ANKARA (ANKA) -MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta gösterdiği tepkiyi "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak göstermesi gereken bu tavrı altı yılı aşkın süredir sergilediği ilkesiz, omurgasız, teslimiyetçi ve daha da önemlisi taşeron siyasetini örtemeyecek yalnızca bir doğrusu sayısız yanlışlarını silmemize yeterli olmayacaktır" diye değerlendirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Davos'da yapılan Dünya Ekonomik Forumu toplantısına katılan Başbakan Erdoğan'ın ekonomik tedbirler açısından çok yararlı olabilecek bu toplantı sürecini siyasal kaygıları ve ihtiraslarıyla başka mecraya kaydırdığını ve kamuoyunun Erdoğan'ın tepkilerine odaklandığını belirten Bahçeli, "Ancak katılma gerekçesi ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir başbakanına yönelik olarak İsrail Cumhurbaşkanı ile oturum yöneticisinin küstah ve aşağılayıcı tavırları karşısında Başbakan Erdoğan'ın tepkisi, yöntemi tartışılsa bile haklı, meşru ve yerindedir" dedi.
-"YALNIZCA BİR DOĞRUSU SAYISIZ YANLIŞLARINI SİLMEMİZE YETMEZ"-
Bahçeli, Erdoğan'ın tepkisi ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak göstermesi gereken tavrın, altı yılı aşkın süredir sergilediği "ilkesiz, omurgasız, teslimiyetçi ve taşeron siyasetini" örtemeyeceğini belirterek "Yalnızca bir doğrusu sayısız yanlışlarını silmemize yeterli olmayacaktır" diye konuştu. Hükümetin tavizkar dış politikasına artık alışmış olan milletin, Başbakan'ın Davos resti karşısında şaşırdığını ve heyecanlandığını ifade eden Bahçeli, "Bu umudu basit hesaplarla iç siyasette oya tahvil etmek isteyen AKP zihniyeti köhnemiş anlayışını yurda dönüşünde de sergilemiş ve maalesef değişen hiçbir şeyin olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur" dedi.
-"SEÇİM KAMPANYASI MALZEMESİ"-
Başbakan Erdoğan'ın Türk basını ve Dışişleri Bakanlığı mensuplarını hedef alan ithamlarının kendisine hakim olan niyetler hakkında kuşkuların doğmasına yol açtığını belirten Bahçeli, yandaş medya aracılığıyla başlatılan "kahramanlık kampanyaları"nı da eleştirdi. Bahçeli, "Başbakan'ın Büyük Atatürk'ün Çanakkale'deki sözlerine atıfta bulunan hamasi beyanları, Türkiye'nin büyüklüğünü anlamak için şerefli tarihimize bakılması yolundaki hatırlatmaları ile yandaş basının ‘fetih-fatih' ekseninde yürüttüğü imaj mühendisliği çabaları, seçim kampanyası malzemelerinin hazırlandığının göstergeleri olmuştur" diye konuştu. Erdoğan'ın tavrının dış politikada iyimserlik yarattığına işaret eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Başbakan ve hükümetinin AB ve ABD karşısında ezik, mahçup, mecbur ve mahkum olmayı bırakması, Hamas'ın avukatı ve sözcüsü olarak görüşlerini savunmada gösterdiği heyecan ve kararlılığı, Türkiye'nin milli çıkarlarını koruma ve savunmada da sergilemesi, Türkiye'yi hain bir kuşatma altına alan kanlı terör ve etnik bölücülükle mücadelede gerekli irade ve dirayeti göstermesi ve başta Kıbrıs, Ermenistan ve Irak konularında Türkiye'nin onuruna, haysiyetine ve şerefli tarihine yakışır omurgalı ve dik bir duruş ortaya koymasıdır. Her şeye rağmen, Başbakan'ın duruşu ümit verici bir gelişme olarak adlandırılmalıdır."
