarlamasıdır? Fetih için mangal gibi yürek, kaya gibi irade şarttır. Bir avuç eşkiyanın gönlünü almak için takla üstüne takla atan, açılım lobisi bunu kavrayamayacaktır. Gönül kıran kalp kıran, Türk milletini 36'ya ayıran birisinin fetih demesi, fetih ahkamı kesmesi çürümüşlüğü örtemeyecektir. Fetih bir ruhtur. Fetih Türk milletinin emeği ve eseridir. Ancak millete inanmış vicdanların sayesinde yaşayacaktır. Fetih alınteridir, fedakarlıktır, İstanbul'dur Ayasofya'dır.

Davutoğlu dün Ankara'da gaflete düşmüş ve bize devlet dersi vermeye kalkışmıştır. Suriye'deki terörist gruplara silah sevk eden bir işbirlikçinin haddi değildir. Davutoğlu MİT TIR2larıyla ilgili fotoğraflara casusluk diyor. Erdoğan hesabını soracaklarını ifade ediyor. Dahası ikisi birden MİT TIR'larıyla bayır bucak Türkmenlerine yardım götürdüğünü söylüyorlar. Oysa gerçekler farklıdır. Türkmenler bunu yalanlamıştır. Başbakan gazete ilanıyla başbakan aransa senin gibisi bulunamayacaktır. Şimdi doğruyu söyle, kimin silahlarını, hangi odaklara, vekaleten nerelere taşıyordunuz? Türkmenlere yardım ettiniz de elinizi mi tuttuk? Siz kim Türkmenlere yardım etmek kimdir? Davutoğlu devletin haysiyetini iki paralık etmesinin altından nasıl kalkacaktır? TIR'ların durdurulmasından sonra Türkmenler büyük kayba uğradı diyen Davutoğlu, Türkmeneli kan ağlıyor haberin var mı? Erdoğan ve Davutoğlu'na sorarım Kerkük'te Musul'da Türkmenler katliama maruz kalırken nerelerdeydiniz? Kimin sıra gecelerinde sazlı sözlü eğlencelere dalmıştınız? Hangi ajan provokatörlerin himayesindeydiniz? Türkmen kanı eline bulaşan Barzani'ye hangi maksatla silah gönderiyordunuz? PKK'yı Kobani'ye geçirirken hiç mi arlanmıyordunuz?

Amacınız daha fazla Türkmen'in ölmesi, işkence görmesi miydi? MİT TIR'larıyla insani yardım malzemesi gönderiyoruz dediler, ancak TIR'dan vahşet planları çıktı. Türkmen açtır, açıktadır. Sayın Başbakan kimlere ne verdiğinizi, kimlerin kılıcını salladığınızı açıklamazsan, kazanacağın yeni sıfatlarla serokluğu bile çok ararsın. İlk kez doğru söylüyorlar. MHP düşerse Türkiye düşecektir. Türklük uçuruma yuvarlanacaktır. Buna izin veremeyiz. Teslimiyete rıza gösteremeyiz. Soysuzlara sövenlere Türkiye'yi bırakamayız.

Ya MHP ya kaos. Ya MHP ya kavga ve karışıklık. Ya MHP ya hırsızlık, haram ve rüşvet. Başka yol kalmamıştır, 7 Haziran tarihi kaderlerimizi tayin edecek seçimdir. Bu seçim ahlaksızlara karşı erdemin seçimi olacaktır. Vurguna karşı namusun seçimi olacaktır. Yağma ve peşkeşe karşı yüksek ahlakın seçimi olacaktır. Bu seçim bölünmeye karşı milli birliğin seçimi olacaktır. Sömürülmeye karşı milli duruşun seçimi olacaktır. MHP iktidarında namuslular namussuzlara boyun eğmeyecektir. Ve yapılanlar unutulmayacak, mutlaka ve mutlaka hesap sorulacaktır.

Şimdi hepinize soruyorum. 7 Haziran geldiğinde 1 milyar 370 milyon liralık kaçak saraya peşkeş çekilen millet hazinesinin hesabını soracak mısınız? Asgari ücretliye vaat ettiğimiz 1400 lirayı eleştiren, ama sıra Suriyeli sığınmacılara gelince 5 milyar dolar saçanlardan hesap soracak mısınız? Ayakkabı kutularından çıkan haram paranın hesabını soracak mısınız? İstanbul'daki sefaleti düşünüp yoksulluğu kurumsallaştıran ve çerez parası altında kamu araçlarına 3,3 milyar harcayanlara yaptıklarını ödetecek misiniz? 17-25 Aralık'ın hesabını soracak mısınız?

Erdoğan geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa'da konuşmuştu. Orada Diyanet işleri başkanına lutfettiği pahalı otomobil, kendisini dinleyenlere ballandıra ballandıra anlatmıştı. Ne var bunda demişti. Nasılsa devletin malı denizdi. Nasılsa Kısıklı'daki villasında farklı banka hesaplarında milyar dolarları vardı. Erdoğan'ın milletin sırtından uçak alacağım, havuzculara para alacağım demesine itiraz edilmeyecek midir? Erdoğan alkışlandıkça götürüyor, destek gördükçe küpünü dolduruyor.

En Çok Aranan Haberler