-"ALKIŞLANAN BAŞBAKAN HANGİSİ?"-
Erdoğan'ın Türkiye'ye dönünce iç politikada "şişirdiği sanal kahramanlık" ile gerçek dünyadaki hesaplar arasında bocalamaya başladığını, Davos'ta söylediklerinden aşama şama çark ederek konuyu bir an önce kapatmanın arayışına düştüğünü savunan Bahçeli, "Arkasına düşüp alkışlanan Başbakan hangisidir; Başbakanın açıklamalarında belirttiği gibi gösterdiği tepki İsrail'e değilse İsrail Cumhurbaşkanı'na değilse kime karşı olmuştur? Kime kahramanlık yapmıştır?" diye sordu.
-HÜKÜMETE HAMAS TEPKİSİ-
Başbakan'ın "altyapısı olmayan dik duruşu ve onurlu siyaset" iddialarının sabun köpüğü gibi dağıldığını söyleyen Bahçeli, gelinen aşamada Türkiye'nin özellikle Ortadoğu siyaseti başta olmak üzere yaptığı yanlışların ağır faturasını ödemekle yüz yüze kaldığını öne sürdü. Bahçeli, hükümetin Hamas tavrını "Hükümet Filistinli siyasi gruplardan biri olan Hamas'tan yana tavır aldığına ve arka çıktığına göre, diğer Filistinli kardeşlerimizle olan ilişkileri nasıl düzenleyecek, yüzlerine nasıl bakacaktır?" sözleriyle eleştirdi. "Omurgasız siyaset anlayışı"nın neden olacağı korku ve baskıların bundan sonra Türkiye'yi daha fazla İsrail tarafına iteceğini ve İsrail politikalarının sadık takipçisi haline getireceğini de savunan Bahçeli, "Yapılan mezalim bir vakıadır ama dünya da Gazze'den ibaret değildir. Eş başkanlığını Başbakanın iftiharla yaptığı çok geniş coğrafyalar ve mazlum milletler de inim inim inlemektedir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti için gerçek haysiyet ve samimiyet sınavı şimdi başlamıştır. Gerçek duruş şimdi anlaşılacaktır" dedi.
-"AKP HÜKÜMETİ IMF'NIN PAÇASINI HİÇ BIRAKMAYACAK"-
IMF ile görüşmeleri de değerlendiren Bahçeli, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in ‘zaten küresel kriz olmasaydı bile IMF ile daha önce bir ‘ihtiyati stand-by' yapmayı planladıkları" şeklindeki sözlerini "AKP hükümetinin IMF'nin paçasını hiç bırakmayacağının itirafı" olarak değerlendirdi. Türkiye ekonomisinin kendi iç çelişkilerinden kaynaklanan ve kronik bir hal alan hastalıklı yapısına küresel kriz ateşinin tam olarak bulaşmasının an meselesi olduğunu söyleyen Bahçeli, "Kriz girdabına giren bazı ülkelerle anlaşmadaki hız ve çabukluğu ortada olan IMF'nin madem istenmeyen ve kabul edilemeyecek talepleri vardır o zaman kapısında beklemenin, sürekli olarak suya sabuna dokunmayan açıklamalarla ertelenen görüşmelerin devam ettirilmesinin hiçbir manası olmayacaktır. Türkiye'nin ayak sürüyen, mazeretler üreten, anlaşmamak için zemin kollayan IMF'ye söyleyeceği sözü olabilmelidir" diye konuştu.
-"DOĞALGAZ İNDİRİMİ SEÇİM TELAŞI OLARAK GÖRÜLMELİ"-
Doğalgaza yapılan zamlardan sonra indirime gidilmesinin Başbakan Erdoğan'ın bir hesaplama hatası ya da ‘seçim telaşı' olarak görülmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, "Bize göre sandık ufukta görünmüş, AKP hükümeti doğalgaza yaptığı büyük zammın küçük bir bölümünü geri almak için harekete geçmiştir. Doğalgaz faturalarındaki yüksek meblağlara maruz kalan vatandaşlarımız elbette bu siyasi uyanıklığı değerlendirecektir. Vatandaşlarımızın biraz daha soluk alabilmesi için geçtiğimiz yıl yapılan zammın en az yarısının geri alınmasının gerektiğine inanıyoruz" dedi.